Ve yıllarca sonra kadının ölüsünüBir bulantı cenazesi gibi kaldırdılar içimden. O gece konağın bütün lambalarını yaktımElimde bir içki şişesiyle benSanki bir insan şehrayini vardı da, benGecesiz bir sarışındımGecesiz bir sarışındım ve işteBütün kapıları açtım kapadımKırdım parçaladım elime ne geçtiyseBiblolar mı olur, yağlıboya tablolar mı, kristal takımlar mıElime ne geçtiyseAçtım pencereleri dışarı attım. Durmadan atıyordum, eşyalar …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
no: naftalin kokusu
bana gelher evde ben otururherzaman evde olurum önce telefon gerekmezrüzğarın telaşından haberim olurkapıyı çalmadan girayakkabılarını çıkarmabakma öylebirazdan tedavüldenkalkacak pul gibigençsin, yaşın müsaitdaha çok kitap arasındaçok leylak unutulur bana gelher evde ben otururher zaman evde olurum saçların biraz ilkyazbiraz uyku iklimiyüzün az asimetrikyüzün zor ezberlenirgel, teninin altındakimumları birlikte yakalımışık hızında karanlığabatalım, aklanalım bana gelher evde ben …
Şub 23
Kokusu Düş Kırığı
karpuz hep aynı çatlartütün hep aynı çürürovanın büyüklüğü değişmezgüneş o güneşnehir o eskisielin babası ölsün ölmesinfarketmez kokusu babamınkokusu nasıl desemvagon kiribilenmiş yoksullukhasta posta güvercinlerikokusu beslenmeseölecek çocuk babamın sıcaklığıgölgede okul masrafıkendisi yiğit amayüreği pusuda ceylan-çeyrek maaşa çektirdibir tek fotokopiyio deyyus fotoğrafçıelime geçse…- kokusu babamınkokusu nasıl desemmasal göğüdüş kırığıhiç bitmeyen inşaattaksiti tükenmeden kırılan pikapkokusu şimdi şu anşurasında …
Şub 23
Her Yeni Yaş İçindir
Beni bundan böyle Beklese-beklese Hüzün bekler, Çağırsa-çağırsa Hüzün. Neden mi? Neden olacak.. O kadar gezilip görüldü ki… Hep ben bir şeyden, Bir yer’den Bir kimse’den uzaktaydım Ve kendimden. Ölüm beklemez beni.. Çünkü, ben gene de Bir şeye, Bir yer’e Ya da bir kimseye giderken de Kendimden uzakta olacağım. İşte Bunun adı hüzündür. Özdemir Asaf
Şub 23
Mor Rüya Barı
Sesin mektup olsa bir kuş gibi kanatlanır, dolaşır yeryüzünüVe içindeki keder mavileşir sen elmayı ısırdığın zamanSen turnalara baktığın zaman iklimler aşkla yer değiştirirSen üzgün evlerden güneş bakışımlı bahçeler yaparsınAkan sularsın ağaçları şımartan, kalbisin çılgın sokakların Ellerinde lirik telaş, ellerin gökkuşağı olmalı renkleri üzmeyenEllerin karanlığın penceresini kapatan bir kalp gözü sabahıEllerin aşk kurabiyeleri yapan mükemmel bir …
Şub 23
Dalgınlık
Bir pencere açıldı kitabımın sayfasındaEl sallayarak sen göründün,Satırlar takım takım evinin önündeNe güzel bu küçük askerler…Fakat kayboluyorsun penceredenŞimdi ağlıyor bütün harfler… Sonra birden beliriyorsunElinde nakışlı mendilin, gülümsüyorsunVe başlıyorsun konuşmağaSesin ağlamaklı,Sesin yumuşak,Anlattıklarına karışıyor kitabın anlattıkları.. Nahit Ulvi Akgün
Şub 23
Her Şey Yerli Yerinde
Hiçbir şey değişmeyecek o günGöçüvereceksin bu insan kalabalığındanGelmemiş gibi olacaksın dünyayaSanki bu odada sen oturmadınSen giymedin bu elbiseyiAğlamadınGülmedinYemedin bu ağacın meyvasınıBütün maceranBir varmışBir yokmuş Nahit Ulvi Akgün
Şub 23
Kadeh
Burası dalyan kahvesiOrtalık süt mavisiApostol bu ne biçim meyhaneTabağımda bir bulutKadehimde gökyüzü Oktay Rıfat Horozcu
Şub 23
Tecelli
Nedir bu benim çilemHesap bilmemMuhasebede memurumEn sevdiğim yemek imam bayıldıDokunurBir kız tanırım çilliBen onu severimO beni sevmez Oktay Rıfat Horozcu
Şub 23
ağır çiçekli ıhlamur ağacı
ölüme ne kadar yakınunutulmaz çocukluğumunağır çiçekli ıhlamur ağacı Yelda Karataş