bulutlu yazılar

bulutlu yazılar! siz benim
sizi yazmamı bekliyordunuz
Dil’in gurbetindeydiniz
………………ve Söz’e tutsak
ne zaman okusak akşamdınız siz
ne zaman kurtarsak şimdi
……………… ve bugün
dili geçmiş sevdalar
………………anlatıyordunuz

bulutlu yazılar! sevdaları
acılara kırdırtmayınız …
………………onlar bir gülün
alacakaranlığından
teninizin şafağına uzanan
bir yaz gecesiydiler. .. şenlik
………………ve düğün
ve siz onlara ne kadar, ne kadar
………………da çok benziyordunuz

bulutlu yazılar! kapalıydınız
ve anlaşılmıyordunuz …
birinden ötekine geçit vermeyen
iki Söz arasında
hem dağdınız siz, hem uçurum
………………ve sürgün …
Dil’in fırtınası dindi
………………ve bundan böyle
şiir artık ne mümkün
………………mü diyordunuz?
bulutlu yazılar!

Hilmi Yavuz

bulutlu+yazilar bulutlu yazılar

Doğunun Ölümleri

ölüm bir aşirettir doğuda

ayışığı gülden hoyrat
gölleri güzelden talandır
ve asi, durak bilmez ağıtlarıyla
uçsuz bucaksız turnalarını
kat kat gurbete dürmüş evvelbaharla
sevdası göçer olandır

ve bu nasıl bir serencâmdır
satılır umudu beye
hasreti bir meta gibi
      ve alınandır
ve tuzdan, bozkırdan ninnilerini
bir çığlık gibi mengeneden mengeneye
sokup çürüten rüzgârdır

türküsü ki eşkiyaya geniş
ve bir kekliğe dardır
ovayı çelen bakışlı
ve bir fişekliğe dizilmiş
gibi omzu kuş nakışlı ağaçlarıyla
acıya pusu kurandır

ölüm bir aşirettir doğuda

blogger-image-524874849 Doğunun Ölümleri

Doğunun Kadınları

iz batan güne sahip çıktığımızda
ay, bitliste sarı tütün
ya da bir akarsu imgesi
gibi yiğit ve bütün
bir ağıttır
    kadınlarımızda

onlar hüznü bir çeyiz
çileyi ince bir nergis
ve gülerken bir dağ silsilesi
taşırlar
ve birer acıdan ibarettirler
    kayıtlarımızda
kadınlar ki alınlarımızda
doğuyu mavi bir nokta
ve yazgıları çok uzakta
bir nehir yoluna
    karışırlar

ölümleri duvaktan beyaz
ve ahlat, erciş, adilcevaz
üzerinden geçen bir kederle
    yarışırlar
ve birer yazmadan ibarettirler
sevdalarımızda

biz bir yazın ayağında
en küçük bir gurbeti bile
içi titreyerek okuyan
ve bir gülü tersinden dokuyan
    umutlarımızda
başlığı kınadan turaç
bebesi doğuştan kıraç
ve bir ninniyle darılıp
bir türküyle barışırlar
ve birer hasretten ibarettirler
    mektuplarımızda

Hilmi Yavuz

hilmi-yavuz Doğunun Kadınları

Gizem

hem aldanan hem aldatan
olduğu zaman
dilden
dilin güzüdür üşür
sözün yazına karşı
kuşlar kuşlarla örtüşür
bir yaprak bir yaprağa
doğru uğuldar:

ve der ki onu yaşasan da
yaşatsan da bir
dağlar çoktan dağlara göçmüştür
o altın gözlü anka
hangi derin dağdadır şimdi?
bir acı, telörgünün ardında
bir acıyla görüşür:

ve der ki dilden kopan
bal örgüsü söz
hem söyleyen hem söyleten
olduğu zaman
bana ben o’yum dedirten
nedir?

ustam der ki sen, şair
hiç gül kopardın mıydı gülden?

