Kategori: Türk Şiiri

Ağlamaklı Şiir

Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim.. Ali Lidar

Mütereddit Şiir

Layıksan da bilemem uzağındayım ben sevmelerin Peronlar dolusu küfürüm battım tepeden tırnağa Kimde neyi kınadıysam dolaşıp beni buldu İkimiz bir hatayız sevişmesek iyi mi ne Belki bir tür fanteziyim gerçekte ağır aksağım Bende iyi olan her şey bir tür halüsinasyon Uzaklaş kurtar kendini sonrası dramatizasyon.. Ağaran her tel saçım bin saçmalık bin hata Gel sen …

Devamını oku

Hayatın Provası Olmaz

Kaçırdığımız sabahlara ciddi bir özür borçluyuz beraber uyanmadığımız bütün sabahlar bir şey eksikti vardı yeryüzünün haberi yanımızda başka bedenler aklımızda başka hayaller ama aynı güneş aynı gökyüzü ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz.. Ama günün başka kimselere anlamlı gelmeyen anlarındabazen onu elli geçe …

Devamını oku

Müphem Şiir

Al işte düştün sen kendin düş kapımın yan dalı Göğsüm daralsa da biraz yakamda bir ferahlık Taliydin hem izafi as’lolmadan kayboldun Vehimdi zaten mutluluk kaybın sayılmaz vahim Temaşa bekleme boşa belki hayırdır gidişin Yan yana gelmemiz bile bizatihi günahtıSen Havva’ydın ben elma Adem o ara müphem Mutluluk sandığımız şey nevrotik bir bozukluk Eskiler nevrotiğe ne …

Devamını oku

Helallik Şiiri

Sırtını son kez gördüğümden beri yüzümde, gidiş yönünde tekerlek izleri. Mor gabriel, Neve-Şalom, Sultanahmet. Hepsinin fotoğrafı önünde tek tek allaha yalvardım dinle diye beni. Şaşırma, ne de olsa hepsi aynı allahın evi.. Çok hakkın var üstümde helal etmezsen kul hakkı bu, şaka değil eğer helal etmezsen dua etmeyi bir yana bırak camiye gidip allahın halısına …

Devamını oku

Güvercin Telaşı

Yaşadıklarımdan hayal ettiklerimi çıkarttığımda Geriye kocaman bir hayal kırıklığı kaldı. Gerçi matematik oldum olası zayıf bende ama konu bu değil şimdi.. Hayattan tamamen ümidimi kestiğim anlarda bile şaşırmaktan alıkoyamadım kendimi yavrusuna yiyecek götürmek için çırpınan serçeye. Ya da her bozulduğunda yuvası dehşetli bir tutkuyla aynı yere çer çöp taşıyan güvercine. Ne var dedim kendi kendime, …

Devamını oku

Ay Tutulması

Birlikte oturduğumuz parklara senden sonra da gittim epeyce vakit geçirdim ve kaybettim ve üzgündüm bitiremediğim şarapları diplerine boşalttığım mavi ladinler büyümüş çocuklar gördüm oyunlarına büyük bir ciddiyetle devam eden bağ değil büyü bozulmuş köpek gibi pişmanım.. Aynı anda hem sana hem kendime hem tabiata yerli yersiz küfürler sıralarken bir taraftan öptüğüm diğer kızlar da aklımdan …

Devamını oku

Bürde

kış geldi sen gelmedin, oysa dudaklarınve kar beyazı gerdanınla bembeyazdın soğudum yüzünde kapadın kapısını yalnızlığın, kalbinin desaçının her telinde binlerce kuş cesedi kış geldi sen gelmedin ve avcuma bıraktınkarasevdanın kara örümceğini, ben ayazdım boğuldum hüzünde kış geldi kış geldi, sen gelmedin gelmedinböyle naçar bıraktın hem beni hem kendini sevdanın güzünde. Refik Durbaş

Güvercinler

Bir ağaç bir mezartaşını yutuyordu çarşıkapıda“İçimizde kıpırdanırken İstanbul”Bir çocuk mabedlerin susamışlığını satıyorduSesini hatırlayamadığımız bir su testisindeGüneş sanki günahımızdı üstümüzde. Sonra bu güvercinler niye varlarBir anıyı yaşatmak için miÖlümsüz bir ses mi taşımak için ötelereAvuç içlerinde camilerin. Erdem Beyazit

İstanbul Destanı

İstanbul deyince aklıma martı gelir.Yarısı gümüş, yarısı köpükYarısı balık, yarısı kuş.İstanbul deyince aklıma bir masal gelir,bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir,Anadolu’da, toprak damlı bir evde,Gülcemal üstüne türküler söylenir.Süt akar cümle musluklarından,direklerinde güller tomurcuklanır.Anadolu’da, toprak damlı bir evde çocukluğum,Gülcemel’le gider İstanbul’a,Gülcemal’le gelir. İstanbul deyince aklıma,bir sepet kınalı yapıncak gelir.Şehzadebaşı’nda akşam üstü,sepetin üstünde üç …

Devamını oku