söylesem hüzün olur, söylemesem de hüzün; zaten sözler de bezgin… kime anlatılsın? âh, dil’den ürker olduk; kimse dil’in bir düğün olduğunu bilmiyor; bir kenara atılsın diye bekliyor şiir… yılışık ve savurgan çok boyalı bir gülün yükselişi… ne hâzin!.. giderek kendimize sığınacak korugan bile bulamayarak… –ve elbette magazin bir yalnızlık edinip, n’olacaksa olacak diye yollara vurmak… …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Evet Madam Gözleriniz
başı boş tomurcuk sağanağı ile başlamıştııhlamur uykulara uzandığım yazmaviye dönüşürken gök – denizevet madam gözlerinizbir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri-aşk deyip de alıp başımı gittiğim-yaza hakim renk gözlerinizve kırlangıç fırtınası kirpiklerinizsür atını demişlerdisür sevda dağlarınakaç aşka sığar ki bir ömür mine çiçeklerine sığındığım anlardıgöğsümdeki durağan ağrılardanyaz ökselerle doluydu/ geceler de…siz de öyleydinizevet madam öyleydinizkirpiklerinizin çevikliği …
Şub 23
Aşk Adresini Yitirmiş de
ISözden öteye geçebildim mi?Gidebildim mi sözcüklerinönü sıraVarabildim mi gönlüne,Ateşini yakabildim mi?-Hayır! Bilmem ki ne desem sana?dili yok benim de yüreğimin,Ben de lâl…Bilebilsen, ahh…Ne kadar umarsızımAhhh! bilebilsen… Sevgilim!Kör karanlıklarında yittiğimiz bir kuyuDeğil,Aşk. IIParmakların parmaklarımla buluşuncaYakınlaştıkça yitirilen bir kenteDönüşürdün, keşfedilmezim, günahkâr mevsimim Parmakların parmaklarımla buluşuncaYüreğim sevincin akıntılarına takılırCoşkunun pınarlarına girerdiAnımsadın mı Parmakların parmaklarımla buluşuncaRengini bulurdu gözlerimde gökDenizler …
Şub 23
İçerde
Dışarıyı dinleme, içerdeyimKımıldayan perdenin şimdi az berisinde.İnsan kimi geceler niçin uğrar dışarı?Bir gerçeğin içinde kendini dinlediyse. Yaşlanmak, o her şeyin biraz biraz yettiği..Anılar yerini tutuyor.Ben bu oyunu küçükken de görmüştüm:Çoklarını kovalıyor, birini tutuyor. Yaşlanmak, bir korkunun hep uzağa ittiği..İçerdeyim.Yangın duvarlarının yıkıldığı gecelerAma nasıl geleyim? İnsan kimi gemileri ne de çabuk unutuyorBinmiştik sözde,Bir çocukluk yatıyorBattığı yerde. …
Şub 23
Evvel Zaman Şairleri
NECATİGİL Sokaktan eve taşırdıİncecik kırgın bir aşkı EDİP CANSEVERMendilinde kan sesleriDe bıraktı Edip Abi TURGUT UYAREn güzel ona uyardıBüyük Saat, erken durduKayayı Delen İncir’inYurduydu onun da yurdu CEMAL SÜREYYAÇiçek dolu şapkasıylaHep güvertede oturduÖlümünden sonra bileCıgarası yandı durdu CAHİT KÜLEBİMavi bir türkü söylediBergüzâr oldu Külebi NÂZIMYeryüzüne bir kez gelirAdı Nâzım olan şiir Ahmet Uysal
Şub 23
Ben İki Kişiydim O Yaz/ Göl Mevsiminde
ben iki kişiydim o yaz/ göl mevsimindetek tek ve bütünbirisi sendin kesiniçimdeki boşluğu aşarakyerinde kullanılan onurlu bir sözcük gibikuruluyordun cümlelerimeimgeler değildi artık hamağımı sallayanincelten zamanıve büyüten geceyi geceden öteyegeceden ötesinar çiçeği sabahlara taşınantetiği çekilmiş yaşamdı ben iki kişiydim o yaz/ göl mevsimindebirisi sendin kesinbirisi sıyrılmıştı kendisinden çırılçıplak-çıplaklık gelişimizde ve gidişimizde vardıölmeye başlardı her şey daha …
Şub 23
Öte
inadı tuttu, astı suratını yüzü büyük ormana dönük gitti çitlerin dibine oturdu hayat oralı olmadım gölgeye çektim ben de masamı kıyısına iliştim, eski çalılıklara baktım o sırada çaldı telefon yerli malı haftası’nda şiir okuyan çocuk anlattı durdu söylemedim ona yüzünü unuttuğumu sesin mandalina kokuyor da demedim dedim ki kirlenmiş bir yakayla dolaşma ortalıkta sonra ağzı …
Şub 23
Akşam Mûsıkîsi
Kandilli’de, eski bahçelerde, Akşam kapanınca perde perde, Bir hâtıra zevki var kederde. Artık ne gelen, ne beklenen var; Tenha yolun ortasında rüzgâr Teşrin yapraklarıyle oynar. Gittikçe derinleşir saatler, Rikkatle ve yavaş yavaş ve yer yer Sessizlik daimâ ilerler. Ürperme verir hayâle sık sık Her bir kapıdan giren karanlık Çok belli ayak sesinden artık. Gözlerden uzaklaşınca …