Kategori: Türk Şiiri

Beyaza Dönsün Diye Devran

Yanlış susuyorsun – gözlerin ağıt –maviye bak. Bir bugün mü , başında bunca bela. Hatırla , bulut değildi , umut hiç değil üstümüze abanan – isli duman. Biz ki milattan önce , milattan sonra acı kara yıllar devşirdik sabırla beyaza dönsün diye devran. Kimi zaman bir çığlıkla çıktık , çığ altından bir çığlıkla yıktık surları …

Devamını oku

Patron Masaya Gelir

Ben patronum, şöyle böyle bir adamımBırakın konuşayımBir bira içeyim konuşayımKim ne derse desin kadınlara düşkünümNe yapayım öyleyimKadın dendi mi sanki benVişneli bir dondurmayı durmaksızın yalarım. Ruhi Beyi pek tanımamYok, hayır, belki de iyi tanırımNeden derseniz ben herkesi iyi tanırımİşsizim, dülgerim, boyacıyımHerkesle bir olurumKişiliksiz kalırım. Günün herhangi bir saatinde çıkar gelirNasılsınız Ruhi Bey, derimO her zamanki …

Devamını oku

O Mavilik Derdi

Beni uykudan uyandırır uyandırmaz Dünyanın bütün huyları yüzünde Ben bunlardan birini seviyorum en çok Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa Tutsam tanelerini Sevincin gözyaşları derdim buna. Bir süre bakışıyoruz karşılıklı Ben uykudan uyanır uyanmaz Benimle şiir gibidir bu Tam karşımda ama yazılmamış Durmadan bileniyor aklımda. Seni unutarak baktığımda bile Dünyanın her yerlerinden geçiyorsun Yayılıyorsun …

Devamını oku

Öğle Sonu

Titriyor sazan balıklarıSuyun altındaDaha altında suyun saçları kesikBir kızın yürüyüşüGök bulanık ağlarken. Kırlangıç tarlaya yaslanmışBuğday giyinmiş duruyorTuğla yüklü bir arabaGeçiyor yoldanGöğsünde kırlangıcınTuğlaların iniltisi. Öğle sonu yaşlılıktır biraz. Edip Cansever

Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir

Gah sakisi gehi sagarı geh badesi yokGörmedim meclis-i maksudu tamam amade Gonca gülsün gül açılsın cuy feryad eylesinSen sus ey bülbül biraz gül-şende yarim söylesin Habda busesin almak nice mümkin ziraBusenin sayesi ruhsarına düşse uyanır Ey meh leyal-i vesvese-hiz-i firaktaSen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir Peyam-ı lutf kim cana leb-i canandan geldiNesim-i can-fezadur canib-i gül-zardan …

Devamını oku

Avara

anımsıyor musun?bir çetemiz vardı: Vahşi Siyah Atlar ısmarlama serserilikler yaşardık kimseden bir şey demeden kaçıp gitmeler gibi sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak yabancıları mahalleye sokmamak gibi Ve bir gün gideceğimiz bir Amerika vardı herkesin bir Amerika’sı vardı o zamanlar herkes gece istasyonlarında kendi Amerika’sını aradı kısık ışıklı arkadaş odaları plağın bir yüzünü kaplayan uzun parçalar eşliğinde …

Devamını oku

Kıyıdaki Elma’ya Bir Ses

ey canımın güftesi, eylülün ikinci haftasıydı o sırabana gülümseyerek getirdiğin bir bardak suydu o sıra hatırla denize hiç bakmadık çünkü kıyısındaydıkbir elma kendi kendine büyür dururdu o sıra bir kıyı ikindisiyle bir elma öyle kendiliğindenbüyürler bir öfkenin ya da bir dağın yanısıra bir kıyının beslerliği bir elmadan ayrılmaz gibi amaelma soğuk bir kış akşamında bile …

Devamını oku

Biliyorum; çıkıp geleceksin

Biliyorum; çıkıp geleceksinserin bir bahar akşamı üstelik saçların ağarmış sesin kırık dökükgözlerinde buruk ama sevdalı o bakış…-başka baharda kalmış heveslerinolsun varsın kim kusursuzki ! bilirsin-yorgun ve suskun çizgilerinelinde bin yıllık valizin biliyorum geleceksin henüz açmamış olacak hanımeline begonvil ne portakal çiçeklerikokun dağılacak önce bahçeyeiçimde kadınlar neş’eyle susacak tıpkı o şarkıdaki gibi;biliyorum bir gün çıkıp geleceksin …

Devamını oku

köşe taşı

öylesine çekip gitmiş olmayacaktıbir sürü şey yaptı; her gün suladı diktiği sardunyayı… sardunya hiç açmadıolsun varsındı helva dağıttı her ağustos’ta doğmamış bir kız içintanımadığı komşularayas tuttu ağladıoradaydım gördüm benağustos’ta hep karardı imzasız şiirler yazdı açık saçıkâşık oldu durduk yere bir çocuğabeyaz bir kâğıda yazdı usulca adınıhem uzundu adı hem kısacık en çok çingeneye kızdı hayattaçocuk …

Devamını oku

Ruhi Bey Anlatıyor: Bir Düğün Günü Ve Sonrası

Kısacık bir gündü, bir iki dakikalık bir gündüÇocukların günü gibi bir gündüKahverengi fotoğrafları vardı, bulanıktıHiçbir şey açık seçik görünmüyorduKocaman bir bahçe olmalıydı, orda burdaTavuskuşları olmalıydı, herbiriÖyle bir başına hiç kımıldamadan duruyorduSaniyeler sümbüller gibiydiSaniyeler sümbüller gibiydi dokunsam iki parmağım arasında akıyorduKısacık bir gündü. Bir kişi bile yoktuHayrünnisa ile ben vardımSeylan taşları ile işlenmiş bir iğne vardıYansıyan …

Devamını oku