Kategori: Türk Şiiri

Yollar

Bir lâmba hüznüyle Kısıldı altın ufuklarda akşamın güneşi; Söndü göllerde aks-i girye-veşi Gecenin avdet-i sökünüyle… Yollar Ki gider kimsesiz, tehî, ebedî, Yollar Hep birer hatt-ı pür-sükût oldu Akşamın sîne-î gubârında. Onlar Hangi bir belde-i hayâle gider, Böyle sessiz ve kimsesiz, şimdi? Meftûr Ve muhteriz yine bir nefha-yi hayâl esiyor; Bu nefha dalları bî-tâb ü bî-mecâl …

Devamını oku

Okurken

Okurken çizdiği bir satırı gördüm o elinbir kitapta. O eli gördüm, o elin ışığını.Sahipsiz bir karanlıktan çıkardı beni.Kitap oradaydı ve bilmiyordum oradaolduğunu. Kitabı okuyan oradaydı vebilmiyordum, çizilmiş satırı görene değin. Senin elindi o satırı çizen, bir sayfayıçevirince incecik bir ışık düşüren geceme.Elimden tutan senin elindi o ışığa doğruyürürken. Bilmiyordum ve öğrendimyıllar sonra yeniden okurken o …

Devamını oku

Çıkalı göklere âhım şererî döne döne

Çıkalı göklere âhım şererî döne döneYandı kandil-i sipihrün cigeri döne döne Ayagı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanınZevk u şevkîle virür cân u seri döne döne Sen turup raks idesin karşuna ben boynum egemİne zülfün koca sen sîm-beri döne döne Şâm-ı zülfünle gönül mısrı harâb oldı deyüSana iletdi kebûter haberi döne döne Sen olasın deyü …

Devamını oku

Yalnızlıktan Sarkan İp

Her dökülen yaprakta susayan bir şey gördümÇeşmelerin dibinde büyümeyen ağaçlarYaklaştıkça ışığa çözülüyor hâlelerSaklıyorum kendimi yalnızlığın yerine Öylesine doğmuyor güneşin yedi rengiUzunca bekleyişin buğusudur ısıtanÖzlüyorum elinin değdiği pınarlarıNe varsa besliyorum yalnızlığın evinde Semiha Kavak

Ey Süleyman

Ey Süleyman…Kurşun izlerini taşıyor şimdi, Sinagog kürsüsünde levhalarÖlümlerin bedelidir, yakılıyor Ulu Cami minberinde ağıtlarMıhlanan duaların ayinine şahit, Surp Giragos’da mihraplar Ey Süleyman…Şeyh’in meydanında, sabilerin yün saçını savurmuyor rüzgârAslanlı çeşmede şarıldayan bereket su yerine, ağzında kanlarHevsel gül bahçesinden, barut kokluyor elleri kınalı nişanlılar Ey Süleyman…Toprak kana doymamış Hüsrev’de, diri diri şühedayı ağlattılarÜstüne yağıyor Behram’da, günahlarının karşılığı …

Devamını oku

Güneş Yaprak

Güneş Yaprak Kışın-tam ortasında bir bahar günü idi…Güneş! ışıl ışıldı… Hafif rüzgâr altında çırpınan sarı, yeşil yapraklar pırıl pırıl…Altın renginde iri bir yaprak gözlerimi öyle kamaştır­dı ki.Kocaman bir çınarın bu tek yaprağı idi…Bir mevsimlik hayatın son yadigârıydı bu…Güneşin içmiş içmiş altın ışıklarını; benliğini kaybet­miş, şeffaf bir hale gelmiş… Bir avuç ışık olmuş, bir avuç güneş …

Devamını oku

Muhayyer Münacat

Allahım biraz konuşabilir miyim bağışlaKonuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışlaBen de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdumYarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi,İçime şeker attın, tatlanmadım yineSeni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri,Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım,Yağmurları anlamadım, karlarda üşüdüm, bilirsinŞemsiyeseverim, o uçarı, o gizemli şiirseverler aksineLodosta başım ağrır, malum sinüzit, alerjim …

Devamını oku

baharat yolu

– Ben eskiden bilirdim tiryaki bir aktar vardıuzun birtakım saplar ve hazin kokular satardı bir aşktı günden geceye hazırlayıp durduğusağlam aşkları ahşap bir duman olarak savurduğu elleri üç-beş yüz insanın nemli karanlık gecesindeoysa o nemlerle ne renkler parıldardı bir yol gecesinde Haritasız bir coğrafya henüz, kansız bir aracılıkçünkü Akdeniz acemilere ve büyük odalara açık Kervanlar …

Devamını oku

Ölüm Yıkanması

kadınlarla yatanlar kazandı ve parlamentocularşimdilikgüneşin doğuşunu ve batışını hiçleyipve sonra sessiz sedasız dünya işleriorman kanunu evlenmek filân gibi şimdi bunların hepsi olur, nasır gibidirsen bana bir haber ver geçtiğin yerlerdenyollar güvenli mi buğdaylar nasılpilleri var mı radyolarınözellikle pilleri var mı radyolarınbak olduğu gibi söyle elin nerelerdeaklının akşamı nerde batıyorbaşkakaç çocukla yetiniyor herkesherkes gülmüyor mu bazı …

Devamını oku

Sonnet

– Yalnızlık için* Çekemezsin bir yere sineden başka.Biliyorum günler hep böyle geçecek.Ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,Ne bir dost, oturup karşılıklı içecek.. Yalnızlık sade şurda burda değil,Düşüncede, hatırada ve dilekte.Hangi taşı kaldırsan, nerde “of!” çeksen,Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte.. Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.Bir elbise ki, alabildiğine dar.. …

Devamını oku