Kategori: Yol Üstündeki Semender

Şairin Ölümü

Hüzün içinde yürüyen dört insan omzununAnlamaz birçokları sonsuz güzelliğindenSözcükler çıkagelir umulmadık bir vecdleDönülmez serüvenlerin gülünden dikeninden Yüzü  kanlı kız çocuklarının  göz uçlarındanSıyrılır da anlamı dört insan omzununDönülmez serüvenlerin sevincinden hüznündenBeslenir alevleri bu delişmen uykunun. Nazir Akalın

Nazir Akalın Diye Hüzne Künye Düştüler

Çekilmez adamdı Nazir. Zehirli bir dille konuşurdu insanla ve eşyayla. Beni, ısrarla kendisinden soğutmaya, uzaklaştırmaya çalıştı, kendi yalnızlığına daha erken gömülmek için belki de. Ben de uzaklaştırdım mı kendimden diye kuşkulandım şimdi. 2002’ydi galiba, bir anda doğal halimle, “Hiçbir dizen çarpmadı beni, beni titretecek bir şiirin olmadı gitti,” dedim. Yürüyordu, durdu. Bir acı dalgası geçti …

Devamını oku

Ondokuzuncu Asır

1.Erişti evc-i kemâlâta nûr-ı idrâkâtYetişti rütbe-i imkâna kısm-ı mümteniât 2.Besâit oldu mürekkeb, mürekkeb oldu basitBedâhet oldu tecârible hayli meçhûlât 3.Mecâz oldu hakîkat, hakîkat oldu mecâzYıkıldı belki esâsından eski mâlûmât 4.Mebâhis-i felek ü arz ü hikmet ü kimyâDeğil vesâvis-i ezhân ü vehm ü temsilât 5.Mesâil-i nazarîye tecârib oldu senedErişti hadd-i yakîne fusûl-i zanniyyât 6.Ukul-i zâhire sâid …

Devamını oku

Mektup

Yarım kalmış acılar deniz pencereme kanardı ge-ceyle savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu birkuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; gözmavisi duman, sessizliğim. Aktım ölü denizkızıylagökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgaroldu, postacımız güvercin. Cıva gibi eridik kabı-mızda. Kırmızıya gittik. Hemen kokladım yüzümüyağmurun yuva yaptığı ellerimle. İyice şaşırmıştıalıcısı vapur ıslığımızın. Saklandı gözlerimin ışığıyeni güne.             …

Devamını oku

“Yavaş yavaş delirdim, kimse farketmedi. Hayat çok zor. Ailemi çok seviyorum.”

Yavaş Yavaş Delirmek Bir not düştü hayatın anlamsızlığına‘Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu farketmedi’Suskun bir kelebek çarptı boğazın sularınaErtesi gün gazetelerde -gülen- eski yüzü ileNeydi dostlarının anlayamadığıAnlatamadığı ne vardıTabutuna sarılı duran ihtiyar babasına*‘Yavaş yavaş delirdim, kimse bunu farketmedi’Solgun bir yaprak düştü boğazın sularınaTam da bahara çalarken gözleriAvunacağı bir sevda vaktiAğlatarak bir yalnız kentiAnlatamadıklarıyla veda etti.*Bu şehrin …

Devamını oku

Heinrich Von Kleist

Tomurcukların daha duyulur duyulmazbahçenin kuytusunda çıtırdayan sesi,puhununki yükseliyor; herkesbir yurtsama içinde. Kesiliyor söyleşi,tıkırtısı çay fincanlarının.                                                Oradaanlıyorsun, eğildiğinde penceredengöz göze gelebilmek için kuşla: GeceninOğlusun. Bu sana sunulan andaç:Çocukluğunu değil yalnızca Gölünüstünde yanıp sönen …

Devamını oku

Omurga Flütü

                                           Lili Yuryevna Brik’e  Giriş Hepiniz için,sevinç bulmuş olduğum ya da bulduğumve koruduğum ikon resimleri gibi ruhunşiir dolu kafamı yükseltiyorumbir şarap bardağı gibi masadan.Düşündüm arasıraiyi olacağınısona erdirmeyi bir kurşunla.Nasıl olursa olsun,bugün sunuyorumen son konseri içten …

Devamını oku

Soluk Soluğa 1

O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, o çekip gittiler. Yaşar Kemal Hep yanıldı ve yenilgilere uğradıAma atıldı yine de serüvenlereVakti olmadı acıların hesabını tutmayaDurup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı. Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı– ki onlar daima birer yalnızdılar Nerde doğmuştu ve ne zaman kopupGitmişti o kentten anımsamıyor artıkHangi sokaktaydı ilk sevgili ve …

Devamını oku

Arthur Koestler

Soğuyorum Cynthia. Bir suyum:                                Yüzüyansıyor tek bir an, yitikoğulun: eli uzandı uzanacakkapı tokmağına baba evinin. Tülperde de aralanıyor sanki: sesi deyankılanıyor hâlâ duvarsaatinin: paslanıyormuşgibi köhne bir gemi.                           …

Devamını oku

Müntehirler

artık anlaşılmıştır günün akşamlılığıkesin mat yokiyi oyun vardır sadeceve satranç aslında dalgınların oyunudurdalgının ölüm karşısındaki sükunetidüşmanaölümün dehşetinden korkuludur İlhami Çiçek “İzimi süren bir panter var:Bir gün beni öldürecek olan;… …Adımlarını durdurmak için yüreğimi fırlatıyorum,Susuzluğunu dindirmek için kan saçıyorum;… O yiyor, ama yine de ihtiyacı yüzünden yiyecek arıyor,Mutlak bir adaklığa zorluyor… …Panter merdivendeYukarı çıkıyor.” Sylvia Plath …

Devamını oku