her şey benim kalbimdirsöküp aldığım kardankardan söküp aldığımçocuksuz bir anne gülüşüyleher şey benim kalbimdirçünkü pek yaraşmaz bu dünyaya doğru mu değil mi bilmiyorumkentler büyüyüp gidiyor ya aldırmabaşka bir yaşama tutturmalı diyorumköprü korkuluklarınaufak buluşmalara yaslananyani tuzun amcası, sevincinöz kardeşi olanen küçük bir kuşun gözleriyledünyaya baktığın zamanher şey benim kalbimdir her şey benim kalbimdir ki bilirimkimsenin olmadığı …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Antik Kent
mutlu günlerimizdi…deniz tuzu,dövme gülyanık tarçın gibiydikrüzgarın saçlarımızı taradığı yamaçlardaikimizden bir bayrakdalgalanırdıbirbirine bakantarihin ve otlarınarasındaadı yoktu yaşadığımız şeyinbir boşluk bile değildi buonca boşluğun içindeyontulmamış birkaç harftaşlar kadar tarihe kefilgünler gibi düşünülmeden akıp gidenotların gölgesindeki gece kadar derinay ışığıydı her şeyi sessizce bütünleyen bir dönüş biletiyle kırıldı gecekırıldı mevsimkalakaldıkbirbirine bakan sunaklardazehiri giz olan otlar boyverdikırık heykel parçaları …
Şub 23
Önceleyin
Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramdaSonra birden kapılar açılıverdi ardına kadarSonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların Sonra her şey çıkıp geldi Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizdeSen çıkardın utancını duvara astınBen masanın üstüne kodum kurallarıHer şey işte böyle oldu önce Cemal Süreya
Şub 23
Gül
Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş …
Şub 23
Huzur
Kalemi her elime aldığımda,Gelip gözlerimin önüne perde oluyorsun…Gözlerini yazmak istiyorum, olmuyor,Gülüşün takılınca aklıma, öylece kalıyorum… Ne bir satır, ne bir harfSeni yazmak böyle zor işte,Huzur nasıl anlatılır ki?Bir kalemin ucuyla, damlar mı bir kağıda?Sen kal yine aklımda…Hep hatırladığım, hep sevdiğim gibi… Azize Su
Şub 23
Ufuk Hasreti
sarp dağlardan örülmüş dört duvar içindeyim,nerdesiniz güneşler, nerdesiniz ovalar?dağılmaz, simsiyah bulutlar içindeyim;nerdesiniz güneşler, nerdesiniz ovalar!.. yine duman kapladı zindanımda her yeri,çoruh’a savuruyor yaprakları sonbahar…nerdesiniz ey sabah ve akşam güneşleri;nerdesiniz atımı koşturduğum ovalar?.. duvarlara çarparak çırpınan bir kuş gibi,gözlerim uzak, geniş bir ufuk aranıyor.çoruh, dağlar içinde akamaz olmuş gibi;süzülerek geçtiği ovaları anıyor. ufuk… ufuk… upuzun deniz …
Şub 23
Layya – iki
iki leylaklar yas tutuyor bu şehrin ötesindezindanlarda gül açmış bu gece duyuyorumkaybolup gitmiş sesim senin tatlı sesindebu gece bir kartalı öldürmek istiyorum rüyamda bir mezarın son defa yanan mumuve zakkum ağaçları tırmalıyor ruhumusana bu gece benim artık kaybolduğumusöylenmemiş sözlerle bildirmek istiyorum kimi uyur ve kimi dansa başlar delicebiri bu dansa bakıp matem tutar gizlicebense burda …
Şub 23
Layya – bir
bir karanlıklardaçok az kalmışsa zamanaşk için konuşmayakaybolup gitmişse cananve vakit yoksa ağlamaya onun aranan bakışlarındanşiirlere can damarıma kangibi bir alev dolanmıyorsaben bu karanlıklardasusmaya dayanamam ırmak olmuş bakışlar akıyor akıyorböyle duramamaşk yarılmak üzere bir gökyüzüdür şimdiki varolmak adınakanıyor kanıyorartık susamam ilk sezgi ilk rüya ilk kelimelerben tutkunu oldum hıçkırıklarınkonuşan ve susan o inlemelerakar denizine tüm çığlıklarıngül …
Şub 23
Seni Öpsem
seni öpsem, gülse bir halkseni öpsem, yoksullukutansa verdiği acılardankırılsa her türlü korkunun kanadı. seni öpsem, silinsealın çizgilerinden gamyürek kuytularından akşam.bir sonsuz yağmur yağsaaşkın kardeş bulutlarındanaynı mutlulukla ıslansa dünya.ayrılığa kapanmasa kapılarodalar üzgün durmasa. seni öpsem, buğulanmasa gözleringülse yaz günleri gibiinsanların gölgeli yüzleri.kar yağmasa dar yolunakardeşimi koynunda saklamış dağlarınçıkıp gelse alanlardananılardan, duvarlardano gencecik ermişler.işısa yeniden annelerin yüreğiçocuklar …
Şub 23
Kurander
Uzaklarımda bir yerlerde; binlerce yıldır toprağın altında kalmış bir medeniyetin krallarına ait mezarlar gün yüzüne çıkarılıyor. Her biri ölürken; en değerli eşyalarının arasında, onlarla birlikte toprağın altına gömülmüşüm. Adet olduğu üzere bana da cenin pozisyonu vermişler her seferinde ve her seferinde bu pozisyona inanarak, kanarak, yeniden ve yeniden doğmuşum. Şimdi birileri; ellerinde kazmalar, kürekler, son …