Kategori: Türk Şiiri

zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar

Ne hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim….Ne hissettiysem onu söyledim, onu yaşadım.Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım.Asla keşkelerim olmadı.Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım.Karşıma bazen gerçek yüzler , bazen sahteler çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım.Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini …

Devamını oku

Nazar

Gece, Leylâ’yı ayın on dördüKoyda tenha yıkanırken gördü.“Kız vücûdun ne güzel böyle açık!Kız yakından göreyim sahile çık!”Baktı etrâfına ürkek, ürkekDedi: “Tenhâda bu ses n’olsa gerek?”“Kız vücûdun sarı güller gibi ter!Çık sudan kendini üryan göster!”Aranırken ayın ölgün sesini,Soğuk ay öptü beyaz ensesini,Sardı her uzvunu bir ince sızı;Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı.Soldu, günden güne sessiz, soldu!Dediler …

Devamını oku

Rüştü`den Gelen Mektup

                   – Oktay Rifat’a- Önce bütün şairlere selamSonra şunu söylemek isterimÖlüm hiç te güzel değilNe sabah var ne akşam Sokakların ellerinden öperimBana yaşamasını öğretmişlerdiDost olsun düşman olsunİnsanlara iyi günler dilerim Söyle sarı saçlı daktiloyaBen yokum artıkVefasız dostlara hatırlatKimseye kalmaz o dünya Nasıl unuturum güzeldi yaşamakFakat hakkı varmış …

Devamını oku

Öldükten Sonra

Diyecekler ki arkamdanBen öldükten sonraO, yalnız şiir yazardıVe yağmurlu gecelerdeElleri cebinde gezerdiYazık diyecekHatıra defterimi okuyanNe talihsiz adammışİmanı gevremiş parasızlıktan Muzaffer Tayyip Uslu

Nedamet

Tanrım açamadık içimizi Arık buluşmamız mahşere kaldı. Ne yelken ne gemi var limanda Kaçmak bir uzun sefere kaldı. Mercan bir sahildeymiş gemiler Bulmak kasvetli günlere kaldı Rüştü Onur

Eski Zaman Âşığı

Ben eski zaman âşığıyım Sevda çeker düşünürüm ağlarım Bazen tilki kadar kurnaz bazen akılsız Bazen çocuk gibiyim bazen bakakalırım. Herkes âşık olur sevdalanır Bir yolu var gönül çekmenin de Benimki sevda değil ateşten gömlek Bir kor düşmüş ışıl ışıl yanar içimde Ama ben eski zaman âşığıyım Sevmek kadar kanatlanmak da gelir elimden Gece hayalimde gündüz …

Devamını oku

Beşiktaş Tramvayı

Bahçemdeki dut ağacıvurdu ince dallarıyla penceremin camına,bir Beşiktaş tramvayı geldi aldı beni,bir Beşiktaş tramvayı götürdü sana. Çemberlitaş, Şehzadebaşı, Saraçhane.Almışım parmaklarını ellerime,Beşiktaş tramvayında giderim yane yane.Terzi Adem, berber Ali,dikimaneden Emine teyzeve Makbule.Üç sarışın birader,Kapalıçarşı terlikçileri.Bir küçücük simitçi çocuk,levent bir hizmet eri. Hep iyi insanlar bunlar.Dert yüzü görmesinler.Eksik olmasınlar.Vatman ağabeyimiz de eksik olmasın.Her akşam böyle götürsünler seni …

Devamını oku

Ben Sensiz Burda

Yaslanıp omuzuna geceninsabahı karşılar gibi,ama dünyaya günaydın diyemeden. Yatar gibi çimenler üstünde,ama çimenlerin kokusunu alamadan. Koşar gibi denize doğru,ama denizde kulaç atamadan. Uzanır gibi bir çocuğun başına,ama çocuğun başını okşayamadan. Tırmanır gibi gürbüz bir ağaca,ama ağaçtan bir meyve koparamadan. Kavuşur gibi eski bir dosta,ama eski dosla kucaklaşamadan. İş başında türkü söyler gibi,ama sesimi ben bile …

Devamını oku

insan yürüdüğü yola benziyor

İnsan yürüdüğü yola benziyor,günlük defteri oluyor gözleri.Okunuyor, nasıl bir yağmur yağmış hayatınave nasıl bir kar. Örneğin, bir düş yüzünden hapiste yatmışsanız eğer,yılların ördüğü oya gibi bir iz utangaç bir tavırla içinizi beziyorve kamçı izleri gibi esaret günlerinizyüzünüze vuruyor. İnsan yürüdüğü yola benziyor.Eğer yüreğiniz aşk tınılıysa,aşk kokuyor üstünüz başınız. Metin Cengiz

aydınlığın tek değil

Ataol Behramoğlu’na yaşamayı bilmek kadar ölüme de yakındır insan susmayı sonsuza değin bir armağan gibi sunarak başkalarına ayrılmayı göze alır, aradan çekilir birgün. yaşam tek senin aydınlığın değildir ki ve yalnız senin için sunulmamıştır gök yüzünden düşen bu armağan. yaşamayı ciddiye almalıdır insan vazgeçmek de onurlu bir ayrılıştır ne kadar alışmış olsak da. yaşam sadece …

Devamını oku