Ölmek, kamera karşısında ya da sahnede yürek parçalayıcı ve tercihen yavaş bir ölüm her oyuncunun hayalidir.

Ölmek, kamera karşısında ya da sahnede yürek parçalayıcı ve tercihen yavaş bir ölüm her oyuncunun hayalidir. Bahse girerim bir gün o son anları sahnede nasıl oynayacağını hayal etmemiş tek bir erkek ya da kadın oyuncu yoktur. Yaşam gücü yavaşça kayıp giderken ve biz varolmamanın sınırında tutunurken son nefesimizde o bilgelik ve zeka dolu sözleri nasıl söyleriz. Ölüm yaklaşınca olan şey bizce bu mudur? Ölüm kalanlardan söz vermelerini istemenizi mi sağlar? Günahlarını mı itiraf ederler? Ya da şakalaşırlar mı?

Düşünmenizi isteğim şey hayatın o son anlarında gerçekten olan şey. Şok edici şiddetli ölümlerden bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey yaklaştığını bilmek. Gerçekten kaybolduğumuz o en büyük sihirbazlık numarasına tamamen teslim olmak.

Dostlarım ve sevdiklerim son nefeslerini verirken baş uçlarında onların ellerini tuttum. Şu kadarını söyleyebilirim, hayatın sonundaki o dramatik konuşma anı koskoca bir saçmalıktan ibaret. Bir şey söylerlerse içlerinden söylerler ama neredeyse duyarsınız. İçlerinde süren o konuşmada hayatlarının sonuna gelmiş olduklarına inanamayış ve şaşkınlık vardır. Orada oturduğunuzu farketmezler bile. Ölen için yaşayanın hiç önemi yoktur.

Bir yanıt yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.