1.
Tek kullanımlık eşya gibi durursun
mendil, bardak, çatal bıçak; şusun, busun
Bir kere kalbini takın kalbini ki
yiğitçe, biraz da delikanlı dursun
Yalan yanlış yalan dolan falan filan
hep gönlünde olmayanı konuşursun
O ki senin yurdun yuvandır şol hane
en küçük bir lekede sen orda yoksun
/
Ne söylemeliyim şimdi
ki
sızlayan yaralarımın acısı dinsin
kayıp gitsin avuçlarımdan
enkaz
o vazo
o kıpkızıl gül
paramparça
zeminde
yitip gitsin
toz
/
Binlerce soru işareti var bayım
bırak soracak olan herşeyi sorsun
Bir değirmi yüzlü çocuk ölü anasının
parmağı ağzında, süt emsin de dursun
Bir yerlerim dökülür her sarsıntıda!
Ah! Elim, ayağım, canım, kalbim yoksun
Dağını, ovanı aç göz yaylımında
Depremden sonra yeniden kurulursun
2.
Yer sarsıldıkça sarsılsın ki süresiz
“Buna ne oluyor?” desin insan, çaresiz
Cumali Ünaldı Hasannebioğlu












