Kategori: Türk Şiiri

Dört Yapraklı Çiçek

Çıkamaz çocukluğundan dışarıKimse.Oynamamız bundandır.Kara toprakla binlerce yıl. Çıkamaz çocukluğundan dışarıKimse.Bundandır sevmemizkiraz ağaçlarını. Çıkamaz çocukluğundan dışarıKimse.Kardeşliğimiz bundandırMavi sularla binlerce yıl. Çıkamaz çocukluğundan dışarıKimseBundandır inanmamamızKocaman bombalara. Fazıl Hüsnü Dağlarca

Oaristys

Ey hatırası içimde yemin kadar büyük,Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısıHala rüyalarıma giren ilk göz ağrısı,Çocuk alınlarda duyulan sıcak öpücük. Ey sevgi dalımda ilk çiçek açan tomurcuk,Kanımın akışını yenileştiren damar,Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlarİçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk. Ey tahta perdenin üzerinden aşan hatmiVe havaları seslerimizle dolu bahar,Koşuştuğumuz yollar, oynadığımız sular,Kağıttan teknesinde …

Devamını oku

Gökyüzüydü Göğsü

Gökyüzüydü göğsüYıldızlar fırlardıDüğmeleri açık gömleğinden dışarı Gözleri konuk gelirdi her günGözlerime maviler getirirdiKollarını dolardı boynumaYünlü bir kaşkol gibi yumuşak ve koruyucu Avuçlarımın odasına akardı elleriBir dere gibi el yordamıylaGündüz gibi ışırdı yüreğimDinlerken geleceğe değğin türkülediği umudu Yalnızca gülüşü kaldı gülüşümdeBir deSesimde yeşillenen ses, onun. Ali Asker Barut Varlık, Sayı: 938 , 1985(Varlık’ta İlk İmzalar kitabından)

Meyva

Bir nar çiçeğinde yaşıyor bahar,Ruha sükûn veren en olgun meyvasınıTatlı bir rüya gibi görülüyor hatıralarVe sesin aratmıyor şiirin musikisini. Durgun suda aksin şebnem gibi titrekDurgun suda kokla, kokuların en iyisiniDurgun suya bak ve de ki: Sevinerek– Unutuyor bahar bu ince dalda meyvasını. Şahap Sıtkı Varlık Dergisi Sayı 98 / 1937

Kuşkonmaz

1. Merak ediyor    gökyüzüne bakarken    damda üşüyen kedi    ocakbaşında uyuyan kedinin                         koltuk altlarını. 2. Üst üste düşünce bakışları    utanıyor denizanaları    hiç aşklaşmadıklarına    ve yalnızlığı anlıyorlar ilk kez                        …

Devamını oku

Haçlı Savaşlarında Bir Ahmet

1. Ahmet … sen hiç yaşadın mı adından ayrı    dipsiz bir kuyuya atılan yadataşı nasıl    düş kurar uykusunda gizli gizli    eski bir toprağın öyküsüydü    zamana karışan yaşlı gözleri     ve dualı su dökmüşlerdi başlarından aşağı    kesilsin diye çocukların korku nöbeti 2. Kente indiğinde dikelmişti önünde şövalye bıyıkları    testere …

Devamını oku

Yeniden Babaevinde

Iİttim açılmadı kapıittim açılmadıÇitten atladımbahçeyi ot bürümüşçardağın altı boş Asma kocamış, seyrelmiş salkımlarıElimi uzattımmosmor güldüsonra avucuma döküldü taneleriılık, buğulu……ekşiden çok buruktu Sis bastı bahçeyikapı gıcırdadıAnnem seslendiVe yaklaştıkoştukça eteklerinden elmalar yuvarlanankardeşlerimin ayak sesleri IIBeşi bitirmiştimTemiz bir elbise giydimÖlmek istiyordumMis kokulu bir çarşaf serdim yatağa “Okuduğu yeter” demişler“patlıcan biber kızartmayı öğrensin biraz da.”Benim yarınımı konuşmuşlarkomşuları babamla Hiç …

Devamını oku

Üsküdar İskelesinde İki Lostracı Çocuğun Konuşmasından

Öyle gül atıcam ki size gelecek maçtaÂdem abim bilem tutamaz elleri yanar Can Yücel

Bir Daldan Bir Dala

Ölüm bir sarmaşıkGövdemi sarmalıyor,Üst dallara tırmanıyor usum,Uslan Ey Dil Uslan Artıkİhtiyar OlmaktasınŞarkısını mırıldanarakUsulUsul Can Yücel

Islak Öykü

Yağmur duasına çıkmış köylülerAptes almışGöğe el açıpYedi rekat namaz kılmışlarÜç keçi kesmişler sonraSana fazla düştü bana az diyeÇıngar çıkmış aralarındaTabancalar patlamışCandarma yağmış üzerlerine Can Yücel