Ne ay ışığı yürüyeceğim, Ne sessizlik aşk boyunca. İçimde çırpınan dalganın var ettiği kıyıda Gömdüm onu Aşkla. Bejan Matur
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Her Kadın Kendi Ağacını Tanır
Sana geldiğimde Kanatlarını, Siyah taşlarla örülmüş O ıssız şehrin üzerinde açacak, Bulduğum bir ağacın dallarına tüneyecek Ve acıyla bağıracaktım. Her kadın kendi ağacını tanır. Uçtum o gece. Karanlığın girmeye korktuğu şehri geçtim. Gölge olmayınca ruh yalnızdı. Uludum. Bejan Matur
Şub 23
Beyaz Meselâ
İnsan duvarları olmayan tapınaktaBir gece uyusaSanıyor ki kederi azalacak.Ama yetmiyorBezler bağlıyorBulduğu her ağaca.Hikayeler anlatıyorİnanıyor aşkın hep olacağına.Oysa aşk biterDinginliği başlar göllerin.Bekleyiş,Sonsuz mavi bir göz olurCamdan ve gittikçe uzayan.Acı verir bazan renklerBeyaz meselaKuş gibidir insan beyaz bir yataktaÖlümü gibi çocuklarınSoluğu kesikSuda dolaşan. Bir kaya mezarında ağlayan adamÖlülerini suya ve göğe gömüp,Gelir acısıyla avunmaya.Dua ve kuş gibidir …
Şub 23
Ölümün Bıyıklı Bir Resmi
Bilmiyor Rembrandt daha, yalnız peynirden ve akarsulardan konuşuyor değirmenci Felemenk;nice acılar süzdü paletinden Paris yollarına düştü ama henüz Van Gogh da çırak.Cesaretin bebeklikten başladı, boya dediğin zaten tüfek gibi kullanılır haylazlığa, şuna buna karşı.İki tur danstan sonra alnın alnından öperdi ustan Picasso masmaviye kesince birazdan bu kırk yıllık kavak.Boş ver ılımanlığa falan nasılsa vaktin var …
Şub 23
Aracı
Bağlı kollarımı çözmek kimin aklına gelirKelepçeli o zamanlarBir kız kaşıkla su içirirBaşımı çevirince -yeter demekti bu-Kaybolurdu Büyük ağaçların gölgesiyleGeldiği çok olduArada bir geceleri yarı çıplakVe daha çokSaçları uzadıkça Denize inerdikBen yüzerdim o girmezRıhtımdan suya bakardıDenizden çıkardımYok ŞaşırmazdımBen onun doğumunu bilirimDoğmadan öncesiniYokluğunu Oktay Rıfat
Şub 23
Prozac
Hastaneye kar yağıyorBu bir şiir sayılabilirÇünkü gözlerim terliyorCamdan soğuk bir gündemle toplananÜşüyen serçelere bakarkenSırlı kalmış bir sigara ciğerimin sonuna yaklaşıyorİyiyim derken kendim hakkındaDoktora kötü bir ipucu veriyorumİyisin diyor doktorPinokyo’yla burun buruna geliyorHemşireye kalbimi plastik bir tabakta versemDesem ki şu genç kıza versinlerAnlamaz ama he der anlayışlıdırYüzümü annemin ayaklarına nakledinŞekerindeki kan oranı azBabamın kızıllığından biliyorumAnnemi kızlığında …
Şub 23
Sen Geliyorsun
Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerdenPapatya kokusu bir de, sen gelmeden önce Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde Duvar diplerine bırakılmış acılar Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer Hangisine baktıysam rengi bembeyaz Bir dokun bin ah işit pencereden Bir asker ağlıyor …
Şub 23
Bu gün mah-ı Muharremdir, muhibb-i hanedan ağlar
Bu gün mah-ı Muharremdir, muhibb-i hanedan ağlar.Bu gün Eyyam-ı matemdir, bu gün ab-ı revan ağlar. Hüseyn-i Kerbela’yı elvan eden gündür. Bu gün Arş-ı muazzamda olan âli divan ağlar. Bugün Âl-i abanın gülşeninin gülleri soldu, Düşüp bir ateş-i dilsuz, kamu ehl-i iman ağlar. Bugün Gülzar-ı Muhtar-ı Hüda’ya bir hazan esti, Zemine düştü vaveyla, felekte kehkeşan ağlar. …
Şub 23
Sis
İki şehri var gecenin, biri gözümdetütüyor, birinin dumanı üstünde yağmurgibi çöken siste, bana bu uykusuzşehri niye bıraktın, göze alamadığımbir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,gece değil istediğin hayli karanlıkbakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmakhevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüzbağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnızgöze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,sis değil, …