Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
  2. DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
  3. Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
  4. Son Hatıra — 2 yorum
  5. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Eflatun At

Ateş yaktım, bakım sız tarla yandı.Yaban ördekleri gökte uçuşuyor.Genç delikanlı dul bir kadınla evleniyor.Kuvvetli kadın gülerek onu öldürüyor. Yüksek dağların tepelerinde ağaçlar var.Rüzgâr esiyor, yapraklar dökülüyor.Birisi 1000 mil uzaklara gidiyor.Acaba eski yerine dönebilecek mi? 15 yaşım da orduları takip ettim,80 yaşım da geri dönebildim.Yolda köylülere tesadüf ettim.Acaba evin içinde kimler var? Uzaktan evimizi görüyorum.Servi ağaçları …

Devamını oku

Yemekten Sonra

Yemekten sonra kısa bir uyku.Uyanınca iki fincan çay.Başımı kaldırıyor, güneşin ışıklarını görüyorum,Bir kere daha güney batıya bakıyorum.Mesut olanlar günün kısalığından şikâyetçi.Üzüntülü olanlar yılın tenbelliğinden usanç getirir.Fakat kalbleri neşe ve kederden uzak olanlar,Kısalığa, uzunluğa dikkat etmeden yaşayıp gider. Po Chü-i

İnsanlar Aşklarını Saklarlar

Kim söylüyor ki, istiyormuşum.Senden böyle uzaklarda yaşamak, ayrı kalmak.Elbiselerim hâlâ senin taşıdığın koku ile dolu.Hâlâ elimde senin gönderdiğin mektup duruyor.Kemerimde bir çift kordelâ var;Bunun, aynı kalb bağlılığı ile bizi biribirimize bağladığınırüyamda gördüm.İnsanların aşklarını sakladığını bilmiyor musun,Koparılmağa kıyılmayan güzel bir çiçek gibi? Hsiao Yen

Rüya

Gece yarısı rüyamda,Sizi gördüm, sizinle konuştum uzun uzun.Eski zamanlarda olduğu gibi yanaklarınız şeftali çiçeği gibi idi;Gözleriniz mahzun ve kirpikleriniz söğüt yaprakları gibi idi,Yarı istekli, yarı çekingen,Gitmeğe hazır, fakat yine bana yaklaşırken.Birdenbire uyandım,Üzüntü ile gördüm ki, bir rüya imiş. Woi Chuang

Su-Wu’dan Ayrılış

İyi günler tekrar gelmiyecek;Bir an sonra ayrılmış olacağız.Yol ağzında üzüntü ile durakladık.Tarlada el ele durduk.Bulutlar gökte uçuşuyor,Birbirimize sarılarak hızla yürüyoruz.Rüzgâr dalgalar halinde yükseliyor.Ve göğün bir köşesine sürüklenip gidiyor.Şimdi, bizim ayrılmamız lâzım,Bırak biraz daha duralım.Bu sabah rüzgârının kanatları üstünde olmak ve.Seninle beraber tâ yolun sonuna kadar gitmek isterim. Li Ling(M.Ö. 2 – 1 yüz yıl)

Sonbahar Rüzgârı

Sonbahar rüzgârı geldi, beyaz bulutlar uçuşuyor.Otlar ve ağaçlar sararıyor, kazlar güneye gidiyor.Orkideler açmış, krizantemler ne güzel kokuyor,Ben sevgilimi düşünüyorum, hiç unutmuyorum.Yüzen-pagoda gemisi Fen nehrini geçiyor.Nehrin ortasında beyaz dalgacıklar yükseliyor.Flüt ve kaval, kürek çekenlerin şarkı seslerine karışıyor,Ziyafet ve eğlence içinde bile kederliyim.Gençlik yıllan ne kadar az, yaş ne kadar kısa Wu-ti (Liu-ch’e. İmparator) (M.Ö. 157 – …

Devamını oku

Nehri geçiyor, nilüfer çiçeği topluyorum,

Nehri geçiyor, nilüfer çiçeği topluyorum,Orkide tarlasında çeşit çeşit kokulu otlar var.Onları topluyorum, fakat kime götüreceğim ?Sevgilim çok uzaklarda.Durup kendi memleketime doğru bakıyorum!Uzun yol önümde uzanıyor.Aynı kalb, fakat başka bir diyarda.Daima keder içinde ihtiyarlayıp gidecek. ?

Kış Gecesi

Evim fakir, dostlarım beni terketti,Hastayım, ziyafetlere gidemiyorum.Gözümün önünde canlı bir kimse yok.Kulübemin içinde yalnız yatıyorum.Kırık lâmbam zayıf bir ışık veriyor.Yıpranmış perdelerim çarpık, birbirine uymuyor.Tse, tse, kapı eşiğinde ve pencere kenarında.Tekrar yağan karın sesini duyuyorum.İhtiyarladığım için pek az uyuyorum.Gece yarısı uyanıyor, yatağım da oturuyorum.Eğer oturmak ve unutmak sanatını öğrenmemiş olsaydım.Bu sonsuz yalnızlığa nasıl dayanabilirdim ?Katı vücudum …

Devamını oku

Unutulmuş bir iyi insan: Rasih GÜRAN

Rasih Güran… Değerli araştırmacı Emin Karaca’nın Nazım Hikmet’in Aşkları adlı kitabını okurken dikkatimi çeken bu ismi arama motoruna yazmakla başladı her şey. Aşina olduğum bir isimdi ama nereden olduğunu çıkaramıyordum. Kitabın öyle hazin bir yerinde karşılaşmıştım ki Rasih Güran’la, ismini görmemle onun adına üzülmem bir olmuştu. Zira Nazım-Piraye ayrılığında payına çok ağır bir yük düşmüştü: ayrılık …

Devamını oku

Nevala Qesaba

Kekik, reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgâralçak damlı evlerin yüksek, küçük pencerelerinden.Soluk ışıklar yayılırdı geceyeköpek havlamaları korkulara karışırkaygıları beslerdi.Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi belirli belirsiznamlunun ucunda çırpınırdı yürekler.Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğrukapılar kırılır,talan edilirdi sevdalar, umutlarve insan olan ne varsa…Ve kan akardı derelerimizdenZilan, Munzur, otuzüç kurşun ve Nevala Qesabave ülkenin bütün derelerindeO iklimde kalırdı acılar.Duymazdı …

Devamını oku