Kategori: Türk Şiiri

Dünyada Tükenmez Murat Var İmiş

Dünyada tükenmez murad var imişNe alanı gördüm ne murad gördümMeşakkatin adın Murad koymuşlarDünyada ne lezzet ne tad gördüm Ölüm var dünyada yok imiş muradGünbegün artıyor türlü meşakkatKalmamış dünyada ehl-i kanaatİnsanlar içinde çok fesat gördüm Nusveran-ı Adil nerede tahtıSüleyman mührünü kimse bıraktıResul-i Ekrem’in kanunu haktıHer ömrün sonunda bir feryat gördüm Var mıdır dünyaya gelip de kalanGülüp …

Devamını oku

Geçen Şey

Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız, Ve minnacık bir “hane”: Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan, Anısız, uykusuz, Kokar nane. Ta öncelerden beri mestolmuş herkes, Bir bakıma her şey “mestane”. Hayal edilir nazlı yar yönlerden, Aşk ile kuşlar süzülür, Değisir gökler şahane. Farkında değil gönül, Sanki hepten divane; İçimizden, dışımızdan Geçer vakit Zalim, zalimane ! Fazıl Hüsnü …

Devamını oku

Bütün O Aşkları Yazdı Da Ne Oldu

Bütün o aşkları yazdı da ne oldu  Gülleri çocukları denizleri tuttu da elinden  Hep bir ceviz yaprağı gibi belirdi ince yüzü  Bırakılmış gemilerin su kesimlerinden Hilmi Yavuz Bakış Kuşu, 1969 ‘İkinci adresi’, Ankara, Bodrum değil, The Marmara’dır. Özellikle, yaz ikindilerinde Taksim’in akışan kalabalığını, kimi zaman ‘bir nehrin dalgınlığı’yla kimi zaman Orhan Veli’nin ‘İstanbul’un orta yeri …

Devamını oku

İnsanlar II

Her zaman, fakat bilhassa Beni sevmediğini Anladığım zamanlarda Görmek isterim seni de Annemin kucağından Seyrettiğim insanlar gibi küçüklüğümde… Orhan Veli 

Yenidoğan

1 Mektupsuz koma beni.Bir daha, bir daha yaz adını mektubun sonuna.Bana güler yüzünü gönder.Yenidoğan’ı anlat. 2 Günün hangi saatte battığını görememiştik,tepelerin arasındaydık çünkü,sen evlere bakıyordun,yüzündeki o çocuksu cesareti inceliyordum ben. Evler dağları sırtlanmıştıkorumak için kendilerini çaresizlikten,ocaklar yeryüzünün çamurunu yakıyordu. Klarnetçiler, matbaa işçileri, bakkal karıları dolaşıyordugünün battığı saatten sonra sokaklarda. 3 Saçlarının her teli bir dinamit …

Devamını oku

Ortak Bir Işık

Bekledik, gelmediler. Açtık pencereleri, kulak kesildik seslere gündüz ve gece, taradık tek tek istasyona inen yorgun yüzleri, ufuktaki lekelere ayarladık dürbünü: Bekledik, kırık, gelmeyeceklerini anladıktan sonra bile. Görkemli geçmedi günler burada: Sıradan, sade, dingin anlar kovaladı sıradan, sade, kekre anları: Yoktu büyük fırtınalar öyle, büyük büyüler kurulup çözülmedi bu yaz: Her zamanki nedensiz hüzünler, çocukların …

Devamını oku

Aylı Karanlık

saklı tuttun saklı tutmanı sevdimen karanlığa açılan kapını sevdimyüzümü döndürmek için az mıdenizler dalgalar az mı yangınlar bulutlargeldi savruldu üstüme geldi yıkıldı bir nice batık taşlara gemilerimyıkılmış ağaçlara bir nice gölgeleregemilerim dedim beni alır götürürkoskoca bir uykunun ardındabir ormanın ardında karıncaların olmadı mı en çok onu sevdimsaçlarını kurutmağa yaz güneşiolmadı mı ellerini sevdim gülüşleriniateşler yaktım …

Devamını oku

Çiçekleri Sulasan

çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessensözgelimi tırnaklarını yemesenakşamları erken yatsan iyi olur. iyi olur elbetyani şu süsenler, kır menekşeleri yok mune desemdenizin bir tenhalıkla uyumukayboldukış çoktan unutuldu da ondan. bir akşambir manav bütün hüznüyle konuştusalatalara vuran bir ışığın altındasanki Ortaköy’de yarısı yanmış bir kışlagene böyle bir sonuçtukış unutuldu kardeşim. artıkhiçbir ayak sesi birbirine benzemez. Bingöl’le İstanbul …

Devamını oku

Saat On’da Kalkacak Vapur

Saat onda kalkacak vapurbiliyorum biliyorumişte bavulum, yüreğim işte şuradabiletimi istiyorlar, uzatıyorumgüverteye çıkıyorum, hiç yoktan bir deniz daha-saat onda mı kalkacakmış vapur-gecikebilirmiş biraz, öyle diyorlardesinler, desinlerhey kaptan! bana baksanaben çoktan varmışım varacağım yerebir edip daha bekliyor beni eski bir otelin kapısında. üstümde sarı bir gömlek var, iyi ki sarıiçimi kapatıyor bana verdikleri odaeşyalarımı yerleştiriyorum, öylesine ağırdan …

Devamını oku

Yat ve Uyu!

Bu karanlık, bu uzun kış gecelerinde…Soğuk, buzdan bir perdeyle süslerken camı,Dolaşırken birçok siyah gölge odamı,Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım;Yine seni düşünmekle geçer zamanım…Bu kimsesiz… Bu mahzun kış gecelerinde… Serpilirken pencereme avuç avuç kar…İçerimde hicranlardan bir nehir akar…Karların da lambam gibi rengi sarıdır…Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır:Rüzgâr, sana yazdığımı geri getirdi…Pencereden dondurucu bir nefes girdi… Rüzgâr yaptı …

Devamını oku