Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

İnsanlar

İnsanlarKokularını da kendileriyle getirir,BırakırVe giderlerİnsanlar,Bir gün gelir ve diğer gün giderlerAmaRüyalarımızda kalırlarİnsanlar,Bir gün gelir ve diğer gün giderlerAmaDünlerini kendileriyle götüremezlerİnsanlarGelirlerHatıralarını bırakırVe giderlerİnsanlarBir gün gelirlerVe takvimin bütün yaprakları ilkbahar olurVe bir gün gittiklerinde“Dört mevsim sonbaharı”Kendileriyle götürmezlerAma geldiklerindeKendi şarkılarını mırıldanırAma gittiklerindeOnu götürmezlerİnsanlarGelir ve giderlerAma özlemlerimizdeŞiirlerimizdeVe gecemizin ıslak rüyalarındaHep kalırlar…BırakmayınızBir gün getirdiğiniz bütün her şeyiGötürünüzGittiğinizdeAsla insanın uyku ve …

Devamını oku

Spleen (Melâl)

Bin seneden ziyâde yaşamışım gibi hatıralarım var. Hesap pusulaları, şiirler, muhabbetnâmeler, dâvâlar ve şarkılarla,makbuz kâğıtlarına sarılmış ağır saçlar dolu,çekmeli bir büyük dolap benim kötü beynimden,daha az sır saklar.Bu umumi bir mezardan ziyâde, ölüleri hâvî,bir ehramdır, cesîm mahzendir.– Ben ayın menfur bir mezaristânıyım kiorada vicdan azapları gibi uzun kurtlar sürünürve dâimâ benim en aziz ölülerimin üzerine …

Devamını oku

Okuma Sanatı Üzerine Bir Deneme

 Walter Winkelman, “Okuma Sanatı Üzerine” yazısının girişinde Goethe’den şu anekdotu nakleder: “Goethe, Eckermann ile Konuşmalar’ında doğru dürüst okumayı öğrenmek için seksen yıl harcadığını, yine de kendini bu ülküye tam ulaşmış saymadığını söyler. Goethe bu sözle besbelli okullarda öğrenilen okumayı değil, fakat bu melekeyi işlete işlete onu gerçek okuma sanatı hâline getirmeyi kastediyor ve ilerlemiş yaşında …

Devamını oku

insan, kendi sesini, dâima, başkalarından önce işitir

Bile bile aynı kâğıdı açıyorum: kendimi sınamanın ağırlığı hergün artsa da. * Saat kaç olmuş… hâlâ bir çocuk yürümemiş sokakta! * Sabah da, akşam da kül boşaltıyorum: yanan zamanın. * Tek tek kendi yazgımızı mı yaşayacağız, yoksa yazgılarımızın toplamından her birimize düşen parçayı mı yaşayacağız? * Hayır! yazar havlu atmaz. Olsa olsa, sükûtunu duvara asar, …

Devamını oku

Anlam

Ve kayığına bindi,Yanına bir anlam aldı, açıldı. Özdemir Asaf

Küllenen

karlı ve tipili bir gece yarısı bir eski dost çaldı kapımı bıyıkları mavi buz sarkıtları eskimiş kaputu yırtıklı postalı.     -tak tak, kimdir o      kim, ya gelmişse      gecelerin kara      yüzlü konukları.     -yabancı değilim      benim      sana kalbimi      getirdim konacak yer arayan ürkek bir kuş gibiyim bu aldığım …

Devamını oku

Ilık Kocaman Bakışlar

Yorgun ve bozuktum bir çağdaVerimsiz bezginGeçti günlerUçtu çekip karnından kopardığım tüyler Şen miyim martıları koluma takarakBir güç denemesiyle pazularımKahverengi-kendi kendine canlı-kabararak Birara bütün kuvvetlerim elimdeÖyle ki dalgalar gibiyimBir okyanus kalbindeÇevirdim hem üç kere numaranıBirileri bir cumartesiMüthiş morarıp genişlediğini bildirdilerŞaka mı bu hayır şırrak bir şokÜzülmüyorum korkmuyorum ağlamıyorumSadece“Melenkoliniz uğradı” diyor pansiyoncu kadın“Haber vereyim dedim yoktunuz dünden …

Devamını oku

Vakit Sarı Tunç Kara Demir

İnsanın delikanlılığı üzerine konuşalım Parmağıyla bir zincir sallayarak geçiyor önümüzden  Bu bir müzik  De ki balyozlanan kaburgalar İşkence odaları hayır diyorum ki  Kulağımızı dayadık mı kumluklarına  Kadırga kırıkları deniz dibi fısıltıları Elbette bu suçları  Bu suçları  Bakın nasıl utanıyorlar  İnsanlık bizde kalsın fakat Allah  Onları sorguya çekecek  Bir zebani düşünemeyiz daha  Dünyaya ait beş duyumuzla  …

Devamını oku

Kar Kar

Farı, kalbim, farı daKapına yığılacak karlarıKürüyeme! Ben senin necinim, kalbimKulun, kölen, müneccimİşlerin, açmazlar – – koş aç, koş aç! Rafında kapkacak, torbada unAl bir lenger karDeve hamurunu kendine kendin! Yokum ben, bıktım, gerçek bıktımKapan derdinle içerdeAcılar mı anılar mı kar kar. Behçet Necatigil

Medüza

Naci’ye Derin, sessiz, iyi, böyleceGüz, ölülerini bırakan kuşlarYer kalmadı acıya ülkemizdeDerin, sessiz, iyi böyleceGün ortası alacakaranlık bakışlar Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimizBiz o renksiz, o yalnız, o sürgün medüzalarAşar söylediklerimizi çeker giderizÜlkemiz, toprağımız, her şeyimizKıyısında camların bozbulanık rakılar Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarlaYüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşerSonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biterNe kadar konuşursak o …

Devamını oku