babası erken ölen her çocuk gibidinsel şeyleri düşünmeyibenden daha çocuk olanlara bıraktımaşka,devlete ve sağ elimde tuttuğum şu kalemeartık inanmıyorumavucumdaki hiçliğealkollün bana verdiği piçliğeve asla olmayacak olanınbenden aldığı gözyaşınaartık alıştımkimseye kırgın değilimsusuyorum ve susuyorsamkelimeleri insanlardan daha çoksevdiğim için susuyorum Jan Ender Can
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Gülümsemene Tezahürat
Sonra bir çağ geldiİçimize ölü balıklar koymuşlardı bizimİki misket dönüyordu yüzümüzün uzakları gören yarımküresindeİlle de ölmek gibi bir şeylerden yıkanıyordu zamanUçsuz bir kuraklık yıkılıyordu göklerden üzerimize. Yaradan azat etseler ya bizi.Bu kenarı kırılmış gök ile kaçıp gitsek bir kara deliğe.Şarkı sözlerinden azat etseler, hatta toptan kelimelerdenKaplara irin doldurup cehennemin kadehine kaldırıyoruzNe sussa bir dil icat …
Şub 23
Veda Notu
sen kalkıp onlara gittikçekendine hiç gelmeyeceksinsen kendine gelmedikçe deben seni hiçbir zaman bulamayacağım ve benolmayan oğluma bıraktığın çöldedelirmiş dilsizlerin dilini öğreneceğimmerak etme,olanlara kimse ağlamayacakbu hikaye aşktan anlamaz belki saati sormak için bile çıkmayacaksın karşımaveya yalnış bir adresiçünkü sevgiyi belirten bütün sorularıçoktan cevaplamıştım ben Çin kadar kalabalıktımMars’ın yüzeyi gibi itinayla yalnızbana sevişerek dokunamazdınhüznü kullanacaktınyapmadın şimdi eminim,içindeki …
Şub 23
Yalnızlığa Veda
Gidiyorum işteHayalde gör, düşte gör. Yalnızlığın da ucuna geldim,sırtımda kederin hançeri,saplanmadan hep tehditle yürütür beni.Bilmem neden ve nasıl çıktım bu yola,vardır elbet başlangıcı bu halin;ben de bir harmandan savruldum sonunda,konmasız uçtum peşinden kadın denilen hayalin. Hayatmış ama asıl beni kandıran cilve.Yine de bir şey verdi diyemem bana bu derin tasavvurve yeryüzü meridyenlerle kestiğim özlü çamurkerpici …
Şub 23
çiğdemler gazeli
sızılı bir gecenin yüreğime düşürdüğü Çiğdem taneleri için.. Iska geçecek genç bir ölümü yeşerten nefesin, adını soluyan …
Şub 23
Limon Çiçeği
Melankolik bir kıyımdamil çektiler kalbimeaşkımsenin gölgendehaintefeci diyegönlümü karış karış parselleyen cinnetlergecemi sular gibi sular gibi içtilerşehri kaplayan gölgemikaranlıklara gömüpgüneşikadere kefen diyeboydan boya biçtiler veah limon çiçeğimeçhul bir kapı aralığındannazir akalın diyehüzne künye biçtiler işte o gün bu gündürgözlerimde çıldıranbu yorgun isyankiliseye havraya camiye gitmezsessiz iç geçirişlerlekıyısında bir nehrincuma cumartesi pazarüç kez intihar ah limon çiçeğiyalvar …
Şub 23
Aynalar
Gençliğimi kaybettim birtakım odalarda;Kaybolan gençliğimi aradığım aynalardaÖlüler dolaşıyor böğürlerinde elleri,Aynı şeyi arayan akraba hayalleri. Yalnız bir taze kadın yaşlılığı arıyor;Yaşlılığım, yaşlılığım! Diye yalvarıyor.Sırları dökülüyor baktığı aynaların;Söndürüp yürüyor bir bir aynaları kadın Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Tül-Hayâl
İçli bir şarkıya dönüşür zaman;Hüzünlü nağmeden vazgeçemezsin.Göğsündeki yara dağlandığı an,Âh etmek istersin, inleyemezsin! Yıldızlar dökülür ak saçlarına,Mehtaplar imrenir gözuçlarına,Başını alır da avuçlarına,Ağlamak istersin, sabredemezsin! Kulağında çalar eski şarkılar,Devirler değişir, hikâye başlar,Tül-hayâl içinde zaman yavaşlar,Kalbindeki sırrı gizleyemezsin! Kadehlerle içsen tek uzvun sızmaz,O mahşer gecene düşlerin sığmaz,Kulağına gelen kadim incesaz,Seni sende çözer, hissedemezsin! Gözünden süzülür en kanlı …
Şub 23
Melâl Perisi
Bağrıma bir gece çöktü ağlama,Bir garip hayâlet girdi rüyâma,Dedi: “Sen âşıksın artık akşama:Çünkü ben gönlüne keder getirdim. “Duyurmadan geçer sevginin günü,Neşe bu cihânın dönmez sürgünü,Al armağanımı ve yar göğsünü:Yarası kapanmaz hançer getirdim. Beni gördün, artık çıkmam aklından,Titreyerek kaçar sana yaklaşan,Al kanlar fışkırır elini sıksan:Her yanı dikenli güller getirdim. Bahâra erişip düşme emele,Derdini yavaşça geceye söyle,Başını …
Şub 23
Akşam Şarkısı
Önümüzde gölgeli yollarAçıldıkça sessiz ve ıssız;Gezdik, gezdik geç vakte kadar…Ne söyledik biz orada yalnız? Gönlümde sevgiler vardı,Çünkü akşam pek füsunkârdı. Ne söyledin? Ne söyledimdi?Hoş bir masal; belki bir yalan..Hep unuttuk onları şimdi.Dönüyorken biz o yollardan Ellerimde ellerin vardı,Çünkü akşam pek füsunkârdı. Nurullah Ataç