Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Guido Piva ‘nın ölümü üzerine

Şimdi düşerken karkefenin, toprağın, kalplerin üstüneve yaşamın boğulmuş sesidağılırken soğuk havada, sen, güzel çocuk, göçüp gidiyorsun;belki de solgun bulut karşılayacak senişuracıkta yalnızlıklarındaakşamın ve dağılıverecek senin gibi narin. Bizse ılık güneşlerdeyorgun bir arzu ruhları sardığında,çiçekler açtığında vedöndüğünde cam gözlü Proserpina, Bizse, seni düşüneceğiz, delikanlı,dönmeyecek olan seni. Gümüşsü ay ışığındanisanda geçecek gözümüzün önündensevdiğimiz hayalin bizi selamlayarak. Giosue …

Devamını oku

Bir sonbahar sabahı istasyonda

Ah bu sokak lambaları, nasıl da izliyor biribiriniağaçların ardından miskin miskin,yağmur damlatan dallar arasındanesneyip ışıklarını çamur üzerine yansıtarak. Acı dolu, keskin, tiz düdüğünü öttürüyoryakınlarda lokomotif. Kurşun renkligökyüzü, sonbahar sabahındaçepeçevre sarıyor bizi devasa bir hayalet gibi. (…) Sen de Lidia, dalgın dalgın uzatıyorsun bileti kesmesi için biletçiye,daralan zamana bırakıyorsungüzel yılları, mutlu anları, anıları. (…) Çarpılıp kapanan …

Devamını oku

Dile Gelen Taş

Sözlerimde, tezgâh dokuyan kadının sanatı kadar bile bir hüner yok. Onun el emeğinden, top top bezler çıkıp çıplakları giydirir. Benim sözlerim ise, kimin işine yaramış, kimin derdini saracak bir arşın bez dokuyabilmiştir. Ben çitlenbik ağacı olsam, sen, dallarımda gezinen bir çocuk…Ben çocuk olsam, sen, zihnimde uçuşan bin bir sual…Ben gece olsam, sen, karanlıklarımı yırtan bir …

Devamını oku

Dudağında Yangın Varmış Dediler

Dudağında yangın varmış dediler,Tâ ezelden yayan koşarak geldim.Alev yanaklara sarmış dediler,Sevda seli oldum, taşarak geldim. Kapılmışım aşk oduna bir kere,Katlanırım her bir cefaya, cevreUğraya uğraya devirden devreBütün kâinatı aşarak geldim. Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü,Ben gönlümü sana verdim götürü.Sana meftûn olduğumdan ötürüSarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim. 1937 Neyzen Tevfik

Irmak-Boyu Tacirinin Karısı: Bir Mektup

Saçlarım daha alnımın üstünde dümdüz kesiliykenÖn kapının orda oynardım, çiçek koparırdım.Sen atçılık oynayarak bambu değneklerinde gelirdin,Çevremde gezinirdin, mavi eriklerle oynayarak.Böylece yaşar giderdik Chokan köyünde:İki küçük insan, tasasız, kuşkusuz. On dördümde, Efendim, evlendim seninle.Hiç gülmedim, utangaçtım çünkü.Başımı öne eğip duvara baktım.Bin kere çağırıldım da hiç ardıma bakmadım. On beşimde, somurtmayı bıraktım artık,Toprağım seninkiyle karışsın istedimHer zaman …

Devamını oku

O Taraf

Gördüm ölüm diyârını rü’yada bir geceSessizlik ortasında gezindim kederlice. Durmuş saat gibiydi durup geçmiyen zaman.Donmuş sükût içinde güneş görmiyen cihan. Hâkimdi yerde ufka kadar uhrevî vakar;Bir çeşme vardı her tarafından ziyâ akar; Geçtikçe bembeyaz gezinenler üçer beşer;Bildim ki âhiret denilen yerdedir beşer. Baktım hüzünle her birinin benzi sapsarı.Sezdim ki gövdesizdi, hayâliydi boyları. Bir başka semte …

Devamını oku

Geçiş

Mazi köyünde, hatıralar gölgesinde kal !Yaklaştığın tâbiati günlerce seyre dal! Dağlar başında zevkini aldındı varlığın,Bulsun bu zirvelerde huzûr ihtiyarlığın. Akşam, çoban sadâları artar, güneş söner;Gür çırıgıraklarıyle davar yaylâdan döner; Havlar zaman zaman gece ufkunda bir köpek,Gönlün hüzünlenir bunu duydukça ürkerek. İnsan bilir cihanda nedir ömrünün sonu;Ömründe bir dakikacık etmez hayâl onu. Hiç şaşmıyan saat gibi …

Devamını oku

Aynı Topraklarda

Güneş solumda ve dikenlerin yolunu aydınlatıyor.Çocukluğumla aramda ölüm var.Ölümle hayat arasına sıkışmış, uykulu, kadim bir tepedeyim.Annem yoldan gelmiş yol olmuş kardeşime,Ölümleri gösteriyor. Birlikte ağlıyorlar.Ben güneşe ağlayacağım. Issızlığına bu tepelerin.Ve yanımda soyunmuş derisiyle bir yılanın, çok isteseLapis olacak mavi bir taşın rehavetiyle bakınıyorum.Neresi yurdum?Güneş belki de.O hep duran. Çocukluğumu tanıyan eski dostum kaplumbağa.Mezarları hatırlatarak, küçük bir …

Devamını oku

Allahın Duvarında Bir Harftir Kadın

I Allahın duvarında bir harftir kadınSiyah kuğuya benzerBeklemeyi öğrenmiş II ÖlümZamanaBekleme git dediği günBildim.Gün vurmadı yüzüne çinilerinÇinilere yatırdım oğlumuBoğdum. Karnımda büyüdüğü gün bildimSiyah bir kuğu gibi,Allahın harflerinden süzülüpAvluya giren kadınSu sesinde kendini diledi. III Gölgesinde şadırvanınGünlerce bekledi.İnsan olmak istiyorduKanatlarından kurtulmak.Şadırvanda aktıkça suKanatları inceldi. Ve kaldırınca kanadınıİçinde bir yılan gördü.Değişmiş kabuğuZarı incelmiş.Boynunu uzatıp derine baksaÇürümüş bir …

Devamını oku

Büyücüm

I Tanrıların isimlerini tekrarlamam, ölümü geciktirmiyor.Kemiklerimi, adak testimin yanında kıvrılmış buluyorum.Ve şekilsizliğimi unutmaya çalışıyorum.Nereden geldiğim biraz önemliOrada kalsaydım daha mı az titretecektim mermeri.Yüzünü tanıyorum büyücümYaşaması gerekmiyor ellerimin Yalnız gideceğim orayaTanrılara ağlayacağım bu defa–Tanrılar ağlanmaktan yorgundur oysa–Boşluklarının, olmayışlarının sıkıntısını anlatacağımSusacaklarSoluksuz nasıl yaşanır sırlarını fısıldayacaklarYaşanır mı büyücüm II Işığı yetmiyor gözlerininSadakatini anlatmayaYoksunYokluğun anlam bulmuyor yakarışındaÇocuksuz olmalısınKemiklerin yetiyor …

Devamını oku