Besbelli ölümüm sabahleyindir, İlk ışık korkuyla girerken camdan. Uzan başucumda, perdeyi indir, Mum olduğu gibi kalsın akşamdan. Sonra koş terlikle haber vermeye, “Kiracım bu sabah can verdi” diye, Üç beş kişi duysun ve belediye Beni kaldırmaya gelsin odamdan. Evden çıkar çıkmaz omuzdan tabut, Sen de eller gibi adımı unut. Kapımı bir kaç gün için açık …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ölüm Şarkısı
Ölmüşüm… Yanımda hiç kimseler yok; Vücudum, soğumuş bir yataktadır, Ruhum, karanlıkta kaybolan çocuk Gibi başucunda ağlamaktadır. Artık her şeylerim uzaklaşıyor, Beni bırakıyor elbiselerim; Ayağım başıtndan ayrı yaşıyor, Alnımın terini duymuyor derim. Kulağım sesleri duyarmış gibi, Boşluğun içinde açılmış kalmış; Arkasında hâlâ göz varmış gibi Gördüğüm bir derin hayale dalmış. Elimle yüzüme dokunabilsem Besbelli yüzümü tanımaz …
Şub 23
Dilek
Bir küçük, bir küçücük evim olsa; İçinde bir küçük, bir küçücük halım olsa; Bütün bunlar benim öz malım olsa. Masam, mürekkebim, etajerim, Penceresinde benim perdelerim, Etajerinde kitaplarım olsa. Bir ufak, bir minicik evim olsa;İçinde bir kadın, beni parasız pulsuz seven bir kadın Bu kadın karım olsa! Nerde, hangi şehirde olursa olsun, Bir küçük, bir küçücük …
Şub 23
Ahret
Bu garip dünyada ben yadırgadım yerimi…Yıllardan sonra bir gün görüp çektiklerimi,Tanrım, bir meleğine emredecek: “Yetişir!” Gözlerimi o saat sessiz kapayacağım.Beni bekleyedursun artık ılık yatağım,Bütün yorgunluğumu alacak bir teneşir. Bir yükü atmış gibi sırtımda bir hafiflik,Oraya geçmek için aşacağım bir eşik.Bir lâhza tutacağım bana uzanan eli. Bir el gözlerimdeki perdeyi sıyıracak.Onları bulacağım!.. Ve annem şaşıracak:“Oğlum! Ne …
Şub 23
Kan Taneleri
gelip oturuyor düşlerime bir yazla turnalarbütün düşündüklerim geliyor aklımabu akşam hüznü zehirliyor artık benikar yağıyor, kocaman bir kan lekesi olarak seni sevdiğimden söz ediyorum herkesekırlangıçlar gidiyor bir ırmak devrilip gidiyoro çocuk yüzlerce fotoğraftan çıkıp gidiyorsessizce bakıyorum, orada bir begonya soluyor ve halkım diyorum, solgun geçmişim benim söylüyorum, iki cihanda mutsuzum, insanımtenhalaşıyorum bir yılan ıslığına dönüşüyor …
Şub 23
Ölüm Hazırlığı
ekim güç geçti, ağır su yüzeye çıktı, yelken kırıldı savunmasız limanlara çektik gemimizi örümcek ağından cennete tırmanır gibi kolay mı kurtulmak öylece günahlardan? orada, ayışığının sunduğu kadeh dallara takılı kalan gölgem dans ediyor kendince dalgalanan suda ben gölgeme daldırıp kadehimi kendimden bir şeyler içiyorum ağzım hoşlanmıyor dilimdeki tattan ekim geçti. suya bakarak kederlendik. yoksul insanın …
Şub 23
Mutsuzluk Evi
mutlu pencereleri erkenden kapatılır baharın kelebekleri sanki hiç geçmez o evden nisan yağmurları cinnete gerekçedir çiçekleri erken solar, erken susar çocukları akşamlar sönmelere ayarlı hep lambaları ve mutlak sakallı olur mutsuz evin erkekleri karabasanları ne çok, ne çoktur her gece gizli ölümleri viranelik prensleri; baykuşlar her söze konuktur ürperten hikâyeleri gizliden gizliye kan konuşulur, susulur …
Şub 23
Beni Sevdin
‘Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptünÜlkü Tamer’ seni içime bırakıyorumkilitsiz bir kapıyıaçar gibi kolayca,evin yalnızlığınıyüklenir eşyalargiderayakboşalınca,mührü sökülmüş bir mektupsahibi arar dururyağmurun yağmadığışehirler boyunca seni içime bırakıyorumçünkü beni sevdin senhiç anlamadım nasıl,bir deliği dolduransu gibi aktınbeni kendimle buluşturdun seni içime bırakıyorumörterek üzerinekapısını zamanınsen orada hep genç kalacaksıneşyalar yaşlanıp dururken uzakta bir resim çizmiştim bir zamanlaravutmak …
Şub 23
Sevgilim Sandılar Seni
1./ yıldızlar kalabalık görünürdü evlerinden ay kocaman bir akşam sabahı beklemiştik damlarında öleceğini sanmıştım ağladığını hiç görmedim bir eylül dışında kumruları düşünürdü gözü daldıkça ve çok az şiir yazardı (bir keresinde bir şiirinde çiçek vurmuştu kumruların sırtına) baharda çiçek ekmezdi bahçelerine ama en iyi su kabağı bahçelerinde yetişirdi -cırcır böceğinin sesini hiç duymadım orada içlenirdi …
Şub 23
Kırık Mozaik
Kör bir kuyuda yitirdim suretimi belki bir yezidiyim Bir ceylanın gözlerine akşam çökünce Sanki yağlı kementler dolanıyor boynumda Düşlerimde kanlı çocuk kundakları Delik deşik ağıtlar bin yıllık çıban Eski bir yalan oluyor babil söylenceleri Toprağa ateşe su ve rüzgâra Kan damlıyor avestanın sayfalarından Her coğrafyaya bir renk işledim belki bir çingeneyim Kırlarda unuttum desem de …