Kategori: Türk Şiiri

Fahriye Abla

Hava keskin bir kömür kokusuyla dolarKapanırdı daha gün batmadan kapılarBu afyon ruhu gibi baygın mahalledenHayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!Hülyasındaki geniş aydınlığa gülenGözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınlaNe güzel komşumuzdun sen fahriye abla Eviniz kutu gibi küçücük bir evdiSarmaşıklarla balkonu örtük bir evdiGüneşin batmasına yakın saatlerdeYıkanırdı gölgesi kuytu bir deredeYaz kış yeşil bir saksı …

Devamını oku

O Dönmeden Önce

Geceleyin benden ayrılır ruhum,Dönünceye kadar açık kalır cam.Uyanık, başımın ucunda bir mum,Beklerim, beklerim böyle her akşam. Bilmesem de nereye gidiyor ruhum,Bütün gece sessiz, eriyip de mum,Sabah olduğunu çok biliyorum;Biliyorum, bu bir sonsuz helecan. Besbelli bir ömür böyle sürecek,O öyle uçarı, ben böyle ürkek;Bir gün ya bilerek, ya bilmeyerek,O dönmeden önce camı kapayacağım. Ahmet Kutsi Tecer

Eski Şiirlerim

Kapılarını yıllardır çalmadığımEski dost evleri gibiEski şiirlerimKitaplardaBekler beni…Girip dinlendiğim olurİçlerindeBir kahve içimiÇıkıp giderim sonraBuruk bir hüzünBırakıp geride… Ataol Behramoğlu

Adını Funda Oteli Koy

Adını funda oteli koyAklından gelip geçen bir yazınVe akşam güneşlerinde orda burdaBir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıdaİnce ince gezinen turuncu adamların. Adını funda oteli koySevdamızın da adınıAyakları dibinde gün batımının.Ve ağzında binlerce güneşin tadıDilinin ucunda yalnızca kendi adın. Çünkü sevdikçe beni sen, kendini tanıdın. Edip Cansever

Hemingway’ın Bir Hikayesinden Çağrışımlarla

Kadın ve adam oturuyorlardıUzakta beyaz dağlar vardıGara girmek üzereyken Barselona-Madrid treni Kadın üzgündü, üzgündü, üzgündüAdam düşündü, düşündü, düşündüAşkımız bitmesin isterim dedi Biralar içildi ve başka içkilerKadın ve adam kederliydilerNe birleşiyor, ne ayrılıyor elleri Neden, neden sönüp gider bir aşkAcının silinmez tortusunu bırakarakOnulmazca inciterek yürekleri Kadın daha gerçek bir acıyla yaralıydı belki deTasalı bir sevecenlikle baktı …

Devamını oku

Ruhi Bey ve Limonluktaki Yangın

Niye imalı öyleyseAşk mutlu bir sürgünlükse. Üvey annemdi benim, ben sarışındımOn altı yaşındaydım, sarışındımBulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim, görünümsüzYalnızdım, karışıktımBeni tanıyan kimseler yoktuHiç yoktuİçime kapanıktımBüyük ağaçların altındaHavuzun kırık taşları arasındaBilmezdim mutluluk nedirBilemezdimAlıp başımı gitmek isterdimİsterdim ama, kalırdım Sanki kar yağışlarının ardındanUzun süren kar yağışlarının ardındanSevimsiz bir lunaparktaKimsesiz bir atlıkarıncaydım. Bir limonluğumuz vardı, öğle saatlerindeBazen o limonlukta …

Devamını oku

İhtiyarlar Balladı

onlara ün mü gelir bazı ses mi duyarlaryumuşak bir kedere ufalır bakışlarıidam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlarölüme koşullanmış bütün davranışlarıyorgun öksürükleri oturup kalkışlarıyaşayıp durmaktan gizlice utanırlarher gece artık gitmek vaktidir sanırlargeçmiş günlerinden bir destek aranırlaruysal bir gülümseme tek sızlanışlarıidam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlarölüme koşullanmış bütün davranışları yolculuk sabaha mı yoksa akşam üstü müaylardan bu ay mı günlerden acaba …

Devamını oku

Yeniliş

Açılmamış bir şarap şişesiydimKi öyle kaldımAcımı köpürtmedimİçime sağdımGözyaşlarımı göstermedimKi sildimÖzgürlüğüm beni tutsak düşürdüBaşaramadım İçimde kara kara bulutlar sallandıKi sallandılarDışarı yağamadım Ve yenildim ve sustum Edip Cansever

İnsanlar

İnsanlar da ülkelere benziyorSınırları var, yüzölçümleriYasaları varBayrakları, ilkeleriKimi dağlık bir arazidir.Kimi kıraçKimi bereketliKimi dardırKimi engin gözalabildiğinceKiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeriSonuçta ne küçümse insanları kızımNe de önemse gereğinden çokAma anlamaya çalışNedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri Ataol Behramoğlu

Ben mi? Evet..

ben mi? evet…bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak…bir çiçek merhaba diyecek…hoşgeldin diyecek dağ…orman gülümseyecek…anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerinhırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerdetam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir…hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece…kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı…ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyükbir şeydir halk…deniz ve ufuk …

Devamını oku