Tag: Cahit Zarifoğlu

Uyarılan Şair

Bakımlı parkların görgülü ağaçlarıeli yüzü düzgün kibar dallarıSarı yaprakları günışığını sarınmış bırakmamışBanklardan her birinde gündüzden kalma bir kokuBir kedi miyavlar yalnızlık hakkındaelinde bir belgeyle geçerYakın denizde bir derinlik kokusuve kımıldayan bir ölüm duygusuVe denizOnun sularda olmayan bir seslemendireğin iri kayalarına yalvarışıIşıklarını takınmış zillerini kapamış son ada vapuruHaydi ay da sulara kaysın denize yaysın gümüş dantelasını …

Devamını oku

Muntazam

Seni kamçılardan çıkardım Tevbelerle başladı rahmet vuruşları İnsan ağlar oldun yürekli göğüsler kurdun Sesimi işkencelerden alırdın Elimin altına dökerdin etlerini Hızlı varışlara bile hazırım daha Dayanırdı yelken bezleri saf saf insan enginlikleri Bir geçmiş zaman kalkanı indi Çınar ağaçlarından sahil sularına Kalbim kalkıp indi gemilerden Çok tarandım başka saçlar tarandım sokaklarda Kapris kamburu çıkardı yıllar Ve bir tek çıban çıkaran yoktu sancılarla Habire vuran rüzgâr Kabirlerde su yollarında Dehlizlerde İç çekmeler Sızlanmalar …

Devamını oku

Yanma

Ve elbetGözlerin sularımdan çekilinceürkek bir ceylanla anlaşırımyüzünün çok yakını olan bir limanadilinin ve ağzının verdiği baş dönmesinebahçeni tutan tavşanlara sığınırım Karnımdan geçilmiyor moraran ağzımKovalanıyorumİkindi zaman karanlığı iç çarşılarey şafak bir askerle anlaşÇünkü namluya sürüldünİşte burda bir ordu yürüyen karnımdaİzim sürülüyor köpeklerin sürünerek yaklaştığıAnlaşılıyorHatırlarımıza dokunulmamışFakat el konmuş aşkı yaratırken kuğularınGeleceğimizin serin suları ve göllerine Ey kadın …

Devamını oku

sevmek de yorulur

bir adam bir kadın var içimde iyice anladım bana bunu sessizce anlatıyorlardı bir yerde onların yönlerinden alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki bulvarların geceye vurdukları çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan bir sürü alışkanlıklar taşıyan insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin başkası sevsin diye en seçkin yerine bir …

Devamını oku

Yedi Güzel Adam

I. Bu insanlar dev midirYatak görmemiş gövde midir Bir yara açar boyunlarındaKolkola durup bağırdıklarında -Ya kurbanın olamDağlar önüme durmuşKi dağlanam Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerindenDurdular ite çakala karşı yarin kapısında 1. Yedi adam biri bir günbir kan gördügereğini bellediyari alsa koynunaAyırmaz kanı yanından Beyaz haberlerim var kardeşlerim-Bir güzel ince gelinKabartır göğsünü toz duman …

Devamını oku

Daralan Vakitler

Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?  Çam ormanlarının salınışında,Kuşların cıvıldayışında,Otların serin tenlerinde.Eğer varsan bakıp görmeyeŞeffaf perdenin az ötesini,Bir ateş bulutu var en bildik yerde,En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlarHissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir,Elele tut,Taş al ve at,Kafiri bulur. Hani ceylanların,Hani cihat marşın? Bir …

Devamını oku

Çölde Gizli Bezginler

bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran akreplerdir duygunun. karanlık ordulara güneşsiz sokulan bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek şakakların sıcağında kuytu bir ses büzülüp ölecek sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında bahar şenlikleriyle. sürdüren ellerini yangın …

Devamını oku

Nerede Bulabilsem Seni

karanlık basmadan ovalarıma kainatın duru illetsiz aydınlıkları katılaşırken çocuk ruhlarında karanlık basmadan kararmadan taşıtlar et kemik taşıtı tam da mayalanmış yüreğimin hamuru ve ne yakıp kavuran yaklaştırmayan kalıplara hiçbir daraban olmadan ziynetli topraklara da yanardağ akıntısı yer cazibesine mermut akan lav katiyeti heybetiyle akıp dağ’la terbiyeli bir insan eli olan elinle şekillenmeye hazırken NEREDE BULABİLSEM …

Devamını oku

Açlık Türküsü

Aşk gelmiyordu ve kızgın kokuları çoşkunluk bağırması gençliğin Söyleyelim bir kere daha halk suçsuz Öfkenin sessizliğe yürümesi kendiliğinden Mansurun halkı öfkeye kendini çarka tutması eşyanın bebekler gibi avutulduğu da olmuştur Sütten kesildiği yürümeye alıştırıldığı (Ey veli dağları eğit yine Mağaralardan em yine) Kedilerin cübbe eteklerinde İnsanlığın en berrak denizine uzanıp İstirahat buyurduğu Söyliyelim bir kez …

Devamını oku

Zahmet Vakti

Yaşamak bir sokak lambası gibiBir gece evden atılmış bir çocuk sankiTek bir damla tek bir ses gibiAklıma düşüyor.Artık delirir koşar şimşeklerimYaşamak bu nadir ve gevşekHayır bugün hiçbir kimseyi alkışlamıyorumVe onların dikilip içi yumurta çürüğü kokanKristal fanuslarına baka durdukları gibi bakıp durmuyorum.Ve bazı bey alıkların dediği gibiSadece yürek arılığını arı bulmuyorum.DüşününTohumlar ekilirYağmurlar başlarO zaman filizler bir …

Devamını oku