En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Haz 03
“Dürüstçe itiraf etmem gerekirse, Ermenice yazdığım için pişmanım.”Zaven Biberyan, 3 Aralık 1962Dostu Hrant Paluyan’a mektubundan I Zaven Biberyan’ın 1998’de Babam Aşkale’ye Gitmedi adıyla Türkçeye çevrilen romanı bir felaketi anlatıyordu. Hikâyenin odağında, İkinci Dünya Savaşı yıllarında memleketin gayrimüslimlerini maddi-manevi yıkıma uğratan Varlık Vergisi uygulaması başladığında, Aşkale’de kurulan çalışma kampına gönderildiği takdirde yaşayabileceği muhtemel bir kötü sondan …
Haz 03
İkimiz birden sevinemiyoruz,gök, kızılken senmaviyken bulutlar.Ahşap çiçekler ekiyorum, hırsımız kurusuntelaşımı gömüyorum uykuyaömrümün ikindisi.Ama şöyle düşünikimiz birden üzülebiliyoruz.buna da şükür. İkimiz birden düşünemiyoruz, düşümüz ayrı.Sen uykudayken ben uyanıyorumellerimde peynir kokusuceketimde kağıt mendil unutulmuş,çamaşırlar dilsiz, makinalar ruhsuz.Turum tırak -Nazım’ı okuyan anlasın-İki pencere karşı karşıyaiki ayrı kıtada.hiç karşılaşamıyoruz. İkimiz birden konuşamıyoruz, biliyor musun?Taş, kağıt, makasmakas kağıt taş.Hala anlamadıysanindiğin …
Haz 03
Önceki şairin şiirinin konusu,Hayat değildi.Kuru hayal dünyasında o,Şarap ve sevgili dışında bir şeyden söz etmezdi.Gece gündüz hayal eder dururdu:sevgilinin komik zülüflerinin ağına düşmüş,öte yandan başkaları da;bir elde şarap kadehi, bir el sevgilinin zülfündesarhoşça Allah’ın mülkünde nara atıyorlardı! Bugününşiirinin konusubambaşka bir konudur…Süngüsüdür şiir bugün halkın!Çünkü şairler,Daldırlar halk ormanınınGül bahçesinin yasemin ve sümbülü değiller falanların!Yabancı değil bugünün …
Haz 03
Sen de konuş,son olarak sen konuş,söyle sözünü.Konuş –Ama ayırma hayırı evetten.Anlamı da kat sözüne:Ona, gölgeyi ver.Ona yeterince ver gölgeyi,sence ne kadar paylaştırılmışsagece yarısıyla öğlen ve gece yarısıarasında, o kadarını ver.Bakın etrafına:Gör, nasıl da canlı, çepeçevre –Ölüm aşkına! Canlı!Hakikattir gölgeden söz edenin söylediği.Ama bak, küçülmekte şimdi durduğun yer:Peki şimdi nereye, ey gölge çıplağı, nereye?Tırman. Yokla etrafını.İncelmektesin …
Haz 03
Zeynep’e Yeni çekilmiş bir dişinYadırganan boşluğuDilimin ucunda ismin.Somunu yitik bir vidaDüştü düşecek yüreğim.Biran önce gel burayaKarpuz, kavun yiyelim. Bilmem ki ne diyeyim,Sana örselenmemiş;Dostluğun böğründe sancı,Sevgi toza belenmiş,Havı dökülmüş sevincin.Biran önce gel burayaKarpuz, kavun yiyelim Batıp çıkıyorum durmadan,Ben bilirsin iyi yüzemem.Çarşafım diş gösteriyor,Dalgalı bir deniz kaç gündürSallanan bir döşeğim.Biran önce gel burayaKarpuz, kavuz yiyelim. Metin Altıok
Haz 03
Gökyüzü doldu temâşâ kelebeklerinin beneğiyle. Serçenin aksi düştü refakat sularına. Soldu mevsim içgüdüler boyunca uzanan duvar üstünde. Asma dalı üzüme Müptelâ oldu. Çocuk geldi Cepleri dolu koparma coşkusuyla (Ey cesaret baharı! Silindi uzantın Bekleyiş çamlarının gölgesinde.) Çocuk lâfızların ardından Koştu temâyülün yumuşak çayırlarına. Havuz başında Çocuğun kanı doldu yaşamın yalnızlık pullarıyla. Sonra, bir diken incitti ayağını. Yok oldu cismin yangısı çayırlar üstünde. (Ey esenlik ırmağının döküldüğü yer! Ten coşkusu sende …
Haz 03
Güzel bir düş gibi idrak nûrunda Oturan bu vücut Temâşâ göz kapağının üstünde Saçıyor terütâze sözcükler. Gözleri hayatın yeşil takvimi. Yüzü beyaz ilkokul çağının bir parça tatili gibi. Yıllardır oturuyordu Bu tarâvet secdeleri cumaların dizi üstüne Sabit bir mutluluk gibi. Sabahları annem sarı gül için Bir sepet su götürüyordu. Ben temâşâ ağzı için İlhâmın ham meyvesini götürüyordum. Gece gündüz demeden bu beden Rakamlar yokuşunun bahçesi ardında Uyuyordu …
Haz 02
Tutuşmuş ay üstünde koşuyordu bulutlarNasıl koşarsa yangın üstünde dumanlar;Korular kapkaraydı bir uçtan bir uca.Yürüyorduk, konuşmadan, ıslak çayırda,Yoğun fundalıkta, arasında büyük çalıların,Altında çorak göknarları gibi göknarların,Sonra gördük birdenbire yerde iri iri,Aranan yolcu kurtların pençe izlerini.Dinledik, soluklarımızı tuttuk,durduk,Ne korunun, ne ovanın sesini duyduk;Gökte fırıldak inledi yalnız yaslı yaslı;Rüzgar çekmişti alçaklardan elini ayağını,Dokunsa dokunsa kulelere dokunuyordu.Aşağılarda meşeler kayalara …
Haz 02
Dırtad hayranlık ve ilgiyle baktı Baret’e. “Aileye bir filozof yetmez miydi?” dedi alayla. “Dikkat et, bizim toplum filozofları sevmez, karıncaları sever.’ Ciddileşti. “Özgür olmayı kolay mı sanıyorsun? Hayatına karışma hakkını başkasına vermemek için özgürlüğünü feda etmek zorundasın. Özgürlük bile, bedeli özgürlükle ödenerek korunur. Ne tarafa dönsen çıkmaz oğul. Hayat ne zaman senin olur biliyor musun? …
May 21
Oğlum Deniz’e 1 Ben bütün yenilgileri yaşadımKalmadı sana hiçbir şeyOğlum, biricik muradımBir su damlasıdır kapıyı gözler Tükürür gibi bakıyor yüzüme dünyaKırılmış ağacımın o tek sürgünüOğlum, biricik muradımBenden ötelere döndür yüzünü 2 Uzun bir sözcükse ömrümOğlum, son hecesin senGünüm geceye ilikliYanımda yok bir kimsem O küçücük odada soluğunMavi resimler çizer havayaAvludaki kiraz içini çekerElma, armut, akasya …