verâ, verâ, verâ!.. her şey kımıltı ve böcektir;ve Dünya yara içinde yara…kendini bitmeyen bir yağma gibi yaşadın: benim dışımdaki sır, senin içindeki aynadır; bilir misin, yağmurlar da darılır, seni yazmadığım için; yüzündür, çisil çisil iner camlara… Dünya elbet yara içinde yara… her aktığın …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Çiçekler
Nakışlandı bin elvana çiçeklerKalbim irşad oldu gönül sevindiBir can bağışladı cane çiçekler Yeşillenir budaklanır allanırYüzbin renkte noktalanır hallanırKimi yeşillenir kimi allanırKimi batmış kızıl kane çiçekler Seher ağladı rahmet elendiGüzel gözlerinde yaş danelendiÖğle güneşinde fervahelelendiAz kaldı eşkimden yane çiçekler Bağrımdaki hançer midir ok mudur?Benim derdim çiçeklerden çok mudur?İlahi bunların derdi yok mudur?Bilmem neden güler bu divane …
Şub 23
Garip Hal
Geçici değil mi dostum,şu gördüğün bütün güzellikler?Bütün güzellikler gibigüzel günler de çabuk geçer.Çabuk geçer yaz günleri,bayram günleri,düğün günleri… Zamanla bu güzel günlerbirer anı olur.Ve onları hatırladıkçayürekler burkulur… Recep Küpçü
Şub 23
İstanbul’daki
İstanbul’da bir sevdiğim vardıKeçi yavrusuna benzer,Rüzgar eserdi hafiften gözlerindeHalden anlardı. Bütün Şehzadebaşı bilir hikayemizi,Gülhane parkı bilir, gemiler bilir,Gelip geçen bakardı. Yanakları güz elmasına benzerSoğuk havalarda.Ormanlar gibi bakışları;Çocuktu, aceleci, bir hali vardı.Bahar günleri geldi miydiSaçları uzardı. Adını bile unuttumYüzünü de, gemileri de,Yalnız ara sıra aklıma geliyorSabah akşam iş başındaVe asfalt caddelerde. Cahit Külebi
Şub 23
Kömür
Günlerden 2 Kasım 1976Küçük bir salkımsöğütün altındaKarşımda deniz Sultanahmet AyasofyaGeçmiş günlerimin en yaman olaylarınıYokluyorum bir andaGerçektenÇok verimli oluyorEl ele verince yürek kafa Günlerden 2 KasımDeniz derya külrengiGörkemli bir İstanbul lodosuÖğle vaktiİşçiler bir şeyler yiyorKömür arabalarıVe başörtülü tazelerVe o güzelim teyzelerKömür sırasını bekliyorKülrengi bir İstanbul külrengisiİçimize işledi işliyor Atlar alceylan demirikır doruKula yağızBaşlarında yem torbalarıKuyruklarında mavi …
Şub 23
Tahassür
Âh kim Pîrâye’min* işte bu yerdir meskeni!Şu siyeh topraklar olmuştur o nûrun mahzeni.Gelmedim on beş sene bilmem ne yanda medfeni. Ey mezâristan bana ettirme âh ü şîveni!Rahm edip âgâh edin ey servler, taşlar beni!Bî-nişan terk eyledim eyvâh evlâdım seni!Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı giryem kâkiniHangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini? Züldür on beş yılda bir kerre …
Şub 23
Otuz Üç Kurşun
Bu dağ Mengene dağıdırTanyeri atanda Van´daBu dağ Nemrut yavrusudurTanyeri atanda Nemruda karşıBir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudurBir yanın seccade Acem mülküdürDoruklarda buzulların salkımıFirari güvercinler su başlarındaVe karaca sürüsü,Keklik takımı… Yiğitlik inkar gelinmezTek´e – tek doğüşte yenilmedilerBin yıllardan bu yana, bura uşağıGel haberi nerden verekTurna sürüsü değil buGökte yıldız burcu değilOtuzüç kurşunlu yürekOtuzüç kan pınarıAkmaz,Göl olmuş …
Şub 23
Kara
Çarpmış,Paramparça etmiş,Kara sütü, kara sevdayla seni…Ve kara memelerinde dişlerin asi,Karadır, upuzun yattığın gece,Felek, ah ettirir, boynun kıl-ince…Cihanlar, çocuklar, kuşlar içindeSızlar bir yerlerinAdsız ve kayıpSızlar, usul-usul, dargınVe kan tadında bir konca,Damıtır kendini mısralarınca… De be aslan karam,De yiğit karam,Hangi kalemin yazısı,Zorlu yazısı,Belanda? Anadan doğma nişan mı,Sütlü barut damgası mı,Bir gece parçası mı kaburgandaki?Kız kakülü, ne hal …
Şub 23
Kimsesizlik
Yıllardır bir kıvılcım kapalı kında,Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi;Mustaribim bu duvarın dış tarafında,Şefkatına inandığım biri var gibi. Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el,Kıpırdamak istemiyor göz kapaklarım;Yan odadan bir ince ses diyor gibi gel!Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım. Gözlerimde parıltısı bakır bir taşın,Kulaklarım komşuların ayak sesinde;Varsın yine bir yudum su veren olmasın,Baş ucumda biri bana ‘su, …
Şub 23
Hicret
Allahım ne bunaltıcı, ne boğucu bir gece…Gözlerimiz bulutlandı arabaya bininceKaranlıkta kaçıyoruz, çoğalıyor korkumuz,Umulmadık bir felâket geçiriyor ordumuz.Fakirleri yalınayak, zenginleri atında,Yollar uzun bir inilti yıldızların altında. Gönüllerin gözyaşına inandığı bir anda,Çok sevgili yuvamızı yâd ellere bıraktık;Dirseğimi dayayacak bir pencerem yok artık,Elveda ey harap olan baba evi elveda! Bütün gece yol alırken tehlikeler içinde,Ellerimi unutmuşum kardeşimin dizinde.Arkamızda …