Tag: Gökhan Ergür

Evini Kaybetmişlere

Bazen kendi evini terk etmesi gerekir insanın. Tası tarağı toplayıp ardına son bir defa bile bakmadan çekip gitmek. Çünkü ağır geldiğini hissedersin bazı evlere, insanların sana “gitse de kurtulsak” gözüyle baktığını. Bunu fark ettiğin ama kendine yediremediğin o ilk anlarda etrafta tutunacak bir göz ve bir söz arasınız çaresizce. Fakat herkes yüzünü, sözünü başka yöne …

Devamını oku

Bağların Yitimi ve Bize Kalan Boşluk

İnsanı ayakta tutan şey yarının varlığıdır, hayalleri, umutlarıdır. Ve insana yapılabilecek en büyük kötülük ise yarına olan inancının elinden alınması, geleceğinin gözleri önünde yok olmasıdır. Kopan bağlar bizim gelecekle kurduğumuz ilişkiyi zedeler, tahrip eder. Ayrılıklar sonrasında kişinin bu kadar çaresiz ve umutsuz hissetmesinin en büyük nedenlerinden biri de budur işte. O gitmiş ve yaşanacak güzel günleri beraberinde götürmüştür.

Burada Kalamam, Başa Dönemem

Vuruldum. Kendi evimde vuruldum. Her şey yolunda ve hepimiz güvendeyken vuruldum. İki bıçak, bir tornavida, bir de mermi yarasıyla tanış olunca vurulmanın ne olduğunu az buçuk anlayabiliyor insan. Size yemin ederim ki vuruldum. Ellerimle kapatacak, akan kanı durduracak bir yaram yok ama vuruldum. Bu, vurulmaların en kötüsü.

Âşığın Son Nefesi

Kar Şiiri; yalnızların, kışın ve son çaresini son cümleye yükleyenlerin şiiridir. Şiir bitince söylenecek bir şeyin artık kalmadığını hissedersiniz çünkü kar her şeyin üzerini sessizce örtmüştür.

Şiirin İyileştirici Yanı ve Şairin İlerleyen Kanseri

Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum.Ama böyle dünya olur mu? Metin Eloğlu Şiir, insanla beraber sürüklenendir. İnsanlık tarihi boyunca yaşanan savaşlar, yağmalar, soykırımlar, fetihler ve aşklarla beraber şiir varlığını sürdürmüş; insanın yaşadıklarına anlam verebilmek için yazgısından sonra başvurduğu, çıkış aradığı bir ‘öte alem’ haline dönüşmüştür. Sadece et ve kemikten değil, yüce bir makamdan üflenmiş ruhla var …

Devamını oku

Yerleşik Bir Yabancı: Metin Altıok

‘’Ben Metin Altıok, adanmış yüreği imgelerin. Türkçenin gece gezen mahalle bekçisi’’ İzmir’in Bergama ilçesinde 1941 yılında Göçbeyli isimli bir köyde dünyaya gelir Metin Altıok. Orta halli bir ailenin ilk çocuğu. Yaradılış itibari ile içe dönük, çok konuşmayan, çok konuşulmasına tahammülü olmayan, utangaç bir çocuk. Fiziksel olarak yaşıtlarının gerisinde, cılız ve ufak tefek bir görünüme sahip. …

Devamını oku

Yerleşik Bir Yabancı: Metin Altıok

’Ben Metin Altıok, adanmış yüreği imgelerin. Türkçenin gece gezen mahalle bekçisi’’ İzmir’in Bergama ilçesinde 1941 yılında Göçbeyli isimli bir köyde dünyaya gelir Metin Altıok. Orta halli bir ailenin ilk çocuğu. Yaradılış itibari ile içe dönük, çok konuşmayan, çok konuşulmasına tahammülü olmayan, utangaç bir çocuk. Fiziksel olarak yaşıtlarının gerisinde, cılız ve ufak tefek bir görünüme sahip. …

Devamını oku

Panayır

Saatlerin yağmaladığı taze ömrüm,Saklandığı şapkaya küskündür tavşanElimde değil diyorum, bu yaşamaktırSöz alıp ayağa kalktığımda dağılıyor meydan Dünya dedikleri bin damada gelinSaçını evde boyamış kadınlar gibi öfkeliEskiyor günden güne acımak daKâğıt parayı cebe hızla atıyor dilenci Başını dayayıp gökyüzüne hatırlattın:İzlemek uçan kuşu keyiflidir uçmaktanÜrkme diye tüm cıvıltılar avucumda saklıdırFarkın kalmamış artık, tövbe tutmayan avcıdan Babasına benzediğinde …

Devamını oku

Emin Değilim

Birlik ve beraberliğimize,İhtiyaç duymadığın şu günlerdeBir çocuk kaçar evinden öfkesiyleDolanmış boynuna ırmak asmış kendiniSaçılmış yere esvabı, utangaç ve kirli Tesadüfen girdiğin o turist fotoğrafındaAsılıp kalmışsın yıllarca İngiliz bir duvaraKadraj gülümsetirken herkesiKar yağmış ve mutsuzsun, Sultanahmet meydanında Annemde kalmış ayrılırken, yüzümün velayetiPatlatıp şişeyi üzerime yürüdüğün haniÇiçekler topladım sana Türkiye kadarBabalar maaş günü Bedir’den dönerYer sofraları kuruldu …

Devamını oku