En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Ey sahilde uzanmış mutlu ve güleç insanlarSuda can vermekte olan birisi varBildiğiniz bu hırçın ve karanlık deniz üzerindeBir kişi var ki sürekliliğin el ve ayaklarını çırpıyor her dem.Bir zaman ki düşmana galip geldiğinizin hayali ile sarhoşKendi yanınızda beyhude zanlarla bir zamanYeni bir kudreti ele geçirmek içinEllerinden bir muhtacın tutmuş beyhude sanrılarlaBir zaman ki kolları yeni …
Şub 23
Ben kendimden emanet biliyorum seniYer, gök ve dağlar yüklenmedi.Ben cahili bir yazgının,Sarıldım bu iklimeŞimdi her yanım bulutHer gözüm yağmura sıkılmış bir namluKurulanmıştır.,Üşüyen gecenin lambalarıBendeki kirpiklerinin altında.Ben sana hiç konuşmayacağım.İnan bildiklerini sana söylemekSadece bana anlaşılacak biliyorum.Ben sana haykırışı suskunluk biliyorumHenüz iz düşülmemiş dağ yollarına Bir tarih izliyorken öyleKendi tarihimizden uzaklığımızNicesinde bulamadığım bu hasret afakındaEnfüsa bir gölgedir …
Şub 23
Hani serceler konar ya bazen hüznün dalına,Firuzeler hüznü acar.Reyhan renginde bir suskunlukBeni çizer çehrende. Gözlerinde göğsü delik bir zindanSigarası elinde, uykusuz kalmıştır zaman.Sensizliğin yanında, bir ırmak saldırıya uğrarTarihin demir attığı dinginliğimin deryasına. Yalancı bir esnemedir gözlerin.Ve gözlerinden düşmüştür yüreğime ilkinAdım; sensizlikse eğer,Her ‘gün’ kayıptır banaAdının geçtiği düşlerimde. Ellerin bir tarihin yenilgisini taşırGözlerimde çöken şafağın sensizliğine. …
Şub 23
Mum yanar, çekili perdenin yanında,Gözüne bir damla uyku girmemiş bu kadının daha;Üzerine eğilir beşiğin (bir başına),O biçare biri, O biçare biri. Yuvayı koruyan eşinin perdesidir Birkaç paçavradan oluşan. Komşunun çocuğu bir güzel giyinir, Düzenli idman yapar ve iyi beslenir. Nedir fark bunlar arasındaki (Ben hüzünlenirim)Neyi varsa ötekinin yoksun bırakılmıştır hepten.Bir askerin çocuğu giyinmiş paçavralar (ve …
Şub 23
Doğuda bir baba vardıBatı gelmeden önce Onun oğulları batıya vardı Birinci oğul batı kapılarında Büyük törenlerle karşılandı Sonra onuruna büyük şölen verdiler Söylevler söylediler babanın onuruna Gece olup kuştüyü yastıklar arasında Oğul masmavi şafağin rüyasında Bir karaltı yavaşça tüy gibi daldı içeri Öldürdüler onu ve gömdüler kimsenin bilmediği bir yere Baba bunu havanın ansızın kabaran …
Şub 23
Öyle güzel bir yorgun adamdı ki babam,böyle bir gülüşüyle ve susuşuylaemeği, ekmeği, barışıöğretiverirdi tastamam. Be komşum, zaten biz,kadınımız erimiz, bu toprakların ve bu suların insanları,sızımızı, hasretimizi, öfkemizi,biraz Eflatun, biraz Nesimî gibi,onurlu, sessiz, efendice söylemez miyiz? Adını gömleğimize işleyerek sevdiğimizin,bir gül yaprağını saklayarak defter içinde,balkonlara pencerelere dizerek saksılarımızı,kamyonumuza teknemize ad koyarak arifane,tüterek tütünümüzle kasketimizin altında,denizlerle bulutlarla …
Şub 23
Yeni aya karşı dua ederdi Ağlardı kesilen zeytin dalına Ağlardı evliya kıssalarına Saksıda taşırdı kışın baharı Korkuyu sevinci yayan gözleri Kitaba gözlüktü derin gözleri Anamın en kutsal barınağıydı Esli alfabeyi candan severdi Toprağa dosttu ölüme hazır Taşırdı soyunu gövdesi gibi Bir destan büyüttü namustan aşktan Midenin harama düşmanlığından Mehmet Akif İnan
Şub 23
Tanrı onları dört gözden ayırmasınHiçbiri anne baba yokluğu bilmesin. Büyükler gidince çocuklar küçükse onlar da ölmeliÇünkü kendi evlerinden gayrı evler el evleriHele o kış ayları korkulu akşamüzerleri. Bizler ki büyükken bu kadar yalnızız daYa onlar küçücük kalırsa ardımızda? Hem onlar geç büyürler,sonra ne güç büyürlerDaha yavru dünyanın farkında değillerÜşümüş soğuklarda yatağımıza gelirler. Bizler ki büyükken …
Şub 23
Bir maviden bir siyaha geçerek zamanGeçerek bir çocuk teninden yaşlı uçuk bir deriyeDokunup durgun yüreğine büyük sularınBinbir rüzgârla bir dinmez akışa geçerekGeçerek kirpikleri ve düşleri arasındanYüzünü güneşe tutmuş uzun adamlarınYağmurlardan yazlardan parklardan geçerekUçarı giysiler içinde telaşlı titrekKâküllerden gamzelerden alın çizgilerindenGeçerek bir ince ağrıyla gönül çarpıntılarından.Akşamlardan bir bozgun, gecelerden külhaniSabahlardan bir tüy gibi uykulu düşlerle hafifGeçerek …
Şub 23
bir pazar gününe sabah nasıl iner göklerden nefesi tıkanmış soluk soluğabir parka kuşlar gibi kimsesiz nasıl iner yoksul kanatlarıylasiz hiç ağaçların sarsıla sarsıla …