Sen benim şiirimsinSen benim şiirim.Ben seninAlevli imgelerindeYanmayı bekleyenBeyaz bir mum gibiyim.Öyle pürüzsüzceSüzülmeli ki ışığın karanlıktaYağlanıp kirlenmedenEriyip tükenmeliyim. Soysal Ekinci
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ömrün Bir Ânı
Ömrün bu yakasındaAnılar öreni dünya Yaşadıklarım umarsızca geriDöndürüyor beni, günlerim eskiGünlerin solgun defteriBu yazı kimden kalmaAnlaşılır mı buralarda bu dilBu yürek nasıl direnmiş kuşatıldığında Ne kaldı yüzyıllarımdanBirkaç hayat dersiBozukdüzen bir sesAcı veren gururdan başka Bazı ânların altındaÖlü kelebek mezarlarıAhdlar, anıtlar, ukdeler…Arasında yapraklarınKalbim, güzel başlangıçO resimli mağaraBir göçükte ağzı kapanır mı onun da Kazancımmış yitirdiklerimBir ömrüm …
Şub 23
Suya Su Demek
Bu da olduGök bahçesinde boğuldum Işık içimde kaldıBildiklerimden soğudum Söz her şeydiYalnızlıktı unuttuğum Bir tel saç imişYirmi dokuz harf çırpındığım Ana rahmimdi gittiğim her yerDünya diye avundum Küller güz ağaçları duvar dipleriYazgınızdı büyüdüğüm Güneşin sevinciniYıldız mezarlarına gömdüm Bitti kalbin suçuSuya su demeyi öğrendim Acı güzellikSana inandım senden korktum Anladım ve öldümBir hoş mutsuzluk içinde yaşadım. …
Şub 23
Güneş Yanığı
yüzümdeki leke arzu güneşinden hatıra sesimdeki girdap içimden sökülen kökdalauzun geceler bazen böyle gövdeme vura vura içerden uyandırıyorum ya kendimi Necati! rüyada bana görünenler olmasa beni uykuya götürenler olmasa tekrar nasıl dönerim ben kendime Necati!suçluluk izin vermiyor özgürlük duygusuna günışığına çıkınca kamaşıyor göz bakarken güneşin utkusunaakın var akın, içimden akın beni güneşe götürüp yakın güneşe …
Şub 23
Rüzgâr
Çözülüyor ruhundaki sıva, dökülüyor duvarderin bir oyuk açılıyor içindeki mağaradayıkılıyor kalbini koruyan oda, oradaki vaha dönüşüyor güven duygusunu yitirmiş bir çocukluğadoğru başlayan bir yolculuğa sürüklüyor senizalimlerin ruhundan esen bu nemli rüzgarizin vermiyor uzaklaşmana içindeki vahadanfarksız bir varoluş başlıyor bu sokakta hangi kulağa seslensen kapıları mühürlü mahzenhangi yüze baksan perdeleri çekili pencerehangi ele dokunsan panikle tutuşan …
Şub 23
Ecel Temennisi
Yarın kırkım okunur, ona göre giyinyani şık ol dudakların seni tamamlasın, akşama doğru istanbul’un bütün şamdanları yanar sarhoşların mektupları kırkım gibi okunur amin deme bana, bu söylediğin bana çok dokunur saçma sapan bir laf gibi ortada kalırım gecenin bir yarısı kalkar gider, amsterdam’a bir bilet alırım çok canım çeker seni inan çok canım var seni …
Şub 23
Verasus
Ben çok hüzünlü adamlar gördümhiçbir şey konuşmadım onlarlakarşılıklı iki keman gibi işlek çizdik omuzlarımızı…sadece biri: ateş almaya mı geldin! dediçok hüzünlü adamlar gördümyalnız o beni gördü iki kadın sevdimbirine siyahlar giyiniyordum giderkendiğerine böyle anlatılmazüstüm başım rüzgâr gidiyordum ergani diyarbakır arasmdatarlaya giden kızlarher birinin içinden Dicle akarherkesin evi varmış! olsungöz göze gelince bütün evliler bekâr tokat …
Şub 23
Şehre Girdik Ve Tartıldık Ağırız
şehre girdik ve tartıldık ağırız iki erkek bir kadınız yani biraz sarmaşık cebindeki taşların sesine dalıp üç şarkı boyunca susan söylesin: haziran kimin hakkı güz neyle astarlanmış (sevgilim yağmurun atını …
Şub 23
Biten Bir Aşkın Belirtileri
Doğaldır ki sular çekilir önceKirlenmeye dönüş, kaldığın yerden İkinci belirti: Omzunda puhu Üçüncüsü: Raydan çıkmış bir tren Yüzlercesi var da, birisi var ki Biten bir aşkın diyorum açıldı belirtisi Açlığın sınırında, iflas yakındır Küçük esnaf, veresiye defteri Anadolu kentinde bir İstanbul vapuru Şaşkın sular, kör iskele, yolcular Evet bunlar da olacak, çok tuhaf belirtiler Denizin …
Şub 23
Tuz Ayarı
Hep karlı doruklar göründü Burada kirli akşamlar arasından Bir telefonun ucunda oturdum Üşümüş sesini bekledim Evraklar ihanetler arasından Kanat çırptıkça esir kirpikler Yerini anımsayıp durdu gümüş yara Metropollerden içeri bir çarpıntı Haşhaş kapsülündeki hışırtı Nasıl da kirlenmiş düşler denizinin kıyısı Burçlarında tutunamıyor rüzgâr Kurnazın nezaketi mi, aptalın yürek temizliği mi? Hep o eksik şey, eksikliği …