Dayım Abdurrahman Uyanık, bayram hediyesi olarak çocukluğundaki bayramlara dair iki hatırasını anlattı.
“Eskiden yerde döşekte başlı kıçlı yatardık. Bayramda pantolumuzu döşeğin altına koruduk ütü izi çıksın diye. Babam gardaşlarıma birer ayakkabı almıştı, benimki biraz daha kullanılır diye bana almamış. Bende ayakkabımın her tarafını kestim, babamın ayakkabısının içine koydum. Babam çarşıya giderken görmüş, geldi ve “gel sana da alalım” dedi, gittik aldık. Öyle bayramlar geçirdim. Hepsi rahmete kavuştu hatıraları kaldı.
Ayakkabımı o halde görünce gülmüştü, çok anlayışlı idi. Sene 1956. Bir defa da anamla bir oldular beni dövdüler. Bende karakola gittim, nöbetçi askere şikayet ettim. Beş yaşındaydım. Karakol dönüşü amcam kahvede otururlarken beni gördü. Nerden geldiğimi sordu, ‘babam gili karakola şikayet ettim, ondan geliyorum’ dedim. Kahvedekiler güldü, bana çay içirdiler. Hepsine rahmet olsun.”











