Tag: Ahmet Cemal

Bizsiz Odalar

Belki çoğumuzun yaşamında arkamızdan çok acele toplanmış  ve izlerimizin çabuk yok edildiği  odaların burukluğu vardır. Ahmet Cemal

Vesvese

Sen var ya, nedense beni hep  senden sormalarından  korkarsın. Ahmet Cemal

Geçmiş Bir Dua Kitabından 1

Nice yazsonlarındaeylül yapraklarınagergeflediğiniz öyküleriniztozlu bahçelerde unutuldu mu hiç? Sonbahar sürgünüdür gidişleriniz. Benekli kedilerin döktüğü sütlereen sessiz adımlarla basıp,kaç izle geçersiniz Sabahlardan birindebenim dediğiniz evlerdenkendiliğinizden çıkmalısınız,vedasız ve kimseyi uyandırmadan. Anılarınızı yıpratabilirler. Ayağa takılabilecek ne varsatoplamalısınız ayrılmadan ve saklamadankırık dökük sevgilerinizi köşe bucağa;bir gün bulupavuçlarında ısıtırlar diyebeklemeden. Onları  –bilin! —  şimdi yalnızeskicilerde satılan taş plaklarınen iç bulandıran …

Devamını oku

Akşam Vakti

Rasgele bir akşam vaktigeçmiş bir dua kitabınınıslak sayfalarını bulanlar oldu-ağlaması çoktan dinmişbir kayanın dibinde… Ahmet Cemal

Sıradan İnsanın Şarkısı

Belki de insandık bir zamanlarya da insan olacağız günün birinde,bütünüyle iyileştiğimizde her şeyden.Ama bugün insan değilsek, neye yarar? Pasaporta yazılmış bir adız yalnızca,Aynadan yansıyan dilsiz bir görüntü,Bir sürü boş lafın çarptığı duvarlarVe ölü bir yankının yankıları. Çoktan ayaklar altında bütün insanlık,Burada rol yapmayalım boşu boşuna!Bizler, insanlığını çoktan yitirmiş bu kentlerde,hâlâ insan mı diyeceğiz kendimize? Hayır! …

Devamını oku

Afiş Yapıştırıcısının Şarkısı

Nasılsa hayata adım atan insanaÜç şey verilir hayat yolunda:Küçük bir merdiven,Bir fırça, bir de kova.Derler ki sonra, böyle bir merdiveniHerkes yanında taşır;İnsanlar eşit olduklarından bugüne bugün,Herkesin yükselme şansı vardır.Ancak bir düzine yıl geçinceAnlar zavallıcık için iç yüzünü Bir yararı yok bu merdivenin,Fırçayı yiyen hep ben olduktan sonra,Anlamı yok inip çıkmak için didinmenin,Kovayı hep ben taşıyacağım …

Devamını oku

Çingeneler

Özlemin korları var gece karanlığı bakışlarındaHiç bulamadıkları vatana duyulan özlemin korları.Öylece kapılmış gidiyorlar, derin esrarı yalnızcaSonsuz hüzünlerde yatan bir kara yazgının akışına. Bulutlar öncülük ediyorlar yollarına,Kimi zaman peşlerine bir kuş sürüsü takılıyor,Akşam vakti izleri kaybolana kadarVe bazen de rüzgâr, bir veda çanını getiriyor. Yıldızların yalnızlığıyla örülüdür döşekleri,Bu yüzden şarkıları daha bir özlemle dalgalanmaktaHıçkırıklar, kaç kuşaktan …

Devamını oku

PAUL ELUARD’IN ANISINA

Ölenin mezarına koy,yaşamak için söylediği sözcükleri.Yerleştir başını onların arasına,bırak hissetsinözleminkıskaç gibi dilini. Ölenin göz kapaklarına koy,ona sen diyenden esirgediğive tıpkı onunki gibi çıplak bir el,ona sen diyenigeleceğin ağaçlarına aşıladığında,yüreğindeki kanla görmezlikten geldiğisözcüğü. Koy bu sözcüğü gözkapaklarına:Belki dehenüz maviliğini yitirmemiş gözlerine,bir başka, daha yabancı mavilik girer de,ona sen demiş olan,bir rüyaya dalar onunla, biz diye. Paul …

Devamını oku

Rondo

Rondo- sevgi bazen yok olur sönüşünde gözlerin,ve sönmüş gözlerinebakarız sevginin. Dokunur kirpiklerimize duman,kraterden yükselen soğuk;sadece bir defa tuttunefesini, korkunç boşluk. Ölü gözlerigördük ve unutmadık asla.Sevgidir en uzun sürenve tanımaz bizi bir daha. Ingeborg BachmannÇeviren: Ahmet Cemal

Bu yıl ölümün kıyılarına yaptığım üçüncü yolculuk.

Bu yıl ölümün kıyılarına yaptığım üçüncü yolculuk.  Ve bir geri dönüş daha. Ve yine tuhaf bir güven duygusu: “Bu hikâye daha bitmedi…”  Cankurtaranın sirenleri gecenin karanlığını yırtarken bile gücünü yitirmeyen bir duygu: “Bu hikâye daha bitmedi…” Başlangıçta, iç dünyamda hafiften nabız gibi atarken, henüz soyut adımlarla ilerleyen bir kıpırdanış. İleriye yönelik, sanki yeterince şekillenmemiş bir …

Devamını oku