Harp Baladı

“Birkaç kelime daha sığardı belki şu hayata; birkaç kahkaha ya da gözyaşları belki. Heyecanlar, ümitler ve de hayaller sığardı. Ben sığamadım oğlum! Bilemiyorum; artık o tren kompartımanında cepheye doğru ilerleyen adam değilim sanki. Arzularım, gayelerim ve de heveslerim terk etti beni; kavgam bitti! Yalnızım ve fakat hiçbirine kırgın değilim.

Hayat ne tuhaf; bir ömür peşinden koşuyorsun ve fakat emellerin tükendiğinde, hemen bırakıyor elini. Nihayeti olanın vefası olmuyor oğlum. Bir neden arıyorum ve her nedense, kavuşamıyorum. Bazen düşünürken kendi kendime, nedenin neden olduğu üzerine, vefadan bir iz bulamıyorum. Lakin sitemkâr değilim; çünkü bir vefa beklemekse mesele, onu, ebedi olandan beklerim.

Gecenin en koyu deminde, kelimelerden bir buse konduruyorum suretine. Artık anlıyorum oğlum, anlıyorum; ölüm aslında bir ayrılık hâli değil, belki beklemek, belki de vuslat önünde uzanan bir yoldur, kim bilir. Muhtelif değil elbette, her ihtimalin varacağı menzil bellidir. Semada, kat kat yükselen bir makamın bucağında, meleklerin kalemi keskindir. Yazgımdan şikâyet edemem, ben zamanın şahidiydim; hasret ile acılar tattım ve aldım payımı hayattan. Saadetler, en güzel günler senin olsun oğlum…

Ben ne kayıtsız ne de kaygısızdım. Fakat tüm taraflara ıraktım çünkü sarf edeceğim kelimeler o duvarı yıkamayacaksa, susardım. İçimde ne var ne yok kırsa bile!”

Harp Baladı
Cihan Çetinkaya

Bir yanıt yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.