şimdi yazların o eski doruğundanbir gül açacaktır ıslak denizlerden bu yanabenim ellerimi berberler kesiyorsaçlarımdan önceben hep kavgaya hazırlanan o eski çocuğumşiirimi eskitmedençağlardan gelen bir korkuyu duyarakeşkıya ateşlerini seviyorumbir yalnızlık uykusuz gecelerdeeski şaraplardan bana gelendağlardan ovalara inen bir ırmak gibihangi güneş bu kendini öldürenne kadar çok yeniledim kendimikaç kez yorgundum kentler kadarbir sevgi diyorum bir sevgigözlerin …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ateş Yakana Kılavuz
1. En son, en kalın odunu yakarsın. 2. Deniz’in taşıdıklarını da kesip kesip yakmıştın,o birzamanların şimdi uzakta kalmış ocağında —ne kalır ki, geriye?… 3. Ateşinin dumanını da biriktirirsin—— 4. Herşeyden önce unutmaman gereken,ateşinin hiçbirzaman tek bir düzeyde yanmadığıdır :ateşin, ya harlanma içinde ya da sönme içindedir —ya yükseliş, ya iniş… 5. Ateş, yanmakta olan odunlarla …
Şub 23
Kendin olmayı yeniden öğrenmen gerek
27. Bir tedirginlik, huzursuzluk doğacak içinde, onun ile yanyana, yüzyüze olunca — o denli yabancı düşmüş olacaksın ki yaşamının kendi, sahici anlamına, aykırılık duyacaksın ondan — ancak o zaman anlayacaksın, nasıl tam da senin kendi anlamın —ta kendin— olduğunu onun : o yıllar boyunca kendine ne denli aykırılaştığını—— ama, o da hemen duyacak, duyumsayacak …
Şub 23
Yeniden güçlü -yapabilir- olmak
Yeniden güçlü -yapabilir- olmak:- Bunun için nasıl da tersine çevirmen gerek yaşamyönelimlerini – sen tamamiyle boşvermeye kararvermişken geldi o: bütün yönelimini değiştirmek için –nasıl da zor bu; ama, nasıl da güzel, yeniden canlanmak –yaşamının toz tutmuş hayallerini silkeleyip bahar güneşineçıkarmak – – kendine yeniden bir yeni yıldız seçip,gökyüzü haritanı yeniden çıkarmağa girişmek… Çıkmak ve …
Şub 23
Hani
8. Gelecekti ama o sana işte:- Senin zorunlu anlamın – zor anlaman; ama , işte, öyle! Geldi de – kuşkun olamaz artık. Şimdi onu barındırmayı, ona barınak, sığınak olmayıöğrenmelisin – bütün ‘bildiklerini sandıkların’ı bir yanabırakıp, bir kenara atıp, onlardan kurtulup— 9. Bütün benliğinle yöneldiğindi çünkü o : kendini tamolarak içine koymak istediğin tamlık …
Şub 23
Ağaç Dili
Sabah oldu.AğaçHer günkü yerineoturdu,bekliyor.Ne güzel biliyorBeklemesini ağaçNe kadar telaşsızNe kadar emin. Rüzgâr giriyor kolunaSerçe konuyor dalınaDoymadan alına morunaBalta saplanıyor beline…Baltanın sapı da ağaç…Gülüyor mu?.. Ağlıyor belki…Neyleyip etmeliAğaçça diliniSökmeli!.. Bedri Rahmi Eyüboğlu
Şub 23
Yandım
Men könlüme hemdem seni sandım,Saymaz yana keçdin göz önümden.Yandım ele yandım, yandım ele yandım! Sahilde ayaq izlerimiz var,Sen eşqine and içdin o yerde,Her kelmene, qelbimle inandım. Heyhat, niye qelbimdeki odlarSönmür, yene sönmür, yene sönmür!Gel, sanma bu yanmaqdan usandım. Saymazyana keçdin göz önümdenYandım, ele yandım, ele yandım! Süleyman Rüstem
Şub 23
Sensiz
Annemle karanlık geceler bazı çıkardık;Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlıkSessiz uzatır tâ ebediyyetlere kollar…Guyâ o zaman, bildiğimiz yerdeki yollarBirden silinir, korkulu bir hisle adımlarTenha gecenin vehm-i muhâlâtını dinler…Yüksekte sema haşr-ı kevâkiple dağılmış,Yoktur o sükûtunda ne rüya, ne nevâziş;Bir sâ’ir-i mechul-i leyâli gibi rüzgâr,Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar. Göklerde ararken o kadın çehreni, ey mâh!Bilsen …
Şub 23
Nehir Üzerinde
Akşam… Sarı bir hasta semâ… Bir gam-ı mechûl…Sisler gibi tutmuş yine sahilleri eylûl,Bir hüzn-i müzehheb gibi durgun yine Dicle,Sessizliği olmuş yine rü’yâlara hacle. Faslın yeni lerzişleri her sâyede mahsûs,Gûyâ ki uyur kalb-i tabiatta bir “efsus!”Her şey o kadar gamlı, soluk, mübhem ü bî-fer,Gûyâ ki ölür hüzn-i sevâhilde perîler… Çıkmıştık o gün Dicle’ye, sessizce küreklerNehrin zehebî …
Şub 23
Bir Mayıs
Ey işçiBugün hür yaşamak hakkı seninkenPatronlar o hakkı, senin almışlar elinden. Sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zenginKalbinde niçin yok ona karşı, yine bir kin? Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd. Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden, Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.Bir parça da …