Sen mezarım olsaydınmışıl mışıl uyurdumiçinde. Oruç Aruoba
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
dalda kalmak için çırpınan yaprak
Islak mı ıslakbir dalda kalmak içinçırpınan yaprak Ahmet Necdet
Şub 23
Şiir
Sarışın buğdayı rüyalarımızın,Seni bağrımızda eker, biçeriz,Acılar kardeşin, teselli kızın,Zengin parıltınla dolar gecemiz. Sükûtun bahçesi tılsım ve pınarYıldızdan cümlesi karanlıkların;İklimler dışında ezelî bahar,Mevsimler içinde tükenmez yarın. İçimizde sonsuz çalkanan deniz,Gülümseyen yüzü kaderin bize,Yıldızların altın bahçesindeyiz,Ebediyetinle geldik diz dize. Ahmet Hamdi Tanpınar
Şub 23
İncelik
her insanın yalnız olduğunu anladım ömrümden geçerek geldim uzun bir yolu sokak lambasının ışığından baktım dünyaya sonra, aklımdan geçirdim seni usulca depremler geçti içimden, çığlar ve boynunun inceldiği yer, susma bana kendini öğret sevdiğim şehirlere benzettim seni biraz yalnızlık aldım gecenden adını söyleyerek avundum olmadık zamanlarda düşürdüm gözlerimi yollara ahh taşımaz artık bu yürek ben …
Şub 23
Bıçak
bendim şehre duyulmamış öyküler anlatannereye gittiğini bilmeden bindim gemiyesoğuktu, ıslaktı, karanlıktı gözlerimi kapadımuyuduğum yalnızlığımmıştrenlerde tabut taşıma tarifesinin olduğunuöğrendiğim gün yalnız kaldımoturup bir evin kiremitlerineyıldırım bekledimfazladan boş bir sayfaydım kitaplarda ne zaman kuracağımı bilmediğim bir düşe inandımboyum yetişmiyor çivilereçivi dedim debilmiyorum hala yüzümdeki yaranın adınıkörsen renkler giyme derdi annem“gülüşünü zedeler”bildim mat bir yalnızlıktı benimkisisiz ne kadar …
Şub 23
Tereddüt
Sarâhaten acaba söylesem darılmaz mı?Darılmak âdeti bilmem ki çapkının nazı mı?Desem ki: “Ben seni…” yok, dinlemez ki, hiddet eder.Niçin? Bu sözde ne var? Sanki hiddet etse ne der?Desem ki: “Ben seni pek…” ya kızar konuşmazsa?..Derim: “Bu çektiğim insaf edin, eğer azsa?..Desem ki: “Ben seni pek çok…” hayır, kızar, bilirim.Tereddüdüm acaba hiddetinden az mı elîmDesem ki: …
Şub 23
Saray Köftesi
Cebinde parası yok ama yoksul değilİleri görüşleri var okumuşluğu yokCanı hürriyet çekmiş saray köftesi yiyorKoca bir konağın iç odasında Bin dokuz yüz beşte istanbul’u düşünüyor Bin dokuz yüz beşte istanbul’da Bir semai kahvesinde şiir okunuyor.Siz de okuyun o şiir güzelEfendim kim demiş üftageganında muhabbet yok Bin dokuz elli üçte istanbul’daEvin küçük beyi saray köftesi yiyorSiz …
Şub 23
Yayla Dumanı
Gümüş bir dumanla kapandı her yer; Yer ve gök bu akşam yayla dumanı; Sürüler, çimenler, sarı çiçekler, Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı! Ben de duman olsam senin yerine, Dağılsam dağların şu mahşerine; Güzelin saçına ve gözlerine Ben girsem, ben dolsam yayla dumanı! Beni içerine aldın dağ gibi, Doldun gözlerime bir rüya gibi; Bende güneş …
Şub 23
Ayaklar
Ayaklar, çeşit çeşit kunduralar içinde.Ayaklar, yarı çıplak, paçavralar içinde. Ayaklar, odalarda, bir çift yavru güvercin.Tutup avuca almak, okşayıp öpmek için. Çocuk ayacıkları, o başkalık, tombulluk,Henüz yere değmemiş, daha pespembe, yumuk. Yolculuk nasıl geçti?.. Ne oldu? Ne de çabuk?Teneşirde ayaklar, mosmor, taş gibi soğuk.Ziya Osman Saba
Şub 23
Dokunma Korkusu
Dokunmaya kıyamıyorum sana çimen sana gelincik sana mine çiçekleri sana sümbül Öyle masumsun ki kırlangıç sana getirsin diye gülümsememi bu sevdalı rüzgara veriyorum Öyle sevdalısınız ki ormanlar dağlar karıncalar ve sen kapımın önünden akan dere Dokunmaya kıyamıyorum size çakıllar güzelliğiniz var ya var ya bu suskunuz Yanaklarımı veriyorum kulaklarımı senin bahar kokulu esintine sabah serinliği …