Üstünü örttüler bir çocuğun. Anlamadılarörtülen çocuk değildi. Boğulup kalanbir dünyaya-geliş çığlığıydı, bir sessizliktifırlayıp çıkmak isteyen boğazından, gökyüzünebir bakış, rüzgârını aralayıp bulutların. Üstünü bir şiirle örttüler. Görmedileraçılıp kapanan dudakları. Suskunluğunoyup boşalttığı bir okyanusta, sularladibe inen ve bir daha yükselmeyen son ışıltıları. Bilmediler onu nasıl çıkarmak istediğiniörtülen şiirin altında, nasıl soluk verdiğinidudaklarına, yeniden su yüzüne çıksın diye …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Eskiden
EskidendiKelimelerin kalbini açar bakardım.EskidendiUçar üzerinden bozkırınÇocukluğa giderdim. Yine giderimAnnenin yüzü hâlâ masumHâlâ acılı bakışları. Ağlamak içinKalbimi ağaçlara bağladığım zamanlarOrmanların derinlerindeYaprakların açılmasıVe konuşmasıEskidendi. Sonra kelimeler geldiVe oturdu karşısına kalbinGitmedi. Bejan Matur
Şub 23
Deniz Feneri
Ufkum puslu karanlık;Tayfa çığlıklarıyla doluGünlerim gecelerim.Başım önüme eğik,Öyle dimdik değilim.Tozlu merdivenlerimdenKendimi içten içeBir çıkar bir inerim. Ben batık bir gemininMetruk deniz feneriyim.Gömüldüğünü gördümDenize bir serenin,çırpınışını yırtık yelkenlerin.Gördüm derin iç çekişleriniKendini bir çorap gibiTersine çevirenlerin. Yuvarlanıp dağıldığınıBaşıboş varillerinGizledim herkestenAma görmek istedim;Kanın tuzlu sudaZambak gibi açıldığını.İşlenmemişCinayetimdir bu benim. Rivayetlere dayanıyorBelirsiz geçmişim.Bir fotoğrafın arabı gibiDonuk bakıyor gözlerim.Belki de …
Şub 23
Güneş Yaprak
Güneş Yaprak Kışın-tam ortasında bir bahar günü idi…Güneş! ışıl ışıldı… Hafif rüzgâr altında çırpınan sarı, yeşil yapraklar pırıl pırıl…Altın renginde iri bir yaprak gözlerimi öyle kamaştırdı ki.Kocaman bir çınarın bu tek yaprağı idi…Bir mevsimlik hayatın son yadigârıydı bu…Güneşin içmiş içmiş altın ışıklarını; benliğini kaybetmiş, şeffaf bir hale gelmiş… Bir avuç ışık olmuş, bir avuç güneş …
Şub 23
Muhayyer Münacat
Allahım biraz konuşabilir miyim bağışlaKonuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışlaBen de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdumYarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi,İçime şeker attın, tatlanmadım yineSeni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri,Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım,Yağmurları anlamadım, karlarda üşüdüm, bilirsinŞemsiyeseverim, o uçarı, o gizemli şiirseverler aksineLodosta başım ağrır, malum sinüzit, alerjim …
Şub 23
baharat yolu
– Ben eskiden bilirdim tiryaki bir aktar vardıuzun birtakım saplar ve hazin kokular satardı bir aşktı günden geceye hazırlayıp durduğusağlam aşkları ahşap bir duman olarak savurduğu elleri üç-beş yüz insanın nemli karanlık gecesindeoysa o nemlerle ne renkler parıldardı bir yol gecesinde Haritasız bir coğrafya henüz, kansız bir aracılıkçünkü Akdeniz acemilere ve büyük odalara açık Kervanlar …
Şub 23
Ölüm Yıkanması
kadınlarla yatanlar kazandı ve parlamentocularşimdilikgüneşin doğuşunu ve batışını hiçleyipve sonra sessiz sedasız dünya işleriorman kanunu evlenmek filân gibi şimdi bunların hepsi olur, nasır gibidirsen bana bir haber ver geçtiğin yerlerdenyollar güvenli mi buğdaylar nasılpilleri var mı radyolarınözellikle pilleri var mı radyolarınbak olduğu gibi söyle elin nerelerdeaklının akşamı nerde batıyorbaşkakaç çocukla yetiniyor herkesherkes gülmüyor mu bazı …
Şub 23
Sonnet
– Yalnızlık için* Çekemezsin bir yere sineden başka.Biliyorum günler hep böyle geçecek.Ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,Ne bir dost, oturup karşılıklı içecek.. Yalnızlık sade şurda burda değil,Düşüncede, hatırada ve dilekte.Hangi taşı kaldırsan, nerde “of!” çeksen,Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte.. Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.Bir elbise ki, alabildiğine dar.. …
Şub 23
Sokaktan Geçen Kadın
Önümden geçen güzel kadın,Şimdi evine gideceksin.Buğulu camların ardında, geceye karşıSoyunup döküneceksin… Aklıma gelenleri bağışlaİnsanız, neler düşünmeyiz!Bir görüp bir yitirdiğim, hayal meyalBeyaz göğsün, gerdanınla kimbilirKimlerin koynuna gireceksin… Ömrümüz yükte hafif, pahada ağırAmanvermez haramilere kaçırılmış.Hem olmuş, hem olmamış istediğimiz.Belki, bana düşündürdüklerini, birgünSen de düşüneceksin… Turgut Uyar
Şub 23
Sular Karardığında Yekta’nın Mezmurudur
Benim bir suyum vardı akıyorduBir toprağı yeşertip akıyorduBir yerlerde birikmeden akıyorduÖyle sakin öyle ince öyle güvende ama akıyorduBen çevirmedim gene akıp duruyor – O anlatılamaz çömleği bir dere çamurundan karıp yapmış lar kıyılarındaki evliyakeçesi otlarının kokusu sinmiş sanki uzağa götürüyor insanı götürüyor bir çorak sarılığın düzü ne yazısına bırakıyor değinmeleri insanları …