Hilmi Yavuz

IMG-20210923-WA0032-768x1024 Gizem

Ünlem

akşamları ne düşünsem
anlamı çiğdem ve gizem

bu yolculuk benim mülküm
öteki bütün yolculuklar gibi
üzerimde acıların çiyleri
hâlâ duruyor

ve aşkların usulca geçtiği
bir vâdi miyim?…belki …
şimdi bir çığ koptu

      k
       o
        p
       a
         c
           a
              k

benden güle doğru-öyle ki
yazın çığlığı kuytularda, ah
      ve!

acı değil bu, ünlem …

Hilmi Yavuz

unlem Ünlem

Söylem

ezilmiş erguvanlar! siz
benim kalbimin
söylemiydiniz
nasıl başlasam bilmiyorum:
belki uzak bir şiirin
soğumuş küllerinden?…
sanki hâlâ sevdaları
içerden
yazan bir var -ya da siz
öyle miydiniz?
ezilmiş erguvanlar! sessiz
durmayınız! sizler savruk
ve özensiz
bir solgunlukla kuşatılmış
ilkyaz sözleriydiniz…
ve akşamları o sözleri
yoğaltan
biri var: bir büyücü?
bir şaman? siz onu gerçekten
sevmiş miydiniz?

ezilmiş erguvanlar! hâlâ
uçuk bahçeler görüyorum
ve o bahçelerde kadınlar
hâlâ kuytu!…
ve hâlâ yabanıl sonyazlar
üreten dilleriyle
tek ve tenha
görünüyorlar!
bu nasıl olur? bunca talandan
sonra… demek hâlâ…

…sevdaları içerden yazan
biri var, ne tuhaf,
siz bunu hiç
bilmiş miydiniz?

ezilmiş erguvanlar!…

Hilmi Yavuz

ezilmis+erguvanlar Söylem

Uzak Gözler

uzak gözler! Siz kuşlardınız
ve sanki hüzün hazineleri

sustunuz, en son ölümdenberi
durdunuz,
………………ve nedenleri
bir kabuk gibi taşıyaraktan
ilerleyen kehribar bir kurdun
içinden o derin sonuca doğru
bir gizemden daha yakut,
………………daha elmas
taşlarıyla … uzak gözler!
ve acı sürüleri …

uzak gözler! siz kuşlardınız
ya da kuş eğretilemeleri …
oysa bir düzyazıya benziyordunuz
………………ve gelenleri
bir bir tuttunuz: yalvacını
bir fırtınanın; ölümün
ilkyazıydı, üstünden
sekerek gül izlerinin
geldiniz … uzak gözler!
siz! güz melekleri …

uzak gözler! siz kuşlardınız
ve sanki hüzün hazineleri

Hilmi Yavuz

uzak+gozler Uzak Gözler

Yakın Aşklar

yakın aşklar! sizi ve gizi
bir kıyıyla öteki
gibi bağlayan nedir?
aynalar ve bakışım!

sıra kime gelecekse gelsin
ordaki mi ben idim, bendeki
……………mi ordadır?
hangisi bana gizem
hangisi senin kışın
hangimizin daha derin yolları
kum ve harç ve karışım!

işte simurg: hepimizden bir dize
ve orada, şiirlerin kafdağı
uçmazsan kuş olursun, uçarsan …
………………güç ulaşım
kuh kaf kuh kaf diyerek
………………bir hüzne varılınca
kuş ve yaz ve savaşım!

yakın aşklar! siz ‘kalbim’
dersiniz, ama o,
aslında kalbim değil, … çağrışım!

Hilmi Yavuz

simurg Yakın Aşklar

Tenhâ

her şiir boydanboya
                  bir ıssızlıktır artık
dizelerse giderek daha tenhâ

acının düzyazısı olmaya
hazır mı sözlerin kışı?
aşklar! onları yazan yaşasın
                               sarışı
n atlas kağıtlarda yaz
ne güz okunur ağaçlar güyâ

sen sussan da susmasan da bir
tutup tutuştuğun hayale
ağırdan iri güller ve lâle

düşer düştüğün melâle
ve hüznü yeniden-okumak
için bir kitap olur dünya

ve her şiir boydanboya
                 bir ıssızlıktır artık
dizelerse giderek daha tenhâ

Hilmi Yavuz

hilmi+yavuz Tenhâ

Bâtınî

her şey bâtıni! göl
kendi dibindeki batıktan
başka nedir? acılar
derin ve siyah bayraklarını
tekneme çekeli beriydi:

her şey bâtıni! tenim
kendini yurtsuyor birden:
‘ben kendimin
      teknesiyim ben…’
böyle dedi ve diyen
öteki yolculardan biriydi:

her şey bâtıni! gül
goncalarda içkinken
dil, güzü bekleyen kıyıda
aşkın sözünü karşılıyor
       gibiydi…

her şey bâtıni! ve hüzün
      hüzün
en büyük muhalefettir şimdi

Hilmi Yavuz

5539111-lg Bâtınî