En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
gözlerinin karşılaşmadığı bir duvarbulursam göçmen bir kuş posteri asarım, bulamazsamatlarım özenle hazırladığım uçurumdan uçurumda çiçek açmaz, bunu kutsal metinlerdepeter pan’da, kaptan swing’tegündelik ölümler için çalan müzikte buldumyoruldum. gözlerinin karşılaşmadığı bir duvarbulursam çarparım. yalnızca derin aşklar içinçalan bir müziğin ritmi var sesindedüzensiz intiharlar var, aynanın arkası varkesilen ve kesildikçe güzelleşen damarlar var, acı var koyu var, …
Şub 23
Ben başkasının defteri olsaydım“Aşk: Eyvah… Yalnızlığım” korkusundan tanırdımyanlış açıldığım şairi ve üzülürdüm: meğerkağıttanmış bazı şiirlerin inceliği! Aşk yanlış anlamasıdır iki insanın birbiriniyanlışlık birinde kalır aşk ona kalıryalnızlık birine kalır aşk ona kalıraşk yalnızlığa davetidir bir insanın kendini Sanki bir uçurumu göresim gelmiş gibiboşluğumda aradığın sisli ima yalnızcaşiirini bekleyen bir masumluk hevesiyeter ki bir çocuğun gözleriyle …
Şub 23
Bugünlerde herkes gitmek istiyor.Küçük bir sahil kasabasına,Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara… Hayatından memnun olan yok.Kiminle konuşsam aynı şey…Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.Bir kendisi.Bu yeter zaten.Her şeyi, herkesi götürdün demektir.Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.Ama olmuyor. Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor. Böyle …
Şub 23
bak yârim gelen genebaharmış hiç kapıyı çalmadangene istila ediyor park ve bahçelermüdürlüğünü sevgililerve abiler gene koruma derdindekıta sahanlığını kız kardeşlerinin bulutlar el şakası yapıyor damlarasen yağmur diyorsunkeyifle poker oynuyorkargalar dallarında çınarların, bilmiyorsun seni görünce dili tutuluyor çakmağımınkol saatim kolumu unutuyortitriyor ilk sakal tıraşımıolurkenki gibi ellerim, usulcaokşarken başından aşağı dökülen şelaleyi ıskaladığım kızlar geçiyoryüreğimim önünden boyunları …
Şub 23
içimde huzursuzdur yüreğim yayılır ellerime yayılır ayağa kalkan bacağıma zonklayan şakaklarıma ey benim tanrıçamaynı zamanda kızım olanannem benimöp benim kör gözlerimibir rüyayla öp onlarıhep yaptığın gibi elini yüreğimin üstüne koybir kanat çırpması gibiki sakinleşsin yüreksonra bırak da çarpsındehşetle senin için bırak çarpsın yürekdimdik ayakta, kalkık ellerlesenin için.. gunnar ekelöf / efsaneler ve miroloyiler’den
Şub 23
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımıölmedim genç olarak, ölmedim beni leylakbüklümlerinin içten ve dışardansarmaladığı günlerdebir zamandıheves ettim gölgemi enginde yatano berrak sayfada gezindirsem diyeölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydigenç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek içinhalbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazeretidemedim dilimin ucuna gelen her ne isevay ki gençtimölümle paslanmış …
Şub 23
travma,geçti karadaki.. şehirde cinayet işleyen bi âmâ gibiydi o sayfayı ben kopardım kökündeno kanadı ben kırdım ruhumda tıslayan safran sarısı yırtığıdip yosunlarıyla,iyotlakendi kefenini tuzlar gibi ben yamadım dost olamam,dost kalamam..gözlerin ihaneti dalga dalga yayılırkenve koşar adım nefret bir elmacıkkemiği yüzüme çarparken.. ağaçlara selam veririm,ormana gülümserimgökyüzüne sükut eder,dağlara içlenirimben ki,yalnız fener önlerindendeniz gülleri ve kestanelerinin kederinekeder …
Şub 23
ağaç geldi girdi ellerime, özü yükseldi kollarıma doğru,büyüdü ağaç göğsümde –aşağı doğrukollar gibi büyüyor dallar benden dışarı ağaçsın sen, yosunsun sen,sen üzerinden rüzgârın geçtiği menekşelersin.sen – ne de büyük – bir çocuksun,ama bu dünya için çılgınlık bütün bunlar.. ezra pound
Şub 23
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,Hüzün rengi almış saçlarının her teliGözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeliNe kadar değişmişsin ben görmiyeli Böyle mahsun kederli değildin eskidenFıkır fıkır gülerdi gözlerinin içiDudakların nemliydi sevgiden, arzudanYapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibiBaygın kokusuna anılarla beraber gidenBöyle mahsun kederli değildin eskiden Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadarAğlamaktan mı …
Şub 23
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi bir bıçağın ağzında yürür gibiydin demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında gözlerinde karanlığı dar hücrelerin seni görür görmez özgürlüğümden utandım söyle ne içersin çay mı kahve mi çok değişmişsin birden tanıyamadım saçların uzundu omuzlarına akardı gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından onlar mı kestiler sen mi kısalttın gülerdin içimize aylar doğardı …