Şu yüce dağları duman kaplamışYine mi gurbetten kara haber varSeher vakti burda kimler ağlamışÇimenler üstünde göz yaşları var Ufukta iz gördüm kızıl bayraktanBulutlar nem almış yeşil yapraktanBir kız ağlar sesi gelir uzaktanYine mi gurbetten kara haber var Gönlümüz gam alır böyle günlerdeÖnüme çektiler bir siyah perdeYar senin aşkınla tutuldum derdeYine mi gurbetten kara haber var
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
İstanbul Ağrısı
kanatları parça parça bu ağustos geceleriyıldızlar kaynarkenşangır şungur ayaklarımın dibine dökülen seneğer yine istanbul’sanyine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğimpançak pançak şiirler tüküreceğimdemek yine benlimandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeleryahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkılarımavi asfaltlara çökmüşdiz bağlıyoreğer sen yine istanbul’sankirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatansirkeci garı’nda tren çığlıklarıyle bıçaklanıpintihar …
Şub 23
Kuğu Ezgisi
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim,Yalpalayan hayatımın kara çarşaflıbekçi gizleri. Ne zamandır ertelediğim her acı,Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,-bu şiir –Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,Dost kalmak zorunda bana vesizlere! Çünkü saldırgan olandan kopmuştur o,uykusunu bölen derin arzudan.Büyüsünü bir içtenlikten alırsaKendi saf şiddetini yaşar artık,-bu şiir –Kuramadığım güzelliklerin sessiz görünümü,ulaşılamayanın boyun eğen yansısı,Sevda ile seslenir …
Şub 23
Dicle Üstü Ay Bulanık
14. Bir Kardeş Mavi Canı cehenneme rahat uyuyanınKapısını örtenin perdesini çekenin.Yüreği yalnız kendiyle doluDuvarları ancak çarpınca görenin.Canı cehenneme başkasının yangınıylaEvini ısıtıp yemeğini pişirenin.Bahçesine dek gelen alevleriŞehrayin sanan aptalınCanı cehenneme, camlarındaParçalanmış cesetler uçarkenBir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın.Mutfakla yatak odası arasındaÇarşılarla gövdesi bencillikle hırsıYılgınlıkla yenilgi arasındaDünyayı tüketenin canı cehenneme… Orada dağlar birer mezarlıkBulutlar kan salkımı sular toprakta …
Şub 23
Ömrüm Gölgelendi
İncecik bir su gibi aktı ömrümEllerimin arasından gözlerimin önündenAktı aktı eksildi.. ‘Canı tene taşıyan’ ne varsaYaşama sevinci adınaDüş gibi gülüş gibi aydınlıkYazdan ılık yelden hafif yumuşakBir acemi öpüş gibi buluttan akNe varsa bir birTadı mutluluğa benzerAkıp gitti akan ömrümle beraberDüşlerimin ardından gerçeğimin önünden Rengi sulara kendi dağlaraHüznü bir incecik sızı olup akşamlaraDüşen bir gün gibi …
Şub 23
Herkese Günaydın
ben biraz sevineceğim siz şu odaya geçin istersenizben biraz askere gideceğim ben biraz evleneceğimbirazdan kilisenin çanı çalacak birazdan akşam çatırdayacakbirazdan şu bacağımı indirip şu bacağıma koyup birazdanbütün insanlar beni hatırlayacak beni çağıracak beni ağlayacakbirazcık bir arkadaş lazım öyleyse öpüyorum gördüğüm ilk kızı: herkese günaydınherkese merhaba ve hatta burjuvaya dainiyorum ben topraktan göğe doğru güzellik olupkötü …
Şub 23
Gül
sevgili gül,-gül sen bana gül! sana onca kuşatmadanbirikmiş ter içinde, yorgunluk içinde geldim.Sorma bana, nedir karşılığı aşkın bir insandasavaşın, cinnetin kıyametin çağında. Ruhumla bu hayat arasında kurduğum bu köprüye“ah çok sallantılı” diye bakıyorlar.Evet, çok haklılar.Göçebesiyim çünkü bozkırın ve her günufkun mor çizgisini özlüyorum.(Önce de söylemiştim, bu dünyaya ben atları sürmeyegelmiştim.)Evet, haklılar. Kanımı ben bir kıl …
Şub 23
Derin Zaman
Ben senin sınırlı gövden ile beni sonsuz sarmanı diledim. Uykum seninle kışın kolları arasında devrilerek dönerek tamamlansın, içimde kuzeyin kuşları sussun istedim. Kışı ve kışın kalbimde ağırlaşan meyvesini, çiy düşmüş, soğumuş, donmuş bir dili hatırlamak için beni büyüleyen o kimyanın boşluğunda durup yalvardım: Beni bu siyah boşluğun içine bırakma, derin bir zaman istedim senden, ama …
Şub 23
Buzul
Suyun sırtında geçiyor ömrümkentlerim, saraylarım silik. Gül ekilirmiş dünyada,zülüf dökülürmüş yastığa.Derinde bendeki, müebbet,Ve aşağıda, yer değiştiriyor,dönüyorkoyu bir sıvı:hatıra. (Rüyamda bir göl dokunduydu bana.) Ah, üstümde geniş sessizliği uzaklığın,pul pul bir akşamüstü.Yaşadım mı yaşamadım mı ben o çağlarıiçimde külrengi ve sonsuz buz ağları. Kim yardı beni, bana kim yardı?Kim akıttı kanım,bilmiyorumhatırlamıyorum.Dünyaya atları sürmeye gelmiştim,mart sonu muydu, …
Şub 23
Kapı Eşiği
Denizin kederini anlatacak dili yok,dedim ve devrildim,böyle sürdü uzun yıllarım düştüm,sustum,içimden geçirdim,evi oldum sol yanından yaralı bir salyangozun ve komşusu ağlayan bir ağacın.Yeryüzü, ah yeryüzü diyerek gürültüsüne de alıştım kapladığım yerin. Bana verdiğin bu yarı-saydam gövdedensisin altında uğuldayan ve ipuçlarını bir türlü çözemediğim üç-eksik-uzun vakti geçirdim. Sadece bir baş dönmesi kaldı şimdi ömrümden, o acı …