Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Toptan ölür madenciler

Madenciliğin başka işkollarından farkı, sadece günışığından yoksunluğu değildir. Kömür madeni deyince çoğu zaman akla tek renk gelir. Oysa madenciliğin istatistikleri bile öbür işkollarınınkilerden daha renklidir.Meselâ, başka istatistikler, yıllar, üretim miktarı, ihracat, işçi başına üretim, maliyet şu bu diye giderken, madencilik istatistiklerinde şöyle ilginç kalemler göze çarpar: milyon tona düşen ölüm adedi, yıllara göre ölümlerdeki artış-azalış, …

Devamını oku

Bu Şiir Kömür Kokar

öyle insanlar gördüm ki ölüm peşlerine düşmeye korkardı kılları uzamış hayvanların yanı sıra ya kuyulara iniyorlar ya kuyulardan çıkıyorlardı kazmaları kürekleri lambalarıyla ya insanlar gibi toprağın üstünde ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı dağlara tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyorduikinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu uyudum uyandım hep aynı seslerdi …

Devamını oku

Çaylar Kuyusu

Ana, kardeş çocuk bıraktılar geldiler, Yeryüzünden yüz kırk metre aşağıya indilerBir uğultu duyuluyor, neyleyim neyliÇıkamadılar tam kırk sekiz kişi idiler…. Yüzbeş işçi indi yeraltına bir postadaKırksekizi kaldı yeraltında bir postadaİncir Harmanı bölümünde Çaylar KuyusuAğır olur kara gözlü kömürlerin uykusuÇeker kucağına Ereğli’den, Devrek’tenNice uykusuz garipleri bir anda uyuturÇaylar Kuyusu derler bir derin kuyudur. Ceyhun Atuf Kansu

On Altı Ton

Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştırZavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştırKas ve kan ve deri ve kemiklerZayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırtOn altı ton yüklersin, eline ne geçerDaha da yaşlanıp daha da borca batarsınAziz Peter beni çağırma çünkü gidememRuhum şirkete zimmetliGüneşin ışıldamadığı bir sabah doğdumKüreğimi alıp madene doğru yürüdüm9 numara kömürden on altı …

Devamını oku

Yukarda

Uzak bir göğün altındaydı deniz,Suskunluğun adak testisi,Kocaman deniz suların altında.Dipte maviliklerin oynaştığı,Küçük bir balığın kanadı gibi yalnız,Umutsuzluğun bir anlamı kalmadığı,Kumlara gömülmüş ya da kayaya takılmışÇapanın, gemisini bekleyen çapanınAltında, toprak başlar ya, sonra daMaden, az önce çökmüş madenin altında,Lamba söndükten sonra yıkılmış tavanınVe duvarı tutan kalasın altındaTek başınaydı işçi, karanlıkYok etmiş gözlerini amaKendindeydi daha ufak bir …

Devamını oku

Şiirde Açan Gelincik Çiçekleri

Hayat hikayem mi?Tarlaların kıyısındaki gelincikler. Süreyya Berfe sandınız ki haz içindeydimşiirlerle, kitaplarla, dergilerle esriktasasız yaşayıp gidiyordum;dağ eteğinde mavi çiçekli hayıtlarınuzun saplı gelinciklerin donattığıyaz ırmağı kıyılarında yalıncak!Ahmet Uysal Bir sap gelincik iki taş arasındaBulmuş da boyunu uzatan hızı,Sallanır durur çiçeğiyle rüzgarda;Bütün gelinciklerden daha kırmızı… Metin Altıok Senin resmini yaparkenParlak kırmızıyla lacivertiBirbirine karıştırıyorum.Söyle bana ey gelincikToprakta ne …

Devamını oku

Şüphesiz kadın, erkeğin şakayığıdır.

Şakayık Rivayete göre Fuzuli, hocasının kızına âşık olunca aşkını dizelere nakşetmek için bir murabba yazar. Bu şiirin her dörtlüğü sonunda nakarat gibi tekrar edilen dizede üstad, “Gözüm cânım efendim sevdiğim devletlü sultanım” buyurmaktadır. Sevdiği kadına karşı altı adet hitabı ard arda sıralayan ve hepsinde de onu yücelten bu anlayış, doğrusu içinde yaşadığımız çağın söylemleri arasında …

Devamını oku

Her insanda bir iskele bulur yanaşır acı

… Hüzün, içerlemedir – Hüzün, içeri içerlemedirbabaların tek başına çocuk gezdirmesindeuzun-yalnız kadınların hoyrat kuzey şarkılarıuğuldayan ejderhalarla iner gecenin yoksul zeminine Her insanda bir iskele bulur, yanaşır acıSahiller kayalıklarla ne kadar gizlense de küçük iskender 20 Nisan 2009, Stockholm Özgür Edebiyat / Sayı 17

Sevgiler

İnsanlar, hepinizi seviyorum!İçinizde dostlarım, kardeşlerim var.Ey şehir! Bütün hemşerilerim.Bayramınız bayramım, kederiniz kederim.Yoksullar, hastalar, zavallılar,Sizler için gözlerimdeki pınar. Ölüler! Özlemez olur muyum dünyanızı,Aranıza karışmış annem var, babam var. Günler geçiyor diye bir yandan içim sızlar,Hayat! Hayat! Seviyorum seni.Yemyeşil çayırlarda bembeyaz gezen kızlar!Aranızda sevgilim var. Ziya Osman Saba

Muhayyer Sünbüle

                – Fırat Kızıltuğ’a- Bu rüzgârla, şimdi çoktan unuttuğumTarlalarda başaklar eğiliyor;Değirmen miydi depo mu, o yıkık…Terkedilmiş yapının bacasında,Derin düşüncelerde iki leylek;Birisi ayakta ve çökmüş diğeri. Bu rüzgâr, şimdi deniz kokusunu,O kadîm sâhilde gezdirirkenBir şeyi yapamayacak yalnız…Ölmüş güzellerin saçlarını, -Onları ben unutmamış olsam da-Artık dağıtmayacak bu imkânsız. Duyulan bir …

Devamını oku