En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Adını funda oteli koyAklından gelip geçen bir yazınVe akşam güneşlerinde orda burdaBir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıdaİnce ince gezinen turuncu adamların. Adını funda oteli koySevdamızın da adınıAyakları dibinde gün batımının.Ve ağzında binlerce güneşin tadıDilinin ucunda yalnızca kendi adın. Çünkü sevdikçe beni sen, kendini tanıdın. Edip Cansever
Şub 23
Geceleyin benden ayrılır ruhum,Dönünceye kadar açık kalır cam.Uyanık, başımın ucunda bir mum,Beklerim, beklerim böyle her akşam. Bilmesem de nereye gidiyor ruhum,Bütün gece sessiz, eriyip de mum,Sabah olduğunu çok biliyorum;Biliyorum, bu bir sonsuz helecan. Besbelli bir ömür böyle sürecek,O öyle uçarı, ben böyle ürkek;Bir gün ya bilerek, ya bilmeyerek,O dönmeden önce camı kapayacağım. Ahmet Kutsi Tecer
Şub 23
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolarKapanırdı daha gün batmadan kapılarBu afyon ruhu gibi baygın mahalledenHayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!Hülyasındaki geniş aydınlığa gülenGözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınlaNe güzel komşumuzdun sen fahriye abla Eviniz kutu gibi küçücük bir evdiSarmaşıklarla balkonu örtük bir evdiGüneşin batmasına yakın saatlerdeYıkanırdı gölgesi kuytu bir deredeYaz kış yeşil bir saksı …
Şub 23
Ben bir yıldızım yıldızlar ortasında,Sağa bakarım, sola bakarım, eyvah,Yapayalnızım yıldızlar ortasında.Bir bitmez düzelikte akşamla sabah. Alabildiğine bana vermişler, “al! “Dayanılmaz boşluğuyla bu evreni“Bu gerçek, bunu al! Bu düş, bunu da al! “Ne ki varsa, bana yazılmış nedeni. Mutluyum, bu güzel, bu tek yıldızlıkta;Milyonlarca sunu, adak sana, tanrım!Ama kalbim çatlayacak yalnızlıkta,Hiç olmazsa bir ayna ver bana, …
Şub 23
Ağaçların daha bu bahçelerdeBütün yemişleri dalda sarkıyor,Umutların mola verdiği yerdeGeceler bir nehir gibi akıyor. Baksan bir uzaklık var hangi yana,Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna;Varmak istediğim uzak limanaGemiler beni almadan kalkıyor. Gelmedi gün daha çalmadı saat,Daha uçurmuyor beni bu kanat;Sabırsızlanma, ey kapımdaki at!Güneş daha gözlerimi yakıyor. Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Dolu bir testi idim ben,Baş aşağı ettiniz beni;Eh, boşalıverdim derken…İyi mi ettiniz yani? Sevgiler vardı içimdeEzgiler vardı, iyilikler…Boşaltıverdiniz, hem deDüşürüp kırmaktan beter. Hoş, yine bir testiyim ben,Yine varım ama bomboş… Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdanOydu, bir bakışta tanıdım onu;Rüyalarıma tayf halinde konan,Peşime bir korku gibi düşen o. Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.Dolardı aydınlık olup, odama.Bahçemde süzülür giderdi baharSabahının fecri vururken cama. Ayakları kumda bırakmadan izYanıma geldiği hep gecelerdi;Sanki bir lahitten kalkar ve sessizUzak bir maziye dönüp giderdi. Bir avuç ışıktı incecik yüzü,Gözleri geceler gibi …
Şub 23
İstek ve aşk onları kavramış saçlarındanSürüklüyordu. Gök mordu;Ayışığı ihtiyar çınar ağaçlarındanYüzlerine düşüyordu. Fısıl fısıl binlerce dudaktı yapraklarıDalcıkların kuytularda;Onların da kopmuş birer yaprak, dudaklarıAkıp gidiyor sularda. Sürükleniyordu aşkın sesine doğru;Aşkın çağrısı tez, keskin.Bir ateş yanıyordu Sibiryalarında buIşıksız serserilerin: – İçimi gıcıklıyor bu ıhlamur kokusuBu ıhlamur kokusu, ah!Ya görünmez güllerin kokuları! .. – Hep pusuHep pusu bana, …
Şub 23
Ah, sen ey, ölüm kadar sonsuz olanVe dar bir tabut gibi rahat uyku!Islak geceyi örtün kalbim, uyu!Artık uykuyla tek başına kalan Ruhum gemiler uğramaz bir liman Bir tanrı gibi her tarafta korku;İşliyor bütün saatler kurmadan,Dışarda yağmur yağıyor durmadan,Görmüyor pencereler sonsuzluğu. Beni dibine çeker misin kuyu! Bitti gücüne güvendiğim zaman,Gökler yakın bir ayrılıkla dolu;Aynasında yüzüm dalgalanan …
Şub 23
O bir sakız ağacıydı, alelade;Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi,O zaman bu zamandır memnun yerinden;Seyreder bulutları, göğü, denizi. Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları;Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından,Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece,Motor sesleri duyulurdu uzaklardan. Tanrı adın işitmedi ömründe;İnanmadan da madem yaşanıyor diye,Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde,Yaşamak dururken düşünmek niye? Anmadı geçenleri bir defa bile;Ne uğraşır …