Kategori: Türk Şiiri

Ayrı Evlere Çıkmak

Kapıları ölü, sağBütün akrabaya kapalıBir ev bulsak,O ev yalnız ikimizin olsaHep orada otursak. İç içe bu evler, bıktım,Birbirine bağlı.Sözde kalır ayrı evlere çıkmak,Dağ başlarında bile olsaYalan, evlerin yalnızlığı. Bir duruş tazeler eski bir acıyıHortlatır gerilerde bir derdi bir bakış.Bu ev sizin öyle mi?Yanlış! Önceki evlerin üzüntüsü biter mi,Kapıları kapasanız da eser.Kesildiğini sandığınız soluklarDaha da artmışa …

Devamını oku

Varsa Ev

Varsa yoksa sokakİnsan o yaşlardaGözü beni görmez olurGece gündüz dışarda. Yok kıl kadar değerim,Öyle olsun!Ben beklerimKısa veya uzun. Oğullar uzaklaşır, kızlar uzaklaşırBir zaman içinde benden,Oluruna bırak, gençtir, derim,Hevesini alsın sokaklardan. Bensiz olamazlar, dönerlerÇok denedim.Ben büyüğüm, affederimBen evim. Behçet Necatigil

Evin Halleri

Evin yalın haliİster cüce, ister devCamlarında perde yokBomboş, ev. Evin -i hali, sabah,Geciktiniz haydi!Uykuların tatlandığı sulardaBıracaksınız evi. Evin -e hali, gün boyu,Ha gayret emektar deve!Sırtınızda yılların yorgunluğuAkşam erkenden eve. Evin -de hali, saadet,Isınmak ocaktaki alevdeSönmüş yıldızlara karşıIşıklar varsa evde. Evin -den hali, uzaksınız,Hattâ içinde yaşarkenAşkların, ölümlerin omzundaAyrılmak varken evden. Behçet Necatigil

Kurşun

Bitkinim, bitkinsinSaçlar ağarır ümitlerle beraberİnsanın evi olmasıBüyülenmiş gibisin. Satırlarda soldu yüzünKalabalık evlerde eğretiÜzgünüm, üzgünsünMumlar eridi. Sokaklar, eğlenceler uzaktaFarkında bile değilsinHasadını esirgeyen topraktaBitkinim, bitkinsin. Çökmüş siperlerden kurtulan yorgunAskerleri düşünYeraltında saatlerYılları ömrümüzün. Bilmezden gelsek deGün sönmeye başladıSeneler eriyor cenkteYaşamaya vakit kalacak mı? Diyelim kurtardık hayatıYa ansızın yalnızsakYa külçeleşir de ayaklarYürüyemez olursak? Yahut askerleri düşünTam çıkmışlar siperdenBakıyorsunPusudaki tepelerden …

Devamını oku

İkinci Ev

Gerekliydi uzaklarda bunalıncaİkinci ev! Hatırla ilk girmeniBir otel, bir park, hatta sokaklardaİkinci ev! Yeterdi izbe oysaİkinci ev! Behçet Necatigil

İkinci Kişi

Bazı karşıma çıkıyorsun,Tanıyacak gibiyim seni.-Gel biraz konuşalım, diyorum.Cevap vermiyorsun. -Ellerin titrer miydi eskiden?Dumanlı mı görüyordu gözlerin?Padişahlar gibi hayal mi kurardın?De bana, diyorum, susuyorsun. -Kitap okumayı severdin,Kırlarda dolaşmayı, bahçelerBilmediğin kadınlar gibi miydi?Söyle, diyorum,duruyorsun. -Atlarla, insanlardan daha çokYoldaş mıydın çocukluğunda?Neyledin hepsinin yokluğunda?Diyorum, ağız dil vermiyorsun. -Nasıldı ilk gurbete çıkışın?Kıyısına ilk vardığın deniz?Koynuna ilk girdiğin kadın?Ağzına ilk sürdüğün …

Devamını oku

El Yazısı

el yazımı istiyorsunuz bendenne yapacaksınız el yazımı, diyorum, ben bile bir şey yapmıyorum artık onuçocukluk hatırası kadar uzak bana elimin altındaki yazıel yazısı çocukluğudur insanınilk öğrenmelerin izini bütün ömrüne taşırilkin gözleri öksüzleşir insanın, bakışlarızamanla kendinin olan şeylere bile yabancı gözlerle bakmaya başlartanıdıkları azalır kendi hayatınınokuldayken yazım güzeldi, zamanla çirkinleşti, derler, ben de öyle diyorum,biliyorum izi …

Devamını oku

Özenle

Özenle sürdürüyorum seniKendimdeBaşkalarını severken bileöylece duruyorsunçekip gitsen deYalnız kalmıyor gerideÖzenle sürdürdükçeYabancı gövdelerde bileÖzenle sürdürüyorum seniİzini sürer gibi yaşadığınınyaşadığım serüvenlerdeÖnceden bilmediğim bir aşk biçiminde Murathan Mungan

Deyrulzafaran Manastırı’nda

Sekiz yaşındayken getirip manastırapapazlara teslim etmiş babası onu.Şam’a gidip geleceğini söylemiş.Hatırlayan kalmamış artık nedenini,ne zaman olduğunu. Tek bildikleri,savaş yıllarıymış, zorlu yıllarmış,kol geziyormuş ölüm buralarda. “Sen biraz dur,” demiş babası ona,“bir yere gitme, bekle beni, geleceğim.Bu sakallı iyi amcalar bakacak sana.”Sessiz sakin bir çocukmuş, usluymuş,“Tamam,” demiş, “gitmem, beklerim.” Ve beklemiş.Aylar ve yıllar ve onyıllar boyuncahiç kuşku …

Devamını oku

Karımın İstanbul’dan Yazdığı Mektup

Canım,Uzandığım yerde yazıyorum.Yorgunum pek.Aynada yüzümü gördüm, adeta yeşil.Havalar soğuk, yaz gelmeyecek.Haftada otuz liralık odun lazım,başa çıkılır gibi değil.Sofada demin iş görürken,battaniyemi aldım sırtıma.Camlar çerçeveler kırık, kapılarkapanmıyor,burda barınmamız imkansız artık,taşınmalı!Ev yıkılacak üstümüze.Kiralarsa pahalımı pahalı.Sana bunları ne diye anlatırım?Üzüleceksin.Derdimi kime dökeyim?Kusura bakma.Isınsa, iyice ısınsa ortalık ama,Hele geceler.Bıktım usandım üşümekten.Rüyalarımda Afrika’ya gidiyorum.Cezayir’deydim bir sefer.Sıcaktı.Alnımı bir kurşun deldi,bütün kanım …

Devamını oku