bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran akreplerdir duygunun. karanlık ordulara güneşsiz sokulan bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek şakakların sıcağında kuytu bir ses büzülüp ölecek sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında bahar şenlikleriyle. sürdüren ellerini yangın …
Tag: Cahit Zarifoğlu
Şub 23
Nerede Bulabilsem Seni
karanlık basmadan ovalarıma kainatın duru illetsiz aydınlıkları katılaşırken çocuk ruhlarında karanlık basmadan kararmadan taşıtlar et kemik taşıtı tam da mayalanmış yüreğimin hamuru ve ne yakıp kavuran yaklaştırmayan kalıplara hiçbir daraban olmadan ziynetli topraklara da yanardağ akıntısı yer cazibesine mermut akan lav katiyeti heybetiyle akıp dağ’la terbiyeli bir insan eli olan elinle şekillenmeye hazırken NEREDE BULABİLSEM …
Şub 23
Açlık Türküsü
Aşk gelmiyordu ve kızgın kokuları çoşkunluk bağırması gençliğin Söyleyelim bir kere daha halk suçsuz Öfkenin sessizliğe yürümesi kendiliğinden Mansurun halkı öfkeye kendini çarka tutması eşyanın bebekler gibi avutulduğu da olmuştur Sütten kesildiği yürümeye alıştırıldığı (Ey veli dağları eğit yine Mağaralardan em yine) Kedilerin cübbe eteklerinde İnsanlığın en berrak denizine uzanıp İstirahat buyurduğu Söyliyelim bir kez …
Şub 23
Zahmet Vakti
Yaşamak bir sokak lambası gibiBir gece evden atılmış bir çocuk sankiTek bir damla tek bir ses gibiAklıma düşüyor.Artık delirir koşar şimşeklerimYaşamak bu nadir ve gevşekHayır bugün hiçbir kimseyi alkışlamıyorumVe onların dikilip içi yumurta çürüğü kokanKristal fanuslarına baka durdukları gibi bakıp durmuyorum.Ve bazı bey alıkların dediği gibiSadece yürek arılığını arı bulmuyorum.DüşününTohumlar ekilirYağmurlar başlarO zaman filizler bir …
Şub 23
nerde bir sevda kelimesi
Şu gördüğünüz masaya bir aşk şiiri yazmak için oturmuştum sevgili insanlar muhterem konuklarım Pazenle kaplama parmaklar Elele tutup denizlerin üstüne basarak Dalgaları mahçupluk duvarlarını aşarak Bir aşk şiiri biçimlemek için başlamıştım. Deyin ki resitalim Çekiştiriyor bıyıklarımı yakalarımı Konfenksiyoncu kızlar Nasıl bilebilirler kimim nasıl tanırlar içimi Kertenkele gibi duruyorum bir an altında tunç bir güneşin Papatyalar …
Şub 23
Özgürlüğe Doğru
Bırakıyor ardından belalara beniTedbirim öldü gövdemin binası geçti Göğsümde ince gergin çelik bağcıkTenimi bastıran içerilere Bağırıyor leylaklarım ağlıyor ağlıyor duvarlarÇatlayacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar Çocuk yığılıyor kalp kalp üstüne konuyorBir baba damarı vuruyor sökülen nabzım Şimdi batar birkaç nesil azdıran bozgunSimsiyah aklım ve beyaz bir nokta kalbim Kader akışı alkışlanıyor her kârımNazlı buluş …
Şub 23
Sen Kuş Olur Gidersin Bir Trenle
Uzun bir geçmişimiz varHiç yorulmadan En azından bir kere eğlenceli beşik ha biz varız ha biz maskeli balo Saygıya durup üstün bir gecede Bir sır payı katlayıp sade bir kahveden Keyifsiz bir detayın hükmüyle ha biz yokuz ha biz seferde Ya bu kez ölenleri görmeliysek Ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle Parka dolalım Park …
Şub 23
Sevemedik Müzeleri
Saray illerine yürüdüm her hana asılmş resmimKapılarda biliniyorum adım ünleniyor çinilerde Kadınlar geçiyor omuzlarında gözyaşı bezleriyle Görünen ne !duvar yüzlerinde kemer taşlarda Inen çıkan vinçler kayan ışıklar künkler Toprağı bombalayan bent suları rüzgarlı yeleler Derviş ayakların altında boy boy padişah bebeler Güreş tutan vezirler ve bunlar körükeller Ve incecik perçemler sanki çekme gözler Meğer bir …
Şub 23
Ağartı
sevgililer yüzüne karşılık geldimkaygı bağırdı gözevlerimde günlerin yamanan yıldızlarve üzülen gökkuşaklarıyladoluluğundan söz ediliyorevlerde çocuklar arşınlanıyorve alkışlanıyor babalarki tütün başındaekmek başında kabir başında günler yenilenen bir isimmerdivenleri büyük ağzıyla çıkan meralhaftada üçer gün üçer haftaince uzun veya kahverengive gelinlik sabah çatışmasındayoğunlaşan yorgun artık benköprü ortasından yarılmış bu araorganın ve güneşin salgınlığıtoprağa gelir gibi oldu anbaşlar ikinci …
Şub 23
Aylak Göz
Erkenden aşındırır aşkınıOdaların köşelerine zamansız otururDuyarsa bir çocuğunOyundan çağrıldığını Başının her seferinde döndüğü kumarıGönlünü bir tarzla kurularken kazanırAnlarsa yenilen bir kadının Darda kaldığını Kendi kendine ardaşak kaçağıArada bir bakınır ne yaptığına Süresiz kapılır tablolara yangelirVe oturdu mu bir masayaHakkını verir çay içmenin Bu adam kitapların uçlarınaÇizilmiş itilmiş resimKorkmadan yaşar tebessüm gösterirAğır başıyla nöbet alırDağdan kaçar …