En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Bir altın damarı parlıyordu ilerleyen mağaranın ağzına doğru, göz kalınlığında. Orada kalabalıktılar. Birbirlerini yaşamaya alıştırıyorlardı. Seslerini duymuyordum.Başımı çevirdiğimde ana-damarı gördüm: Tam saçlarımın hizasından toprağa doğru iniyordu. Kara saçlarımdan toprağa kadar altın bir rüzgârdı bu.Sal kımıldadı.Sıkıntılı bir ses duydum.Hepsi birden dönüp bana doğru baktı. Canlı bir şey olduğunuGörmek üzereydilerÇerçevenin içinde. Mehmet Taner
Şub 23
Bir kâse su gibi dökülse kumaKuramlar kollayan dik başlı aklım Rüzgârın başıma verdiği şekilYol olsa içimin ormanlarında Unutsam eşyanın gürültüsünRengini suların tadını gülün Günleri bir secde hızıyla geçipErişsem mahşere bir iftar gibi Genişle ey kalbim kardan sözlerleAyıkla ve yıka pıhtılarını Mehmet Akif İnan
Şub 23
Yüzünde elleri sonsuz denizinGömelim yüreğe dediğim durumSaçların en derin bir gökyüzüdürVaramaz ellerin merdivenleri Her an bir güvercin çırpınır dururKalb atışlarında ve gözlerindeBir sırdır içinde evler annelerÇocuklar başında bir yeşil çelenk Göklerden bir haber gibidir umutGörünmez bir yerde saklanmış mahcupSu gibi içtiğin çok zor son on yılSadakat anıtı bir sonbahardır Duygu ve sabırdan bir deri giydinKuşandın …
Şub 23
-Osmanzade Hamdi Bey’e- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı, Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar… Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu’ya. İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk …
Şub 23
Bir çiçek demeti gönderiyorum size,Kendi elimle kopardım bu çiçekleri;Yarına kadar hepsi döküleceklerdi,Biri çıkıp akşamdan onları dermese. Size güzel bir ders olmalı bu hadise;İstediğiniz kadar güzel olun şimdi,Kaybedeceksiniz elbet bu güzelliği,Bu çiçekler gibi solacaksınız siz de. Zaman geçiyor sultanım, geçiyor zaman.Zaman değil geçen, en güzel çağı ömrün;O büyük dalga bizi de alacak bir gün. Göçüp gittiğimiz …
Şub 23
Siz de ihtiyarlayacaksınız, gün gelecek;Yün bükecek bir mum ışığında, hayran hayran,“Ronsard ne kadar da çok öğmüş bir zaman!”Diyeceksiniz, mısralarımı söyliyerek. Bu söz üzerine hizmetçiniz irkilerek,İşte yorgun düşüp bir kenarda uyuklayanVe adımı duyar duymaz yerinden fırlayanHizmetçiniz… Ömrünüze dualar edecek. Kemiklerim bile kalmamış, o toprak altında,Rahat olacağım ben o gün ruhlar katında;Sizse ocak başında çömelmiş bir ihtiyar. …
Şub 23
beni mutfak sandalyesine bağlıyorsunsesi tanrılardan çalıp sana getirmem için dışardan martıların seslerini yakalıyorumsadece sen, ben, bugün var. sadece sen, ben, bugün vardı. benyapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için yaşlanıyorumbugün, herkesin orospusuve sen, şiir sevmiyorsun çıplak baldırımın üzerinde kırmızı kayışmesela ben senin yalnızlığını sevecekmişim şimdi kışmezarların üzerinden soğuk rüzgârlar esiyor gözlerin yaşlı bir tren gibi yavaşlarkenyakalıyorum …
Şub 23
Teiresias, o ünü her yana yayılmış kahin Aonia şehirlerinden geçerkenSoranlara birçok şeyler söyledi kusursuz ve doğru.İlk defa gövel gözlü Leiriope denediSözlerinin gerçek ve onun güvenilmeye değer olduğunu.Günün birinde Kephisos sularını döndüre döndüre onu kucakladı,Dalgadan kollarıyla sardı, dileğine erişti. Gebe kaldı o güzelLeiriope ve dünyaya geldiği anda nymphaların bileGönül vereceği bir çocuk doğurdu, adını Narkissos koydu.Danışanlara, …
Şub 23
Karbonları silik çıkmayan bir hayat seçtim kendime.Kendimi çok özledim. Bir martının sesini duyarım.Bir çocuğum olur adını gün ışığı koyarım. Aşk dersemsus! Aşk dersem öl! Hep sperma, hep yas, benim mibu mika aldanış. Sözleriniz ne güzel, gözleriniz sis,lütfen yüksek sesle sevmeyiniz. Sıcacık bir serçe düşergözlerimden. Uzar akşamların sıkıntısı, uzar ay kılıklıbir aşk, evlere sığmaz… Yalnızlığım yalnız …
Şub 23
Sevgili Dost, Zarfın üstüne ismini yazıp postanedeki memura uzatıyorum. Memurda zarfı geri uzatıyor bana. Bunun üzerine yaşadığın şehrin ismini yazıyorum. Memur başını iki yana sallayıp, geri veriyor zarfı. Bu defa oturduğun semtin ismini ekliyorum. Hayret, zarf yine karşımda.. Cadde ismi de yetmeyince, sokağın adını yazıyorum. Fakat, memur ısrarla kaşlarını havaya kaldırmaya devam ediyor. Bu sefer …