Silmeye çalışma yavrumlekeni gözyaşlarınla,çünkü bitektir leketaşır görkemli düşleremahvolmaz renklerini dehşetinkaranlık yol açıp kendineen yalın suda bilebir uçurum özü tanırgüvenli derbentlere,sıfatıdır ölümkavrulan işçi arınınazgın peteğinin içinde,sayıklasa da ağaçgövdesine kazılı adısürecektir yaprağınıbucurgatların sesine,ve ay soğutacaktırkıkırdağınıuçarı, gergin tayların,silmeye çalışma yavrumbir bildiridir lekegünden ve bedendenyüreğe ve kansere Sivas’ta mı Malatya’da mıbir çocuk görmüştüm eskidenkaşları uzaklardan geliyorsımsıcak bitişiyordu alnında,dişlerinde boylamların …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Naat
Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlarFalları grafiklerde bakılanlar siz de işitin..Külden martı doğuran odalıklarVe kahyalarKara pıhtılarıyla damgalanmış veznelerde diliŞehvetsiz çilingirler, yaltak çerçilerCelepler ki sıvışık, natırlar ki nadanEy hayat rengini sazendelik sananYırtlaz kalabalık!Dinleyin bendeki kırgın ikindiyi,Hepiniz kulak verin. GüneşinKoskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiğiYazlar yokYok artık altında suskun yolları saklı tutanKarla örtülmüş kırların kışıGitti giden, yerine gelmedi …
Şub 23
Ormandaki Vaaz
kendime diyorum bazen seni buldumçekerken ağları sudansuyu bulursun öyle oldumsana baktım bir bulutlar, davullarşiirlerde gezdirdiğin çocuklar ve öğleleratlar için sular soğuttuğumorman büyük ve karanlıkmış, böcekler ateşliymiş, olsungüç verir bana seni aramak için uzaklaşmakorman yolu mutluluk veriyor’u çalarım ıslıklaiçinden geçerken dikenlerin gövdemi dinlerimyaban meyvalarını burnuyla iten ceylanları bir mısrada severimbunda ne var ki seni bulurumdefne yaprağı …
Şub 23
Bir Gün İcadiye’de
Bir gün İcadiye`de veya Sultantepe`de, Bir beste kanatlanır, birden olduğun yerde Bir kainat açılır, geniş, sonsuz, büyülü, Bu günün rüzgarında yıkanan mazi gülü Dağılır yaprak yaprak hayalindeki suya Bir başka gözle bakarsın ömür denen uykuya. Belki en hulyalısı duyduğun masalların O şafak saltanatı korularda dalların Her ufku tek başına bekleyen eski camlar Bir sır gibi …
Şub 23
Kav
Bütün yazdıklarım sonsuzluğu içerir Ölümün tırnak içine aldığı sonsuzluğu mu?Burada uzun bir kış gecesini yitirmemeye çalışıyoruzLeonard Cohen’le açılıyoruz beyazın merhametineYalnızlık kokularına onulmaz aşk odalarınaKendimi kapattığım bir yazıdan yalımlar yükselsin istiyoruzBütün yazdıklarım şimdi yanı başımdaBaşka bir dile yüklüyoruz onları Hiç unutmam diye başlayan sözlerim yokOlsaydı kabaran kalp ağrılarına eklerdim onları daYaşamak cehennem gibiydi dediğimi hatırlamamPerdelere sığınan …
Şub 23
Büyük Olsun
Ben büyük şarkıları severim; büyük olsun,Deniz gibi, gökyüzü gibi her şey ve mahzun.Seviyorsam seni aşk ölümsüzdür gönlümce,Âşıksam kadınım değil tanrıçasın, ece.Denizler yolculuğa çağırır durur da beniGitmem düşünerek geri döneceğim günü.Ben büyük rüzgârları severim; büyük olsunAşkım da, özlemim de hepsi, her şey ve mahzun.İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı,Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı. Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Taha’nın Gül Muştusu
-Kav 2- 34 Günaydın bana geri gelen şiirBana geri gelen anıtBana geri gelen kalbimBana geri gelen kalbimin ayışığıGözleriyle iyileştiren yaralarımıKalbim güneşim efendimGünaydın yüreğimin kuşluğuSürekli kuşluğuGünaydın alacakaranlıkAma nasıl alacakaranlıkBizi yataklardan koparanDağlara yaklaştıranDağlara doğru fırlatanGrevlerden grevlere koşturanYanardağAlacasıyla anne karanlığıyla babaLoşluğuyla kardeş aydınlıyla ablaKırmızı kırmızı bir karasevdaSiyah siyah bir kuş lambaHız kazanmış kristal camlarlaGelen ve gidenİçimizde ve dışımızdaSon …
Şub 23
Gönül
Çocukluk çağlarından birinde karşılaşmıştık.Güneşe doğru giderken sana bakmak için dönmüştüm;sen de dönmüştün, ‘Kalplerin görebileceğini söylüyordun’ve bana el salladın.Aramızdan zamanın duru tadı ve bir insan ırmağı geçiyordu,Yakup’un Düşleri’nden bir gün batımıydı.Bu anın sonsuz bir ayrılık olduğunu, hepimizin birer‘Araf Yolcusu’ olduğunu nasıl bilebilirdim.Birbirimizi bir daha göremedik ve bir yıl sonra ölmüştün.Şimdi o anıyı arıyorum ve bir yanılsama …
Şub 23
Yeniden
Anladım bir yeryüzü sürgünü olduğumu yeniden Neresinden tutacağımı bilemediğim bu hayat hoyrat insanların tornasında eğilen, bükülen Acıyla, elemle herkesin birbirini ve beni yemesini seyreden, yeniden ve yeniden… Anladım iflah olmaz biri olduğumu, yeniden Beynime çevrilmiş silah, göğsüme dayanmış hançer, kalbime sokulmuş dinamit; binbir söz, binbir yüz Anladım, ağaçta kızaran elma, tarlada büyüyen buğday, saksıda yeşil …
Şub 23
Sarmaşık
yorgun atlar gibi geliyoryaralı orman ağulu dağkar yüklenmiş dallar gibi geliyor beni diyor, taşların arasındabir su sesi gibi sakla rüzgâr yemiş otlar gibi geliyoraçık kitap sararmış ekinateşe verilmiş tarlalar gibi geliyor en güzel akşamı kuruyoren güzel ay’aen dar odayıen geniş sokağaen uzun nehrien derin uçuruma uzun sürmüş savaşlar gibi geliyorkırık kemik, kesik kol, kınınasığmayan hayat …