ne kötü; o kadar da kalabalığızcürümler, kabahatler arasında, yılgınduruyoruz kupkuru dal gibiağlamaksızın ne tuhaf; habire yanılmadayızisyan alışkanlığı lüzumsuz bir durumdasonu yok düşüşün gitgide beyazlaşano dipsiz uçurumda ne güzel; döne döne hızlananhızlana hızlana dönen tennureler arasındanörttün üzerimize bembeyaz özrümüzürahmetine sığınırken gazabından ne iyi; duaya yatkın eller yaratmışsınkatına açmaya biraz derman verses avuntu, gözler sımsıkı kapalıardına kadar …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Sevgili çocuk
Sevgili çocukHem sevgili hem de çocuk olanAh, bir de büyümeye çalışmasanAnneni sev, çiçeğini koklaKaplumbağana biraz yeşillik verDurma benim gibi yağmur altındaSevme benim gibiÖlme benim gibi… Ahmet Erhan
Şub 23
Yollar
Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamıArtık verin çocuklar, artık verin asamı!.Bir başka kâinata, bir başka yurda yol var;Siz örtünün garipler siz örtünün abamı!Yorgun düşüp uzandım altında asumanın;Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı.Şahane manzaraydı dünya sınırlarındaBir kubbenin rüku’u, bir zirvenin kıyamı. Yükseklerinde ömrün dağlar, sular kovuklar:Yükseklerin diliyle tekrar edin nidamı!Dağlar lisana geldi, gökler lisana …
Şub 23
Kırılan Ümit
Bakışlarımda değişti artık eşyaların rengiAnlıyorum ki, gençliğim geçmiş, geçmiş ömrümün yarısı Gözlerimi çevirsem, hayatımın göklerineOradadır, genç hilalin yerine dolunayın ışığı Hangi dert ile kalem oynatsam kağıt üzerindeUçmaz evvelki deli, saf, genç sevgi kıvılcımı Ey mukaddes, kederli sazım, neden pek az çaldın?Sen kırılıyorsun, ben sönüyorum, ayrılıyoruz sonunda! Uçtu dünya kafesinden sıkılıp gönül kuşuMesut yaratsa da, yabancı …
Şub 23
Uçurumda Açan
Aşktın sen, kokundan bildim seniBir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusuTaşıttan indin, sonra da karşıya geçtinElinde tuhaf bir çanta, saçında soku Akıl almaz işleri şu zambakgillerinSokakta bir sövgü gibi akıp gittinGözlerin sonsuz uzun, sonsuz çekiktiBaksan uçtan uca Çin Seddi’ni görebilirdin Yanındaki adam mutlaka kardeşindirİstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildirAşktın sen, gidişinden bildim seniNeye yarar sağduyuyu aşmazsa …
Şub 23
Üzerinden Sevişmek
Başkaları da var masadaİleri geri konuşuluyor Ötedesin o adamın duldasındaGözkapaklarına bürünmüş adam Eli her an omuzundaEğiliyor sigaranı yakıyor Teşekkürler sigara dumanı,Sağolasın o adam! Onunla gelmişin burayaYüzün yandan ve uzaklarda Niçin sevmiyorsun duvar kağıtlarınıHoş belki de seviyorsun Herkes az buçuk sarhoşHerkes bir şeyler söylüyor Ama yalnız ikimizin sözcükleriSarmaşdolaş Üzerinden sevişmek, kadınım,Sigaranın, Asya’nın, omuzların, Üzerinden aile fotoğraflarınınEller …
Şub 23
İp
OdadaNeydi onlar, açmalık belki;Camekânda neft, güherçile,Belki de rum ateşi. YanıbaşımızdaBir su akardı eli serçeli,Sepetler tıklım tıklım havlu, bez;Öpüşlerle yeniden çizerdim seni. ÜstümüzdeUzayıp giden çamaşır ipiniKimi ben görürdüm, kimi sen;O ipti işte aşkın yazı dili. DünyadaBakışımlıydı, çocuktu bedenlerimizEzilir ezilirdi aralarındaYağmurkuşugillerden biri. Cemal Süreya
Şub 23
Aslan Heykelleri
Çoğaltan ellerini seviyorum kaç kişiDokundukça dokundukça aslanlaraParklarda yakışıklı aslan heykelleriBirdenbire önümüze çıkıyorlar buysa çok güzelBizim bu aşkımızın aslan heykelleriŞahane değişik hüzün heykelleri yaniBen bütün hüzünleri denemişim kendimdeBir bir denemişim bütün kelimeleri Yeni sözler buldum bir nice seni görmeyeliDaha geniş bir gökyüzünde soluk aldıracak şiireHadi bir de bunlarla çağır gelsin aslan heykelleriOldurmanın yıkmanın yeniden yapmanın aslan …
Şub 23
Karne
Ilım günleri gelirdi taraçalarUzatırdı mevsimölçerleriniTıkabasa yaprak arka pencereİnsan iki kişiyi sevebilir mi Onunla aşkımız, o diyorum ona,Bir kez söylenmiş ve istense deBir daha geri alınamazKırıcı sözler gibiydi Tartışıp dururduk yollardaHızla çevirirdi başınıÇiçek aşısı gibi bakardıSeğirtir karşı kaldırıma Ötekiyse nasıl incelikliTürkçe sığmazdı ağzınaBir ilçeyi sever gibiYürürdü odalarda Parmakları her yana dönerBir yetenek gibi gelişirdiDursuz duraksız güdülerimeBir …
Şub 23
Şiir
İstanbul’lar geminin altındakadınları sorarsan, onlar da öyle.Şişeler de geminin altında, güzin de.Allahtan beni kimsecikler görmüyor,canımın istediğini yapıyorum.Çırılçıplak sularda yıkanıyorum, utanıyorum.Güzin utanmak istiyor; ama nerede?Nasıl utanacak bu boş şehirde? Güzin utanmak gerektiğini ileri sürüyor,boyuna ileri sürüyor, gözleri mavi.Güzinciğim ufak bir kadın, bir öpüşlük canı var.“Hakkın var” diyorum; utanıyorum.Ama İstanbul’lular, kadınlar, deniz yıldızları,hepsi, hepsi geminin altında.Şişeler de …