Direnç Doğuran Bir Kadına

Tırnaklarını etine geçir bağırma
Isır kanat dudaklarını parçala
Bırakma yaşamayı bırakma umudu
Daha çok yok sabaha

Yorulur gövdene inen sancılar
Acılar bakır
Beklemeyi bil
Başkaldırır gövden başkaldırır
Susar

Önce öleceğim sanacaksın
Direnmen bitsin diye uğraşacak sancın
Gitgide sıklaşacak kamçılar
Sessiz ağlayacaksın

Unutacaksın başın nerde nerde ayakların
Bin kollu bir boşluk beyninde
Dünyadan uzaksın

Kim duyar sesini haykırsan
Gücünü tüketme
Dayan bir sınav bu
G ü l ü m s e

Sennur Sezer

blogger-image-781200211 Direnç Doğuran Bir Kadına

Kadınlar Sonbahar

Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
Titrek dudaklarında sarışın bir keder
Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler

Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor

Anlaşılmaz çoçukluğun ortaokullarından ders zilleri
Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler

Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor

Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir

Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.

Attila İlhan

blogger-image-1544478738 Kadınlar Sonbahar

Aşk, Aralık’ta Bile Gül Açmaktır!

Beni her gün uğurlayıp karşılayan Sarı Gülüm’e artık aralık ayında olduğumu/zu bir türlü söyleyemiyorum, o da açmaya devam ediyor.

blogger-image--870054142 Aşk, Aralık'ta Bile Gül Açmaktır!

Bölünen Kadınlar Şiiri

Sonsuz tenin bir serap olduğunu
bilen kadınlar
sonsuz tine büyücülerle yönelen kadınlar

kısık bir perdenin o gerçeği
gösterdiğinden umutlu
bir perdenin kısık yeri kadar
incelen kadınlar

dünya, nedir onlardaki yansın
demir mi, ateş mi, belki cehennem
pervaneler işte, renkli camlara
çarpa çarpa hayal kanatlarını
tükenen kadınlar

Gülten Akın

t%C3%BCkenen+kad%C4%B1nlar Bölünen Kadınlar Şiiri

Kal İstersen

geldin
bir etek dolusu uyumamışlık
saçlarından sızan
okunamayan suskunluk da girdi içeri
anladım
gecenin ‘ ce ‘ halisin
gündüzün ‘ düz ‘ ayaklarına yakışmıyor gelişin
yine de bir basamak vardır eteğinden yukarı
soluğumu değdirmek için kokuna

bakma
ben herşeyle avunurum
bir takvimden kopartılan
güneşli bir mart sabahının
memelerinden emilen gizem
ya da işte hemen karşımda oturan
ellerinle gözlerinle kirpiklerinle
yoluma döşediğin
yirmi mart çiçeği

yarın bahar derim
nas’olsa her bedene su yürür
nas’olsa patlar her gerçek gerçeğinden
saçlarından sızan suskunluk da
sıyrılır gizeminden
nas’olsa derim dilinin en bahar gelinciğini
eritip dudaklarında
mühürlersin dilimi
nas’olsa papatyaların açılır gözümün menziline
ışır ortalık

geldin
bin gecelik yalnızlığa doldurulmuş sorgu
ve isyan artıkları
sırtları sıvazlanıp susturulmuş ağrılar
doldu odama

yarın bahar
karıyorum kartlarımı yeniden
yeniden kuruluyor zemberek
yarın yeniden ınga!
yeniden emekleme
yekinme yeniden

ha! ne dersin
kal istersen! ?

Ali Tekmil

ali+tekmil Kal İstersen

Bekleyen Kadının Günü

Kadınım saçlarını tarar aynada,
Benim parmaklarım değmişçesine.
Bahçeye çıkıp şarkı söyler içinden
Sesinden sesim geçmişçesine.
Güneşin kızarttığı kayısılar gibi
Aklından ben geçerim güneşlenirken,
Kızarır al al olur ben öpmüşçesine.

Eğilmiş dikiş diker, gömleğimin düğmesi
Hayal eder beni, birden ürperir
İnce bir sızı duyar iğne batmışçasına.
Çocuğunu göğsüne bastırdığında
Erkekliğim geçer ta iliğinden
Benimle uzanıp yatmışçasına.

Bir sabah ayrıldım bir akşam kavuştum
-Ah, olgun dutlar gibi ballanmış gözlerinde-
saatlerin biriktirdiği o tatlı özlem
sanki uzak denizlerden dönüyorum,
karşılar, beni yıllarca beklemişçesine.

Ceyhun Atuf Kansu

Bekleyen+Kad%C4%B1n%C4%B1n+G%C3%BCn%C3%BC Bekleyen Kadının Günü

Kadınlar

I
Geçen gün aklıma geldi
Kadınlar da güzeldir dedim,
Seneler var ki ben onları
Ne yalan söyleyim düşünmezdim.

