Kategori: Türk Şiiri

Büyüyen Eller

Dün bahçelerde erik taşlayan.Ellerin ne de çabuk büyümüş çocuk.Bir an düşün de ürpersin için.Böyle başlar sonsuz yolculuk.Umulduğu gibi pembe değildir ufuk Ellerin ne çabuk büyümüş çocukBüyük günahları avuçlar gibiYemişler ,oldukça düşer dalındanGörünmez bulanık suların dibiDeğişen mevsimler ömrün nasibi. Ellerin büyümüş ne çıkar çocukGönül zamanlar boyu haşarıDöksede yapraklarını dallarTükenmez arzuların baharıGönül zamanlar boyu haşarı Ne kadar büyüsede …

Devamını oku

Değişen Dünya

Çocukluğumun geçtiği sokaktaBiraz dolaşayım dedim,Şimdi oturduğum yerden uzakta. Öyle bir hüzün çöktü ki içime,Ne bileyimAğlıyasım geldi kendi kendime. İnsanları değişmişti,Ondan belki de.Sonra pek çok evlerin yerindeYeni binalar dikilmişti. Ahtapotlar gibi apartmanlarBuraya da salmış kollarını,Yoksul aileler çekilmişlerSatıp savıp mallarını. Böyle böyle bizim eski mahalleHoyrat servetlerin karşısındaSilinip gitmiş bile. Eski günler neredesiniz,Açın kapınızı da evinize gireyim.Ama nerde …

Devamını oku

Seni Yaşamak

Seni her özlediğimde sevgilim,Gökyüzüne bakıyorum;Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.Seni her özlediğimde bir tanem,Denizlere bakıyorum.Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.Seni her özlediğimde bir tanem,Kuşlara bakıyorum.O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.Ve aşkım, seni her özlediğimde,Adında isyan ediyorum.Seni özlemek istemiyorum ben,Ben seni yaşamak istiyorum,Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorumVe seni sende görmek sadece Behçet Necatigil

Bir Genelev Kadını Ve

GirdiSırtında eski bir ceket vardıBiryerlerden sızmıştı sanki, gün ışığı gibiydisarışındıÖnce bir süre kapının önünde durdu durduGölgelendi, inceldi, beni gördüPek önemsemedimZayıftı, kirliydi, içkiliydiPek önemsemedimBaktı hiç konuşmadıOysa, bir İsa tasviri gibi uçumluydu, güzeldiYer gösterdim oturmadıBir sigara yaktım, ona da verdimAldıSigarasını ben yaktımKısa bir gülümseme yürüdü dudaklarındanBenim dudaklarıma da geçtiÇocuklar gibi kızardımÖteki kızlar gülüştülerBen kendimi sevdim, güvendimSaçlarımı düzelttim, …

Devamını oku

Hergele Şiirler

I Sen ki övünürsün kadınlara egemenliğinleSöyleNedir eldeğmemişlik ve ne zaman biterVe neden daha kolay bir fahişeyi şaşırtmakYaşlı bir bakireyi hoşnut etmektenSöyleNasıl altedilir eldeğmemişlikO ulaşılmaz noktadaYeniden yeniden ürerken Sen ki övünürsünGövden ve sertliğinleBir bulutu elegeçirdin miVe gökkuşağını doladın mı beline…SöyleBir kızı nasıl ayırırsın bir anadanGöğüslerine dokunmadan Gövdenden kurtulmaktır sevişmekDüşlerinden sıyrılmakYeni bir etle kuşanmak yaşamayıEllerini kamaştırır etinEğilirsinVe …

Devamını oku

Via Dolorosa

her kutsal şehrin bir göğü vardır yadünyanın en güzel göğünün annesidir Via Dolorosa göğünden erguvanlar serpilir kucağıma kutsallık yürür çarıklarıyla her sabah çocukların ahdine bürünmüş kılıçların değdiği sokaklardarüzgar esiyor İsa’nın gerildiği çarmıha.. âh kimse böyle güzel sevmedi Dolorosa’yı en iyi arkadaşım İsa’dan başka… hadi ellerini ver ey ipi kanadıma takılan balon, sana çan seslerinin hikayesini …

Devamını oku

Güler’in Ardından

VIII Mantosu sandalyenin arkalığındaÇantası üzerindeydiMasada eldivenleri…Akşam olduGüler giyindi gittiGözlerim bütün geceMsada, sandalyede kaldı… Necati Cumalı

Gökdelenler ve Melekler

Eskidik çok eskidik bilir misiniz, ben“Amerika’da gökdelenler varmış” denildiğinde“Gök delmek kimin haddine” diyenGünah olmasın diye çekinenNinelerin torunuyum.Neredesin anneanne neredesin?Kör zurnacı âlem yapıyor mu dersinKubbeli Hamamda hâlâSanmam onlar da hayâl zerreleri olup dağıldılar uzaya. Baba dağa gidemedik bir türlüBir ayı bulup eve getirecektik..Hayatımın ilk beş yılı“Bir gün dağa gideriz”Avuntusuyla geçtiBüyüdük dağ sözü etmedik hiçYıllar geçti, ben …

Devamını oku

Lahinde Narkı

 ‘Memed’ için, Mehmet Düz’e..  1.kimseyle hemhal olunmuyor dünyadabeni de öldürdüler mehmethatıra kapıyı çaldığındalâl kılan hüzünarzunun azledilmesinden olma ölümle, rakipler de aslına dönerdöner şenlikten kurban etiyle evinefirarla kendini sınayan, yazgısına döneryer yok gidilecek aşkını yitirmiş olanageriye kalana, yüzündeki esrara döner gökyüzünde dinlenmiş yağmurbuharlaşmak isterken eksilmişisteme kime bırakılabilir ki emanetaşk uğruna firar ederken erkeklerneden boynu koparılmış tavuğa …

Devamını oku

Eski Nisan

Canımın yongası, sevdiğim,Bir kaç gün çaldık ilkbahardanGeçtik yıllardır özlediğimErguvan ışıklı kıyılardan Aşkı sessizlik tanımlarGençken tersini düşünürdümAkşamla dönerken geriye dalgalarYalnızlığı çırılçıplak gördüm Durduktu önünde Ege Denizi’ninGözleri mayıs bulanığı,Kuytuluğunda eski evlerinDolaştıktı Ayvalığı Eski nisan, her şey gibi,Kalbim de, rüzgar da eski,Çırpınıp duruyor havadaYitik anıların kelebeği Ataol Behramoğlu