Yaprak gizini fısıldadı binbir gece.Nasıl bir bilmeceydi uykusuzluğum?Kulaklarım uğultusuna eğilmişti sadece,-kıpırtısız- Hiçbir şeyin adı kalmamıştı:uçuyordu boşluğumuzda ne varsa.Yaprak beni yargıladı binbir gece.Suyun kıyısına geldim duymamaya.Adımın bir öyküye yetmediğini gördüm.Badem ağacına giysisini asıp giderkengördüm onu son kez, gizlice. Şerif Erginbay
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Dallarımda Kar
Gün benim neyimdi, bilemeden geçti yıllar.Nice bulutlar süzülüp geçti yanağımdan,köklerimi yanıltmadı toprak;ah olmasaydı kabuğumdaki bu tanıklıklar. Gün benim neyimdi, şimdi dallarımda kar;içimde sakin bir hasret var. Yolda olduğumu bilirdim, yol benim ikizimdi;tohum ışırdı yapraklarımın arasından, yol bunu bilirdi.Kar gizlerimizi vururdu yüzümüze:aşk aydınlığındaydık o zamanlar. Dağa boy verdim, açtım kendimi;yan yana oluşumuza sevindim.Dilini anladım, dilimle çözüldüm;mevsimlerin …
Şub 23
Uludere Uludere
Mahir’e ve Merve Ceren’e “Bir ‘Uludere Destanı’ yok mu tezgâhta, ağbi?” diye soruyorlar e-mektuplarında bu iki dostum. Ve uyandırıyorlar, uyuyan közlerimi. Bir ‘Uludere Irmağı’, evet, neden olmasın? Allah’ın ırmaklarından biri, ‘Şiirin ve Cazın Irmakların’dan biri? Diye soruyorum ben de kendime Ve o otuz …
Şub 23
Yürek Sessizliği
Yağmur damlaları gözlerinin göllerinde derin ve sessiz mercan kayaları balıklar geçer uykularından Ben geçerim senin ıslak kayalarından kuğular geçer Bulutların aşkevi gümüş köprülerinden geçirir beni Uyanmak isteyemem tutup çekersin beni unutuşun saraylarında dudaklarında kışkırtıcı yanılsamalar Gün solar gece senin kollarında doğar boşlukta uçan tüy ürperir Sen yoksun düşlerdir kuran ışık akışı gövdemin pencerelerinden ne acı …
Şub 23
Eşdeğeriyle Yan
Eşdeğeriyle yan yana yürürkenCehennem sokağında birey olmak,Ve en inceldikten sonraİlkel sözcüklerle konuşmak seninle. Saat beş nalburları pencerelerdenMadeni paralar gösteriyorlar,Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey. Hiç bir şeyim yok akıp giden sokaktan başkaKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Cemal Süreya
Şub 23
Farenin Ölümü
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,Canı çok yanıyordu günlerden beri. Ne alnında dolaşan bir dost eli Ne yardım isteyecek kimsesi vardı, Ne Tanrısı, ne de peygamberi. Günlerdir karanlık deliklerde Yanıp sönüyordu gözleri. Sevinç değil ki paylaşılsın Kendi kendinindi kaderi. Sürüne sürüne dışarı çıktı. Kıvrıldı ateşte pençeleri. Kurtuldu rahat etti farecik, Rahat etti dişleri. Kibardı, incecikti kuyruğu, Vücudu, …
Şub 23
Unutursun! Deyişine
“Unutursun! ” deyişine unutmak, yıldızların ciğerine saplanan bir lâle yaprağına gömmektir sevgiliyi unutmak, bir kaktüsün küllerinde ansızın alevli bir tapınak eylemektir sevgiyi unutmak, semendere zehir sunmaktır, gülüm taş dolu yüreklerin lügatinde bulursun unutmak, sessizliğe yine kanmaktır, gülüm unutulursa şair, sen de unutulursun bir dağın bir kuyuya tıhum ektiği yerde balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde kralın, …
Şub 23
sevda kaç renktir berfin
hüzün yağız atlarla geliyor berfin’in el oyması sır sandığında naftalin kokulu bir kenttir hakkâri hakkâri dediğim çiçeklerden derlenmiş şiir güftesi her ne kadar dostluğa ve barışa akıyorsa da zap hüzün ötesi -ben sınır ötesini kanadı kırık bir yürek belliyorum muhtemelen kaçak uyrukludur tütün muhtemelen kan ve ağıt yüklüdür gam kokuyorsa gümüş tabakalarda fırat’tan nil’e havva’nın …
Şub 23
Onbeş nolu sınır taşı
ne zamandır bu dağ başındayım hangi işgüzar eller dikti beni burayakumdan kilden demirden mamulümhangi dereden aldınız kumu/kili hangi ocaktan madenden alındımişlendim haddeden geçtimdemir oldum birkaç filiz sınıra dikildimismim: onbeş nolu sınır taşı, biliniz onbeş nolu sınır taşıyım bu huduttadört bir yanım çırılçıplakne bir kavak ağacı var ne bir servine sesli sessiz bir pınarne de ceylanlar …
Şub 23
asıl aşk şimdi başladı
asıl aşk şimdi başladı alnıma bir çizgi daha düştükavga derinliğinde aşk serinliği kılıç yarası gittin de yanaklarımda leblerinin sıcaklığı ellerimde ellerinin gölgesi kaldı gözünde muştum gamzemde gülücüğün kaldı üzerimdeki aşk kanadının dört mevsimi yedi iklimiydin gittin de kadirşinas dillerim sende lâl ü mercan suskunluğun bende kaldı bir buluttan ağdın yağmurdun nehirlere katıldın -yolculuk hangi ummana- …