Ey dilek koşulu aşkın; beyaz gül ve incelen oklar. Bir güzağacı gövdesinde kapalı gerçekleşmenin kaynağı . Güneşeuyarlanamıyor dilek. Güz, kırmızı gülün düşmanı, el alıyordonuk karadan kalın oklara karşı. Barışsızlık sürüyor.Bu çılgın eğlentinin karşıtı bir yürek hangi kuşun sesinde dinlensin?Yinelenen bırakılmalarda ararken serin tınısını el, bir sınırı hatırlıyor, sonsuz ! Ey, olmayan bir yalımı bekleyen devinim, …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Vay Kurban
Dağlarının, dağlarının ardı,Nazlıdır.Uçurum kıyısında incecik bir yolGider dolana – dolana,Bir hastan vardır, umutsuz,Belki Ayşe, belki ElifEndamı kuytuda başak,Memesinin, memesinin altında,Bir sancı,Bir hayın bıçak… Ölüm bu,Fıkara ölümüGeldim, geliyorum demez.Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü,Ya da seher, mahmurlukta,Bakarsın, olmuş olacak.Bir hastan vardı umutsuz,Hasreti uykularda,Hasreti soğuk sularda.Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,İki mavi, kocaman korku çiçeği,Açar, derin kuyularda… …
Şub 23
Kuşlu Gazel
Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladımSana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım Son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasınGeçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım Esti rüzgâr bozuk bozuk, örselendi yüreğimEksik gedik nem varsa ezberden tamamladım Bende sönen şavkıması sürsün diye yaşamınBu kuşları senin için gözlerimde sakladım Kim sürmüş Altıok Metin dünyanın sefasınıKirletilmiş bir zamanı yürürken adım adım …
Şub 23
Kış Medıtatıonları
Ürkek ayak sesiyle kışGeyikler çizen sesimdirHer kelime bir resimdirSanki bakmaya asılmış Beyaz deriz ama nedenDuyduğumuz karlı tarlaGörüntü çeken atlarlaAşılmaz yollar kapanmış Kuşlarımı koymak içinBir gök resmi bulamadımİlkel bir dil benim adımOnunla gül çizmek varmış Hilmi Yavuz
Şub 23
Dirlik Düzenlik
Bir hoş oldum ele güne karşıHerkeslerden utandımBir yanım insanlı kahveDünyalar dolusuydu bir yanım Ah beyler söylemesi güçİşim bitince kahvelik olurumBana cezveler tutuluncaBir yanlara çevrilidir başım İşte bu yüzden arayı bozdumDünyalar gözükmediNelere dadandım o yüzdenMehtaba alıştım pisi pisine Yollar benimmiş gibilerdenDurmaklı yürümekli bir geceKahvenin etrafında şiirler uçuşurHerkes bir şeyler bırakır çarşıların içine Alıştım bir kere işim …
Şub 23
Yahya Kemal İçin Rübai
Sen gittin gideli kuşlar anlamaz görünürHer acılan gülde yepyeni bir Sırâz görünürBakışlar dağılırken denizin belleğindeSenin her sihrinde geçmiş bir yaz görünür Hilmi Yavuz
Şub 23
Örtü
Senin alnın sıcak bir öpücükten çokserin bir secdeye susuz.Çünkü biliyorsunİstanbul’dan senin üstüne yıkılantırnakları bazı uzun kadınlar oldu.Eşarplarında tanımadığın renkler olan kadınlar oldu.yemeksepeti.com, fiyonk makarna ve peynirli yumurtahalılardan alnına yapışan tozlar, sağlıksız mutfaklarama en çok da alnına yapışan tozlar, seccadesiz secdelerkapıcı aidatı ve adsl’deki bağlantı sorunları.Bir yaprağın çiçeğinden koparılmamış halini düşlemekti senin içinbir secdeyi yaratma anı.İstanbul’dan …
Şub 23
Geriye ne kalacak bu yaşamdan
Bazen düşünüp duruyorumNiye dağlarda değilimSırt üstü uzandığımda bir taşa kayayaCiğerime dolan çiçek kokularıBir kelebeğin neşeli uçuşuKarıncaların ayak sesleri birazdanKınalının ötüşü uzaktanToprağın ağacın rüzgarın kokusuBerrak bir pınarın avucumdaki hissiİstediğini yapabilmek hür olmakAkılda kalan kokular sesler Geriye ne kalacak bu yaşamdanBir kaç resim biraz nefesBelki de,,İki söz, bir kaç cümle Kaan Otçu / Bir odadan…14 temmuz 2015
Şub 23
Yanlış Parantez
suyu çekilmiş bir ırmağıniçli bir türküsüdür bizimkibir ırmak kiyediyi yetmişi savuranbir ırmak kiürkek tayları yağız atları şahlandıranbütün sapaklarındankösnül kokular gelengarip bir devrandır dönüyor iştedönüyor değirmenler dönüyor eflâkçocuklar kianlaşılmaz bir şaşkınlık içindeuzanıyorlar evrenehep korku hep endişesoruyorlar nerde harita ve pusulaçocuklar zamansız açılmış parantez içinde ne desemtoprağın katmanlarından büngüldüyor kirli arkne desemçatlamış bir kere kâdim fanus Mehmet …
Şub 23
Han-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler – ki iltikama muntazırHuzurunuzda titriyor – şu milletin hayâtıdır;Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır!Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır… Yiyin efendiler yiyin; bu hân-ı iştiha sizin.Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;Yiyin, yemezseniz bugün; yarın kalır mı kim bilir?Şu nâdi-i niâm, bakın kudûmunuzla müftehir!Bu hakkıdır …