Kalabalık, kabarık şehir; çok şehir, çok beton, yok: İnsan… Çok: Şehir; hiç: İnsan! Sevgileri güneşte çekmiş, ruhları eprimiş ve ihanetlerini cüzdanlarıyla besleyen hiç insanlar,geldiler; milli piyango ve otobüs biletleriyle kürdanlarıyla, balgamlarıyla, ayakkabı bağlarıyla nüfus cüzdanlarıyla, “kazı kazan”larıyla, visa kartlarıyla, maskeleriyle, markalarıyla… Güneşin heybetine bakmadan ve aldırmadan rüzgârın zarafetine… Birer küfe gibiydi omuzlarında hayat; her biri …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ucundan Tutarak
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.“O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin.Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.Ve zaten genellikle o daha az sever seni,Senin O’nu sevdiğinden.Çok sevmezsen, çok acımazsın.Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini…Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.Senin değillermiş gibi davranacaksın.Hem hiçbir …
Şub 23
Bu Gece
Damla derya olmuştur aslına dönüşünde.Dönüşen damla artık yokluk aleminde. Varlığını feda etmiştir beka alemineVarlık sevdasını yitirmiştir son deminde Ey sevgili bak, bana neler söylettin, dem bu geceTen postundan öte görmeyi nasip ettin bu fakire. Yanan ben sandıydım gördün mü bak canım içre.Meğer bir yakan varmış gördüm canımı candan içre. Ah dostlar gafletler yağar benlik derdine …
Şub 23
Bazı Gecelerin
Bazı gecelerin sabahı yoktur Yalnızca karanlık olarak kalırlar. Bazı ayrılıkların dönüşü olmaz Giden gider Borçlarıyla yaşar kalanlar. Geleceği yoktur bazı kalplerin Aşk uğramaz onlara bir daha Tek bir hatırayla yaşlanırlar. Bazı pişmanlıklar uzun sürer Zamana yayılırlar. Kendinden kaçanlara Saklanacak yer kalmaz dünyada Gün gelir kendileriyle tanışırlar Asıl yalnızlık o zaman başlar Hayata geç kalmıştır kendine …
Şub 23
Kırgın Arkana Bakma
O şehrin salıncakları düşürdü çocukları İtfaiyecileri sözleştiler yangınla Irmağının kıyısına çadır kuramam artık Elimi uzatamam kapı tokmaklarına Çarşafları kirli artık, yatamam otelinde Çaylarını içemem bildik park kahvesinin Irmağının kıyısına çadır kuramam artık Halam beni bir daha o şehre beklemesin O gün düşürdüm cebimden, getirmesin bulanlar O şehirde çektirdiğim son hatıra resmini Artık her yerim üşüyor, …
Şub 23
Yabancı
“…bütün zamanların, en yalnızıyım ben ve masalların, en kırılgan figürânı kendi ihtilâlinin kahramanıyken gecenin mağlup kumandanı…” l ve sen, en aydınlık izleğisin o karanlık şehrin engin kıyıları, sessiz ve de dingin mahşer yerine benzeyen güncelerde sahibini arıyor, asude dizelerin gecenin düğümünde filizlenen ve güne ün düşüren kalabalık bir kimsesizlik sanki “için” kaynağı bilinmez ve derin, …
Şub 23
Ama Hiç Ağlamadım
Gözleriniz geçti yine Adınızın geçemediği bu şiirden Ve çatlamış haritaları geçti şehirlerin Ellerimi haritalarda Kaybettim İçimde bir yığın hırsız İçimde bir dolu tıkırtı Kendimden sesimi çaldılar Dudaklarımın bittiği yerde Gözlerim kaldı Ama hiç ağlamadım. Ağlamadım Eksilttim kendimi Benim dudaklarımdan düşüp kırıldı Bütün kadın ve sokak isimleri İçimde onca yalancı kuş İçimde bir avuç cam kırığı …
Şub 23
Birazdan ölürüz Esmeralda
Birazdan ölürüz EsmeraldaBen iki dirhem, bir çekirdekSen bir bohça, iki dal çiçekBahanemizde hazır hayata karşıİşe geç kalan saçlarımız ne dağınıkDomatesin de peynirin de tadı yok Çayda sinsi bir şımarıklık Bu musluk tıp tıp tıp beni delirtecek Boşalsın artık bu şakaklarımızda kurulu Lanetli zemberek Birazdan ölürüz Esmeralda Alavereler Dalavereler Tak tak taksitlerde biter Otomobilsizlik diyordum Diş …
Şub 23
gülümsemeni eksik etme yeter
dedim ki:ben senden bir şey istemiyorum.dedim ki:bir insan bir nehri nasıl severseki nehir o insanı bilmez,ben seni öyle seviyorum.dedim ki:ben senden bir şey istemiyorum.bir çocuk, oyunu nasıl severseki oyun o çocuğu bilmez,ben seni öyle seviyorum.dedim ki:bir genç kız bir çiçeği koparmadan, uzaktan koklayarak nasıl severse, ki çiçek o genç kızı bilmez,ben seni öyle seviyorum.dedim ki:ben …
Şub 23
Gül Kokuyorsun
Gül kokuyorsun bir deAmansız, acımasız kokuyorsunGittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğunDayanılmaz bir şey oluyorsun biliyorsunHırçın hırçın, pembe pembeÖfkeli öfkeli gülGül kokuyorsun nefes nefese. Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsunVe acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyleSen koktukça düşümde görüyorum onuDüşümde, yani her yerdeYüzü sararmış, titriyor dudaklarıŞakakları ter içindeTam alnının altında masmavi iki ateşİki suİki deniz bazenBazen iki …