En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Buldu bu mahalde kıssa pâyânBundan ötesi değil nümâyân Sad şükr ola Hayy ü Lâ-yemût’aKim erdi söz âlem-i sükûta Şeyh Gâlip
Şub 23
Elli unutulmaz aşk kitabını seçtik. Milena’ya Mektuplar’dan Yunus Emre Divanı’na Huzur’dan Neşideler Neşidesi’ne Anna Karenina’dan Leylâ ile Mecnun’a kadar aşka farklı pencerelerden bakan 50 kitap! Mutlu aşk yoktur” klişesini (ya da gerçeğini) şöyle rötuşlamıştı Rougemont: “Mutlu aşkın yazılı tarihi yoktur.” Yazı tarihinden 50 aşk kitabını seçmeye çalışırken bir kere daha öğrendiğimiz şey bu değişmez yargı …
Şub 23
Ölümün Yaşı Yaşlı bir adamı gömmüştükUzundu, zordu, bulanık ve tenhaÖldükten sonra da babamdı… Görünmez zamanı gördük bir günYıldızları gecesinden çaresizBir kasaba yalnızlığıydı erkenBiz büyüdükçe, vadesiz muratsız yaşı. Şükrü Erbaş
Şub 23
Bir düşünce bize ait olmamışsa, verdiğimiz kararlar da bizim değildir. Özgün düşünce yaratmak özgür insan olma yolundaki ilk adımdır denebilir. İnsan her anında kararlar alarak yaşar. Böyle olmasaydı nefes alan et ve kemik yığınlarından farklı olmazdık. Masadaki tuzluğa uzanmaktan, iş değiştirmeye, evlenmeye ve bir yerden bir yere gitmeye kadar aynı mekanizma işler ve bizler harekete …
Şub 23
Hayatım boyunca, insanları “emri bilmaruf nehyi anil-münker” çizgisine çağıracak kudreti bulamadım kendimde. Sebep mi? Yaşamam gerekenleri yaşayamadığım için mi, insanları incitmekten korktuğum için mi, medeni cesaretten mahrum olduğum için mi, demeliyim? Bilemiyorum. Bunların hepsi kısmen ya da tamamen doğru olsa gerek. Hayatım boyunca, bir “iman neşesi”, bir “yaşama zevki”, bir “çalışma ve başarma sevinci”ne de …
Şub 23
Hiç kimseyi, hiçbir yere götürmez şiir. Her kim, şiirle bir yerlere gittiğini ya da şiirin, kendisini bir yerlere götürdüğünü iddia ediyorsa yaman bir kandırmacanın içindedir. Üstelik, kişinin sırf kendisiyle sınırlı bir kandırmaca değildir bu. Zira, kendisiyle beraber başkalarını da kandırmak vardır işin içinde. İnsanoğlu bunu hep yapar aslında; yani habire kandırır kendini. Doymaz bir türlü. …
Şub 23
Şiir nedir, sorusu şimdiye değin defalarca sorulmuş; hiç üşenilmeden de defalarca cevaplanmıştır. En öznel tanımlamalar şiir üzerine yapılmıştır, dense yeridir. O halde, bir tanımlama da ben mi yapacağım. Hayır. Niyetim tanımlama yapmak değil; sadece şiir- insan ilişkisine heves penceresinden bir göz atmak. Heves; bir şeye karşı duyulan istektir. Fakat aşk, şevk derecesinde bir istektir bu. …
Şub 23
sessiz oturabilir miyiz seninle?aramızda yaprakların hışırtısından,ve ceylanların hayata çıkışındanbaşka bir ses olmadan. beni sessiz de sevebilir misin?yağmur almış toprağıve üşüyen kainatı dinlerken,araya dünya sözleri karışmadan. biliyor musun çekirgelerin,unutulmuş ülkelerin,kahrından kuruyan nehirlerindiliyle konuşabilirim seninle!duyabilirim seni hiç konuşmadan. kalbinin atışlarını duyabilirimiçinde bir yaz gezmesine çıkan çocuğuve dudağın en uzak sokağındabiriken dilini hayatınsökebilirim, öğrenebilirimsözcükler bağırtılar klaksonlarona karışmadan. ay …
Şub 23
Birlikte olduğumuz her anbir şölendi, newroz şenlikleri gibi,koca dünyada bitek ikimize. Senpervasız ve hafiftin kuş kanadından bile,bir rüzgar gibi inerdin merdivenlerdenikişer ikişer aşıp basamakları, bir çırpıdanemli leylakların arasından kenditopraklarına alırdın beni, aynanın öte yanına. Gece olunca haz bahşedilirdi bizeaçılırdı kutsal kapıları tapınağınkaranlıkta ışıldar, ağır ağıraramıza uzanırdı çıplaklığımız.Uyanınca varlığına şükrederdim, yine de bilirdimminnettarlığımın karşılıksız kalacağını. Senuyurdun …