Göçmen Kuşlar İlkyaz

Kadınsın sen
Göğsünde fundalık çiçekleri
Alnında, yeni açmış çiçeklerden bir sis.
Rüzgardan bir ata binmiş de
uçuyorsun unutulmuş ülkeme doğru
bir başkasının boynuna dolanmış kolun
        Oynaşım
yolculuğu yurt etmişsin kendine.
Öpüşlerin bir yara, bir dans
arp eşliğinde
kiliseli tepelerde şeytanın çaldığı

ve uzun zaman titreyen kara toprak
evrende kimsesiz bir evin önünden
geçip gittikten sonra atlı ordular.

Erik Stinus

Bir+ba%25C5%259Fka+%25C3%25BClkeye+bir+ba%25C5%259Fka+denize+gidece%25C4%259Fim Göçmen Kuşlar İlkyaz

Kalbim, Sorarım Sana

Kalbim, sorarım sana,
Aşk nedir söylesene.
“İki ruh ve bir düşünce;
İki kalp ve onun bir atışı.”

Söyle, nereden geliyor bu aşk?
“Geliyor ve oradadır işte!”
Söyle bana, kim aşık olmaz?
“Öyle biri yok, gördüğüm kadarıyla.”

Saf aşk nedir o halde?
“İnsanın, kendini unuttuğu aşktır.”
O halde, hangi aşk en derindir?
“En sessiz olan aşktır.”

Aşk, ne zaman en saf halindedir?
“Aşk verildiğinde.”
O halde söyle, aşk nasıl konuşur?
“Aşk konuşmaz, sever sadece.”

 Friedrich Halm

guvercin+gerdanl%C4%B1g%C4%B1 Kalbim, Sorarım Sana

Ağulu Mantar

Yağmur bir adım ötemizde
Kabarmış ağulu mantar

Sessizliktir ateşin yanındaki kütük
Suyun ışık değmiş kabuğu

Sen tane tanesin sevgilim
Denizim ben batık aşklarla dolu

Melih Cevdet Anday

guvercin+gerdanligi Ağulu Mantar

Sesin Rengi

Sen, küçük kutu, kaçışıma yardım et!
Böylece senin valfların kırılmaz
Bir evden ötekine,
Gemiden trene
Geçişte…
Böylece düşmanlar belki benimle konuşurlar.
Benim yatağım, acıma yakın.
Gecenin son olayı
Sabahın ilk olayı
Onların zaferi
Benim kaygılarım.

söz ver bana,
aniden,
sessizce gitmeye…

Bertolt Brecht
Çeviri: Borges Defteri

Bertolt+Brecht Sesin Rengi

Ruhun Ateşli Aşkı

Ruhun ateşli aşkı
Ey aşk, hani iyiydin sen;
Niçin, beni böyle incittin?
İkiye bölünmüş kalbim,
Tutuşmuş ateşiyle aşkın.
Alev alev yanıyor, nereye sığınsın?
Zincirlere vurulmuş kalbim, nereye kaçsın?
Eriyip tükeniyor, güneşe tutulmuş balmumu gibi;
Yaşıyor, ama ölümle kol kola, çırpınıyor çılgınca.
Dualar ediyor, atabilmek için bir iki adım daha,
Ne çare ki, bu cehennemlikte yanıp kavrulacak;
Vay bana ki, burası benim yerim olacak!
Ben de konuşurdum eskiden, artık mühürlü dudaklarım,
Ben de görürdüm eskiden, artık kör gözlerim!
Sesim kısık, yine de duyuyorsun beni ;
Bu uçurumda, ruhum çırılçıplak ve hissiz.
Düşerken yükseliyorum, giderken geliyorum;
Kaçıyorum kovalarken, elim kolum bağlıyken özgürüm.
Ey aşk, neyledin beni?
Çılgına dönmüş haykırıyorum:
“Senin ateşli gücünü sınamak için,
Yakışır mı bana ölüm?”
Aşk, aşk, sen bir hiçsin; oysa, dilimden düşmüyor hiç şarkın!
Kalbimi derinden yaralayan, senin yaralı elin.
Aşk, aşk; seninle kendimi bildim, sana tutundum!
Göğsünde uykulara dalayım.
Aşk, aşk; aşk ile dağlanıyor kalbim!
Aşk; bir şahin gibi kapsın beni uykun!
Senin için bunca çırpındığım, döktüğüm yaşlar senin için!
Ey aşk, izin ver senin olayım;
Uğrunda canımı vereyim!
Jacopone de Todi