Semaver nasıl kaynar fıkır fıkır
Öylesine kaynar kadınların içi,
Çiçeklenmiş narin ağaçlardır
Isıtırlar insanı güneş gibi.

Öyleleri var ki hey Allahım hey!
Geç karşıdan bak,
Ak topuk beyaz gerdan,
Tüy döşekler kadar yumuşak.

Hiç hovarda meşrep değilim
Kim ne derse desin,
Ben öldükten sonra da bu mısralar
Kadınlara yadigar olsun

II
Şu kadınlar ne biçim mahluk
Sardıkça sarıyor beni,
Zilzurna sarhoş ediyor,
Üst üste içilen kadehler gibi.

Bir karısı var komşumuzun
Akşamları çiçek suluyor,
Ellerinden su döküldükçe
Kırmızı çiçekler daha kırmızı
Maviler daha mavi oluyor.

Bir komşumuzun da kızı var
Gece gündüz türkü söylüyor,
Ya doktor ya mühendis diyor da
Başka bir şey demiyor.

Geçen gece rasgeldim birine
Uzun uzun içini döktü,
Sevdalısı bırakmış peşini
Dünya zından olmuş gözüne

Yuvarlana yuvarlana bulutlar
Akıp gidiyordu başımızın üstünden,
Kırlangıçlar gibi ışıklar bizi
Okşayıp okşayıp kaçıyordu,
Öylesine sakindi ki gece
Sesi öylesine sıcaktı ki
Götürüp eğlendirmek geçti içimden.

III
Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Doğup büyüdüğün Niksar’da
Kadınlar görmedin mi?
Kaybolur gider sanırdın
Tarla çapalarken güneş altında;
Karanlık odalarda tütün dizerken
Yanıp sönerdi ıslak ıslak
Yeşil tütün renginde gözleri.

Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Kayseride, Adanada, İzmirde
Kadınlar görmedin mi?
Bir yırtık mendile benzerdiler,
Öyle kadınlar ki ekmek uğruna
Daha önce kızlıklarından
Renklerini verdiler.

Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Sivasın Yıldızeli taraflarında
Ya o gördüğün genç kadın
-Öyle sabırlı öyle sessiz..-
Yüzüne ağlıyarak bakardın.

Otuzuna bile basmadan, dostlar!
Ölüp gidersem
Peşimden ağlamayın!
Yalnız kadınlar için,
Yalnız onlar için ağlayın!

Cahit Külebi

kad%C4%B1nlar Kadınlar

1994 Eliyle, Samanyolu’na

Yaşadım, Tanrım,
Yarım ve uluorta,
Bir dahaki hayatta,
Varsa öyle bir hayat,
Şiir yazar mıydım,
Bilmiyorum.

Ama kadınlar, Tanrım,
Öyle sevdim ki onları,
Gelecek sefer
Dünyaya
Kadın olarak gelirsem,
Eşcinsel olurum.

Cemal Süreya

cemal+s%C3%BCreya 1994 Eliyle, Samanyolu'na

Guvercin

Güvercin
Pencerede kopan alkış

Melih Cevdet Anday

g%C3%BCvercin Guvercin

Son İlkbahar

Gün sona ermeden önce
Benim bu arzumu yerine getirmelisin
Yalnız bir defa için,
Bahar çiçeklerini
Beraberce toplamağa gidelim.
Senin bahçene
İlkbahar ayları
Tekrar tekrar gelecekler.
Yalnız seninle eğlenmek için
Dua ediyorum.
Günlerim!…
Boşuna geçip gittiler
Onları ihmal ettim.
Ansızın bugün
İkindi aydınlığında
Gözlerimin
Seninkilerle buluştukları anda
Daha fazla zamanın
Olmadığını anladım.
Bunun içindir ki
Bir hasis gibi
Belki de,
En son baharımın günlerini
Büyük bir sabırsızlıkla
Saymaktayım.
Ey sevgili!…
Korkma!
Senin çiçekli bahçelerinde
Uzun zaman duracak değilim
Ve
Ne bugünün sonunda
Ne de veda anında
Ardıma dönüp bakacağım.
Onlarda gözyaşı görmeği bekliyecek
Gözlerimi seninkilere çevirip
Bakmıyacağım
Gül sevdiceğim!…
Tatlı kahkahalarla gül….
Ve sonra
Sincabın ardından
Onu korkutmak için koş.
Kulaklarına
Unutulmuş hatıraları
Fısıldamayacağım
Ve seni
Acele yolunda
Durdurmayacağım.

Rabindranath Tagore

son+ilkbahar Son İlkbahar