Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Güvercin Gerdanlığı

İbn-Hazm’ın sayfaları beni çok etkiledi; aşkı, sağaltımı kendi içindeolan, başkaldıran bir hastalık olarak niteliyordu; çünkü bu hastalığayakalanan insan sağaltılmayı dilemez; (Tanrı bilir, doğru!) O sabah hergördüğüm şeyin beni niçin böylesine coşkulandırdığını, aşkın, Ancira’lıBasilio’nun da söylediği gibi, insanın içine niçin gözlerinden girdiğini ve-şaşmaz bir gösterge- böyle bir hastalığa yakalanan kimsenin niçin aşırı birsevinç gösterdiğini, aynı zamanda …

Devamını oku

Bir Karı – Kocanın Serüveni

Arturo Massolari işçiydi, sabah altıda sona eren gece vardiyasında çalışıyordu. Eve dönmek için güzel havalarda bisikletle, yağışlı aylarda ve kışın da tramvayla uzun bir yol giderdi. Eve altı kırk beşle yedi arasında, yani karısı Elide’nin çalar saatinin çalmasından bazen az önce, bazen de az sonra varırdı. İki gürültü: çalar saatin sesiyle, kapıdan giren ayakların sesi …

Devamını oku

Çağrılmayan Yakup

Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi YakupBunu kendine üç kere söylediOnlar ki kalabalıktılar, kurbağalarO kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdımBen, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekliDaha hiç çağrılmadımBiri olsun “Yakup!” diye seslenmedi hiçYakup!Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayımVe içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyimCeplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayımSonra bir güzel yıkanayım da.Ben size demedim mi. …

Devamını oku

Aşk

Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim, ama hiçbir sözcük bulamadım. Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü, yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü. Ey bana gizlerinin ve mucizelerinin varlığına inandığım Aşk ‘ı soran sizler, Aşk peçesiyle beni kuşattığından beri ben size aşkın gidişini ve değerini sormaya geliyorum. Sorularımı kim yanıtlayabilir? Sorularım kendi içimdeki …

Devamını oku

Var

Şu senin bulutsu sesin var yaUçtan uca tersyüz ediyor geceyi Yataklar var konuşmak içinÖpüşmek için telefon kulübeleri Güneşler var, yıldızlar, samanyolları,Karpuzlar gümbür gümbür kapılarda. Tanrılar sofrası amma karanlıkYiyemem tek lokma yiyemem orda. Şu senin tutkulu sesin var ya:Ortak güzellik artı yara izi. Tutar ellerinden kaldırırsınAdı kötüye çıkmış tüm sözcükleri. Yeni törenler gerek bizeYeni törenler -kimi …

Devamını oku

Bengal

gözlerime yükledim seni gözlüğüm tutuştuomurgası çatladı zamanın gelecekten düşünceonu götürdüğ’müz hastaneninen acil servisindeo bal rengi bacaklarına dinamitlendi içimküçüğüm, küçük kadınımtransistörlü radyomda geceler boyu aradığımbir gidip bir gelenyitik bir uzun dalga istasyonu gibisinnisanevet o mırmoruk nisan şemsiye sürüleri düşlerpeynir ekmek sesine uyanırken pomfuruk mayısalev halkalı küpelerini sıyırırsın gülümseyerek evden kaçan Bengal kaplanlarınınsıçrayarak içinden geçtiği küpelerin en …

Devamını oku

Sıcak Buz

kabarmış hindi çatlatan bakışıyla geçti sokakların kılcal damarlarındanaşk vurdu onu / artık her şey kırılabilirki üstlerine deniz attığı kadınlaronun adalarından kurtulupkorsan şarkılarını unutana kadarağustos öğlelerinde bileıpıslak kaldılar aşk vurdu onu / artık her şey kırılabilirher şey kırılabilir / su bile Akgün Akova

Siz bu aşkı haketmediniz!

Ben haketmedim bu aşkı. Siz bu aşkı haketmediniz. Bırakıp düşmanı savaş meydanında ve hatta bir avuç silah arkadaşınızı dahi bırakıp orada dev bir orduya karşı, dişi bir yüreğe kaçacaksınız ha? Düşman dağların ardında silahlarını yağlarken ve uçan kuşu hedef yaparken zulmüne, esrara, zülüfe, şiire, güle ve bülbüle sığınacaksınız öyle mi? Öyle mi erkek kardeşlerim? Öyle …

Devamını oku

Başım Dönüyor İkimizden

Çocuklar ekmek yiyorlar gibidir sesin Ön dişleriyle belli belirsiz Bir martı kalıyor gibidir hiç olmayandan Çünkü biz ikimiz de çirkin değiliz Evet mi hayır mı pek anlamadan. Ne biçim bir sestir şu bizim dalgınlığımız Bir tayın dişinde ince taflan Az yaşlı bir kadında göğüs uçlarının Yanarak sımsıcak bir kedinin ağzından Dönüp iç çekmesine gece kuşlarının.  …

Devamını oku

Uçurum

Bir ağaç sürüsünün üstündenÇok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstündenKesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneşVotka bardağımın içineBenim olmayan bir sevinç duyuyorum. Kesiyorum durduğumuz yeri ortasındanEy görünüş! seni bir yerinden hiç anlamıyorumDibimde değil ayaklarımın, damarlarındaDerinliğini orda tutan, ordan harcayanUçsuz bucaksız bir uçurum. Zamanla değil, bir yerdeBenim olmayan bir şeyle yaşlanıyorumGeçiyorum ilk şeklimi tüketerektenAğır ağır yanan bir tuğla …

Devamını oku