Kategori: Türk Şiiri

Arka Bahçe

Tenin cam tapınağı. Arzu kör__ elirse, tekrarlanmaz kalpte, çocukluğun o beyaz sabahları. Kariâ! Kimdim ben, sen değilsem? Ey yırtıcı hazzın müphem kaynağı. Kelimelerin, bazen üstünü hafifçe araladığı. Hafızanın manyetik alanı. O tahrip kâr cazibe. Meğer doğruymuş, insanın Oteki’ne gittikçe, hep kendine vardığı. Vakte bakıyorum. Zaman’ın dilden önceki sükûnetine. Zelzele! Kayıyor avuçlarımdan hızla, ömrün sırça yaprağı. …

Devamını oku

Çeşme Küçük Kız Ozan ve Öbürleri

                      muzaffer buyrukçu’ya kaç yıldır akarım bilmem pazar yerinidinle ak bakışlı bir çeşme söylüyor– kaç yıldır akarım bilmem pazar yerini koparsınlar beni koparsınlar benidinle banaz’da küçük bir kız çocuk söylüyor– koparsınlar beni koparsınlar beni gün gelir anılar da değiştirir sözcükleridinle babanın eski bir resmi söylüyor– …

Devamını oku

Bilemiyorum

Bilemiyorum yıllardır neredeyim?Hergün yediğim ekmek, susayıp içtiğim su,Kolundan tutup gitmek istediğim kadın,Yaşamak kaygısı, gök hasreti, ölüm korkusu,Ve Rabbim senin adın!Yıllar var ki içindeyim hayatın.Anıyorum gençliğimi, özlüyorum çocukluğumu,Fakat bilemiyorum yarını. Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını.Hepimiz işte dünyadayız,Yataktaki hastamız, topraktakı ölümüz;Neyiz, ne olacağız?Birşey bilmiyorum… Nefes almaktayım yalnız.Rabbim! beni yaratmışsın,İnsan şeklinde görünüyorum,Terlerim yazın, üşürüm kışın,Düşünüyorum, düşünüyorum… Ziya Osman Saba

Hayy, Dar!

Hayy, dar! Bu ten bana zar!Kuşlar uçar… Uçmak ki tayy!Gül ise dirimdir. Zamir, derşaire her daim; hayy, dar! Dil, şer şebeke, aşikar! Vehmettikçe, mayi endişe, varlığasızar. Sayy ki, boşa çaba, boşatebessümlerdeki o ince ayar. Leyl akar. Hani serin bahçeler,çılgın, sere serpe, hani köpükköpük leylaklar? Anladım, şehrekabul edilmek’ çin, herkes önceöteki’nde uyuyan çocuğa kıyar! Şeffaf örüntü. …

Devamını oku

Uçurtma

İnci idiUçurtmanın adıİpi kopmuşBirUçurtma gibiBir çocuğuNokta Benim UçurtmamBir gün Unuttu ipiniKopardı gittiBilmediğim bir yere Özdemir Asaf

Ben, bu resmi çizebilirim Abidin / Sana inat !

Ben, Bu resmi çizebilirim Abidin,Sana inat..Ve inadına, tepemde dolaşan akbabaların.İstediği kadar , paletimi saklasın hayat,Gökkuşaklarından renkler aşırırım.. Sen,Beni bilmezsin Abidin..Sen, benim inadımı da bilmezsin.Öfkelenip, parçaladım diye tuvalimiSanırsın,Sanırlar ki ; vazgeçtim.. Fırçalarımı mı kırmışım tek tek!Ne gâm!Bak ellerime Abidin! Parmaklarıma iyice bak! O parmaklar, ellerimde durdukça,Çizemeyeceğim resim yok benim , unutma! Ne sandın Abidin , sen …

Devamını oku

gitme/sen

o değil de; hani birgün gidersen, bir gün, beni öylece yolun ortasında koyup gidersen, bu gece de bir ezberi tekrarlatır gibi,  adınla voltaladığım sokaklara ne hesap vereceğim. hani beni boşver diyorum, mühim değil, bilirsin zaten ben hep, “beni boşver” derim, ve bilirim aslında boş veremeyeceğini.. diyorum ya; hani bir gün,  sahiden boş veriverirsen beni, aylak …

Devamını oku

Yanılgı

Başlayacak gibiyken konuşuyorsun bitiyorYeniden geliyoruz başladığımız yereAşklar ve inançlar da aynıdırBir başka yanına geçemezsinBir yanını yaşayıp bitirmeyince Ne çok şey bildiğimiz çıktı ortayaSeninle akşamları konuşa konuşa Kendimizi ve her şeyiAnlata anlata kendimize Ne çok akşam tükettikNe çok da kendimizi Kitapların doğru olduğu tamamAyrıntılarında bile anlaşıyoruzİş yaşamaya geldi mi Her seferinde yarım kalıyoruzÖylece bırakılmış gün bitiyorÖylece …

Devamını oku

Azalmış Ferman

kimi tarih der kamu kara zulmüne gövdenin takibi sıradağlar kuşatır orman masal engeli kanlı bereket bilir uzun yola çıplak hüküm giyenler kırbada acıyan suyu kader kuytusunda bekleyen şüpheyi iman bir imkanken hayata günler sakal bırakır tuz yarası koynumda uyuttuğum ferman uyandığımda koynumdaki yeri boşalır içimin körü göre göre sayıklamalarından gözlerime kör bir rüya bırakır müjdesi …

Devamını oku

Ham Ferman

el yapımı kağıt üzerine el yapımı şiir ellerden sakladığın gün gelir elden ele gezinir herkesin içindeki ham içindeki çiğ düşman duygular insan içi eskitir gel geç buralardan gerisi zamanın işidir kiminin yüreğindeki zaman okutur geçmiş fermanları zamanda saklanan ham bilgiyi aktarır kendi zamanını aşanların kalbiyle el yapımı şiirin hâlâ mümkün olduğu kalplere. Murathan Mungan