Kategori: Türk Şiiri

Sen İstanbula Aldırma

Caddenin bostanına Malatyadan geldimkara trenlerin uzun düdükleri kulağımdaHaydarpaşa kapılarını maviye açmışrüzgar martıya yakışmış balıklar suyakayık kayıyor,çanları tutun delirmesinhangi renkti sustuğum Göztepenin kıyısında yüzümde Istanbula aykırı bir şey yavrusunu emzirmeyen analar gibiitiyor elinin tersiyle gerisin gerisaçlarımın kokusu bu kente esmerve kadınlığım dik duruyor yollarına bir oyuk açıldı yarıldı naro gün müydü kendime bir isyan aldım taş …

Devamını oku

Eski, Yeni, Ödünç Alınmış ve Mavi

Aşk, karanlık bir ‘şey’dir.İnsan bile aşk kadar karanlık değildir,insanın gecesi olan anılar bilehiçbir anıya yakıştıramadığımız hayvanlar bileöyle masum kalır ki aşkın yanında:“Rain Dogs” koyu kahveyle iyi gider“Rain Cats” bugünlerde kezzaplaaşkı neyle denersen deneölümle iyi gider yalnızca Kimse gecesinden bir aşk bağışlamazkimsenin kelimeler kuyusu olan kalbinde de toplanmaz aşkkimsenin kederinden çalınmazve ödünç de alınmaz kimsenin yağmurundan…Aşk …

Devamını oku

Kendine Veda

Son da değil baslangıç daNe kadar az ne kadar çok’uzHer yerde ayak izimizNe kadar çok özel’iz Gün geceden kısa bu aralar yoğun bakımdaBir acı aldı bir ağrıya terfi etti kendiniSözden alacaklı kalmasın diye anıBir karalama defteri gibiÖmrüme iliştirdiğim o serseriŞiirle aldattı seni Ne akciğer ne kalp yetmezliğiAcı da yok hayretAklın durduğu yerde bir sayıklamaSanki mor …

Devamını oku

Sazım’a

Ben giderim sazım sen kal dünyadaGizli sırlarımı aşikar etmeLal olsun dillerin söyleme yalanGarip bülbül gibi ah u zar etme Gizli dertlerimi sana anlattımÇalıştım sesimi sesine kattımBebe gibi kollarımda yaylattımHayali hatır et beni unutma Bahçede dut iken bilmezdin sazıBülbül konar mıydı dalına bazıHangi kuştan aldın sen bu avazıSöyle doğrusunu gel inkar etme Benim her derdime ortak …

Devamını oku

Bir Ömür Yetmez

Bahtı teninden yanık bir serencamdıBir ömrün bana giydirdikleriKaçamadım şerrinden şamarından feleğinDaha tüysüz bir çocukken dilim dağlandıYasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdiBaşım üç numara traş trahomlu gözlerimBabamın ters-yüz ceketi gibiydi hayatAcısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimdeYa da sokaklarıma dar gelirdi. Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimiKurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdimBoynumdaki muskaya …

Devamını oku

Sere Serpe’nin Hikayesi

Yer Ankara’da Sabahattin Eyuboğlu’nun evi, yıl 1946. Ev halkı ve misafirler salonda otururken küçük odada genç bir kız sedire uzanmış, isteksizce ders çalışıyor. Odanın öbür köşesinde, şair, kâğıda bir şeyler yazıyor. Sonra genç kıza uzatıyor kağıdı: “Bak, senin için bir şiir yazdım.” Okuyor genç kız: SERE SERPEUzanıp yatıvermiş, sere serpe;Entarisi sıyrılmış, hafiften;Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;Bir …

Devamını oku

Kanto’lar

KANTO I Çimen biçme makinesinin sesi yükseldiği zamanÇimen kokusunun dünyayı tuttuğunu söyledilerBiz onlara yakıp yıktıkları kuleleri gösterdikDenizin merdivenlerini, balığın ışığınıDenizin anahtarını yitirdiğimizi söyledikDenizden dağlara doğru yürüdüğümüz zaman– Yürümesi bile güzel –Duyduk yenilenlerin yapraklanmış adımlarınıToprakları gözyaşlarıyla lekeliÖykülerini dinledik üç deniz üzerinde “Ama onlar bir türlü anlamıyorlarIşığa koşan ağaçların da olduğunu” Göğün boş olduğunu söyledikleri zamanBiz onlara …

Devamını oku

Aldanma

oradayağmur bekliyor seni:şimşek, yıldırım, fırtınasoğuk.Buradaılık güneş, dingin deniz, serin rüzgaraldatmasın seni:Tufanbekliyor orada seni. Aldatma kendini:olmayacak Nuh’un gemisikurtaracak seni –uçacak güvercinigetirecek yaprağıolmayacak. Sular akacakçağlayacak, kabaracakdolduracak her yerinisürükleyipgötürecekseni Aldanmaoradayıkım bekliyor senigürültü, çöküntü, göçükdeprem.Buradasakin ses, sıcak taş, sağlam duvaraldatmasın seni:Ölümbekliyor orada seni. Aldatma kendini:olmayacak İbrahim’in koçukurtaracak seni –indirtecek bıçağınısağaltacak yüreğiniolmayacak. Acılar akacakçağlayacak, kabaracakdolduracak her yerinisürükleyipgötürecekseni Aldanmaaldatma kendinialdatmasın seniburadaboşluk …

Devamını oku

Fırtına

akşam ıssız bir ağaç biçimindesırrı dökülmüş aynalarda görünür(bakmak, uzaklara dokunmaktırsen benim en alımlı gözlerimsin)bakışını duyar gibi güllerdentıpkı enli ve kalın hüzünlerdenbana bir gülümseme biçer gibisin benim özel bir tarihim olmadıbaşlamak için en ilkel gereçlerleilk kumaşı biçenlerin tüylü sıkıntısınaduyulurdu bungun ve boğunuksağrıları tere batmış at biçimlerininsazlıklarda doludizgin koşturulduğu(sen benim fırtına gecelerimsin) fırtına başlatılır ilk tecimevlerindeölü testiler …

Devamını oku

Yeni Şeyler

Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel  Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!  Dünle beraber gitti cancağzım,  Ne kadar söz varsa düne ait  Şimdi yeni şeyler söylemek lazım… Mevlânâ Celâleddîn Çeviri: A. Kadir