Jacopone+de+Todi+ Ruhun Ateşli Aşkı

Mülkiyet

Biliyorum ki ben,
Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler
dışında,
Hiçbir şeye sahip değilim.
Biliyorum ki ben,
Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım
anlar dışında,
Hiçbir şeye sahip değilim.

Johann Wolfgang von Goethe

mulkiyet Mülkiyet

Bu Altı Söz

1)

bazen ne bir söz
ne bir ses
ne de bir başka şey
şenlendirir gönlümü

2)

pencere, pençesindedir günün
pencere, pençesindedir güneşin
ah
yetmez gücüm!

3)

dinle
feryat ediyor kalbimde biri

duyuyor musun?

4)

başıboş sözcüklerim benim!
konuşmayın hep bir ağızdan,
tek tek…

5)

oradan oraya taşınmaktan yorgun kalbim
dinleniyor
kendinde

6)

ceplerim
rengarenk seslerle dolu
aç avucunu…!

Ketayun Amuzegar
Çeviri:M. Bülent Kılıç

Ketayun+Amuzegar Bu Altı Söz

Biliyorum Gelmeyeceksin

Her gece bu geç vakit
Ne işim var sanki sahilde
Senin gelmeyeciğini bildiğim halde
Umutla, saatlerce beklemek niye

Sebebi yıldızları izlemek isteyişim mi
Yada arzuluyor olmamdır, hayalinle öpüşmeyi
Anılar de, özlemek de ne dersen de
Nafile umutlar hüzünle perde, perde

El ele gezdiğimiz günler yok artık
Bizim sahil hep bildiğin gibi
Gökteki martılarda aynı canhıraş çığlıklar
Tekneler kadar sağlam bağlı değil artık yüreğim
Bir zamanlar adını yazdığım bu kumsallara

yüzümde o eski gülüş yok artık
Yakamozların eski büyüsü yok
Sadece umut var, şimal yıldızım sanki
Sislerin ardından göz kırpar

İlker Pamukçu

buzlar+nas%25C4%25B1l+erirse Biliyorum Gelmeyeceksin

Gece Sisi Kaplamış Tepelerini Gürcistan’ın

Gece sisi kaplamış tepelerini Gürcistan’ın;
Karşımda akıyor Aragva uğultulu.
Hem hüzün hem bir hafiflik var içimde; kederliyim,
Seninle dopdolu, aydınlık bir keder bu.
Seninle, sadece seninle… Hiçbir şey
Bozmuyor, tedirgin etmiyor üzgünlüğümü,
Ve yürek yeniden tutuşuyor, seviyor yeniden,
Sevmemesi olanaksız çünkü.

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Çeviri: Ataol Behramoğlu

869a176c02b2b694838d4c40d17761c9 Gece Sisi Kaplamış Tepelerini Gürcistan'ın

Ey Zaman Kuşu

Hangi yöne uçsan kırık kanatlarınla,
bil ki ardındayız biz de o yaralı geyikle.
Birkaç kişi, yaprakları sararmış
eski kitapların içinden.
Her şey ezberimizde
lanetlilerin lanetlediği ölümsüz metinlerden.
Sızan ışığın alacaaydınlığında,
unutulmuş hücrelerin yosunlu duvarlarına
hem düşlerimin haziran güneşi yansıyor,
hem de dışarda savrulan kar.

Cevat Çapan

ey+zaman+kusu Ey Zaman Kuşu