Kategori: Türk Şiiri

Elektrik

Tam zamanında çalan telefonartık eskisi gibi devam edemezsin yarım kalan cümleneharfler, ses dalgaları, tinsel-çekim. Habersiz bir buluşma hazırlığıydı ömrümce Yazdığın her şey. Ben gördüğüm bir düşten kurtarıp dünyaya getirmişim birbirimizibir kaderi büyütmüştüm her rastlantının büyüsünde. Kendi kendimizle sevişmekten bizi yorgun düşüren Yazıelektrik, hava kirliliği, sis ve İSKİ skandalıistesek de istemesek de. Elektrik, elektrik, elektrik. Korkarım …

Devamını oku

Kaktüs Kadın

Fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadınSarınca bir erkek kokusu tuz çölünüBaldıranlar akıyor memelerindenKıl damarlarında yeşil zencar Bakışı bir ısırganlar gecesiSesinin sabahında okunmamış kitaplarBir erkekçik kuşu yiyorBacağındaki kısırböceğini Fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadın GünleriYaşam süsü verilmiş bir intihar Erdal Alova

Siste Söyleniş

Birden kapandı birbiri ardınca perdeler…Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler? Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp gidenFiruze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden? Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri;Eylül sonunda böyledir İsviçre gölleri. Bir devri lanetiyle boğan şairin Sis’i.Vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisi. Hülyama bir eza gibi aksetti bir daha;-Örtün! Muebbeden uyu! Ey şehr! -O beddua… Hayır …

Devamını oku

Köprü

İnsanlar köprüden geçmediği zamanAcaba köprü düşünür mü?Çamaşır mandalını gözlerinde allayan meczubun geçtiğiniÜsküdar iskelesinin kanapelerinde güneş banyosu yapanıÜsküdar kıyılarının ötesindekiKastamonu, Sivas, Safranbolu… Erzurumu.Burada insanların içinde büyük dürbünler.Güller gibi açmıştır.Yufkacılar burada açarlar, koskocaman oklavalarla-İçlerindeki hamurdan-Şeffaf ve titrek memleket rüyalarını.Alyanaklı, beyaz, kalın şekerciler;Akide ve bergamutlarını mermer tezgâhlaravurdukları zamanki kasvetsiz hallerini buradakaybeder, burada şairleşirlerhışırtı ile ve kocaman bıçaklarla kesilen …

Devamını oku

Eylül Sonu

Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarlarıBir bir hatırlamakta geçen sonbalarları. Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa…Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa… İçtik bu nadir içki’yi yıllarca kanmadık…Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık! Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor. Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile. Yahya Kemal …

Devamını oku

Kaside Der Vasf-ı Der İstanbul

Bu şehr-i sitanbul ki bi misl ü behâdırBir sengine yek pâre acem mülkü fedâdır Bir gevher-i yekpare iki bahr arasındaHurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâlBir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâEl-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır Her bağçesi …

Devamını oku

Der Beyan-ı Şeref-i İstanbul

İlm ile marifete cây-ı kabulOlmaz illâ ki meğer İstanbulOlmaya mîve-hor-ı bâğ-ı hünerOlmaya şehr-i Sitanbul kadarİtsün İstanbulı Allah mamurAndadır cümle meâli-i umurMevlid ü menşe-i ashâb-ı himemTerbiyet-hâne-i esnâf-ı ümemNe kadar var ise ashâb-ı kemalHep Sitanbulda bulur istikbâl…….Ne kadar âlemi devr itse sipihrBulmaz İstanbula benzer bir şehrHüsn ile görmek ile müstesnâAnı âğûşuna çekmiş deryâNe kadar var ise aksam-ı …

Devamını oku

Yer Yatağında İki Sevgili

Yer yatağında iki sevgiliNerden baksan Öğrenci evi “kaloriferler pek yanmaz” Uyarısına rağmen kiralanan.. Fakat yine de Sevişmelerle bazen Bazen gözyaşlarıyla Battaniyeler içinde Sıcak tutmuşlar düşlerini… Yer yatağında iki sevgili! Çokça zaman Türkü çığırıp Umut bestelemişler Sırtlarını dayayıp soğuk peteklere… Heyhat.. Zaman yine yapmış yapacağını Bir sabah ayrılığı işlemişler Doğan güneşe.. Ama artık Yer yatağında UYUMUYOR …

Devamını oku

Teknenin Ölümü

Kara yakındı önce, hem çok yakın,Elimi uzatsam tutardı. Yıldızsız teknemdi inip çıkan gece, Kurumuş gece, kum, kömür, arduvaz… Kara yakındı önce, hem çok yakın, Denizleyin inip çıkan önümde Bir tanrının atardamarı. Açtım, yorgundum ama uykum yoktu. Günlerce yekesiz yelkensiz Ne de çok kuş takılmıştı ardımıza, Ne çok harman gördüm köpükten beyaz… Açtım, yorgundum ama uykum …

Devamını oku

Troya Önünde Atlar

I. koşuKör bir ozan anlattı bunları, Atların da ruhu vardı Troya önünde, Ta Hades’ten duyulurdu kişnemeleri, Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir, Köpeği deliye çevirirdi. Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi, Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan. O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı İlk ödülü Akhileus götürürdü barakasına. Çünkü ölümsüz atları vardı, Onları Poseidon …

Devamını oku