Kategori: Türk Şiiri

Aşık Olan

yaşamında bir kere söylenmiş bile olsa aşk içinde bir fısıltıyla ömrünce yankılanır aşık olan zemheride yaşlı bir çobandır zordadır ama mutlaka hayatta kalır… Banu Savaş

Yürek Ve Ten Masalı

gitmek; dağlara açılan eskil bir kapı eşiğidir, bilesingitmek, “mai ve siyah” * bozkırın kendine yürüyüşü aslında çiçekleriyle donup kalmasıdır ulu bir çınarın böyle buz tuttum böyle düştüm ben şeddatın kuyusuna ve yatılı bir keder çıngıraklı yılan gibi çökünce en zarif köşelerime kalbimi çektim çıkardım böyle dönüştü gövdem sarı sabır otuna şimdi kuruyan dallarım pul pul …

Devamını oku

Güz Yorumcusu

Eylül işte değiştirerek geliyor eziyor hırpalıyorsonra da coşturuyor beni Yeni bir haz olarak hayatınsonbaharında gizli Sarışınlık kokuyordu diyerekDaha iri bir nokta koymadan cümlenin sonunaNureddin Durman Neden susayım usta, kırmızı bir gök yağıyor üstümeDörtnala içiyorum rüzgârın soğumuş yapraklarınıGöğsümdeki âteş düşüyor soyunmuş dudaklarımaSavurup atıyorum taflan yemiş çocukları, alnındanYürü yürü çoğalıyor eylül denen yol,Geçiyor eşiklerden yağmur kokulu saçlarıyla …

Devamını oku

Helallik Şiiri

Sırtını son kez gördüğümden beri yüzümde, gidiş yönünde tekerlek izleri. Mor gabriel, Neve-Şalom, Sultanahmet. Hepsinin fotoğrafı önünde tek tek allaha yalvardım dinle diye beni. Şaşırma, ne de olsa hepsi aynı allahın evi.. Çok hakkın var üstümde helal etmezsen kul hakkı bu, şaka değil eğer helal etmezsen dua etmeyi bir yana bırak camiye gidip allahın halısına …

Devamını oku

Güvercin Telaşı

Yaşadıklarımdan hayal ettiklerimi çıkarttığımda Geriye kocaman bir hayal kırıklığı kaldı. Gerçi matematik oldum olası zayıf bende ama konu bu değil şimdi.. Hayattan tamamen ümidimi kestiğim anlarda bile şaşırmaktan alıkoyamadım kendimi yavrusuna yiyecek götürmek için çırpınan serçeye. Ya da her bozulduğunda yuvası dehşetli bir tutkuyla aynı yere çer çöp taşıyan güvercine. Ne var dedim kendi kendime, …

Devamını oku

Ay Tutulması

Birlikte oturduğumuz parklara senden sonra da gittim epeyce vakit geçirdim ve kaybettim ve üzgündüm bitiremediğim şarapları diplerine boşalttığım mavi ladinler büyümüş çocuklar gördüm oyunlarına büyük bir ciddiyetle devam eden bağ değil büyü bozulmuş köpek gibi pişmanım.. Aynı anda hem sana hem kendime hem tabiata yerli yersiz küfürler sıralarken bir taraftan öptüğüm diğer kızlar da aklımdan …

Devamını oku

Bürde

kış geldi sen gelmedin, oysa dudaklarınve kar beyazı gerdanınla bembeyazdın soğudum yüzünde kapadın kapısını yalnızlığın, kalbinin desaçının her telinde binlerce kuş cesedi kış geldi sen gelmedin ve avcuma bıraktınkarasevdanın kara örümceğini, ben ayazdım boğuldum hüzünde kış geldi kış geldi, sen gelmedin gelmedinböyle naçar bıraktın hem beni hem kendini sevdanın güzünde. Refik Durbaş

Güvercinler

Bir ağaç bir mezartaşını yutuyordu çarşıkapıda“İçimizde kıpırdanırken İstanbul”Bir çocuk mabedlerin susamışlığını satıyorduSesini hatırlayamadığımız bir su testisindeGüneş sanki günahımızdı üstümüzde. Sonra bu güvercinler niye varlarBir anıyı yaşatmak için miÖlümsüz bir ses mi taşımak için ötelereAvuç içlerinde camilerin. Erdem Beyazit

Masumiyet Defteri

öyle yavaşladı ki zamaniki dağın zirvesi iki anbiri diğerinin üstünedevriliyor durmadanher şey nasıl bu kadar berrakher şey nasıl bu kadar yenielimi bıraksan unutacağımburaya bugün gelmediğimiaçılmış masumiyet defterigibi görünüyor bana yeryüzümelekler boyamış her yeriyağan kar örtmüş üstümüzüdeseler ki vaki oldu emri hakişte ebedi hayat dediklerikara kapanır sana şükrederimböyle hayal ederdim cennetiniöyle yavaşladı ki zamaniki dağın zirvesi …

Devamını oku

Huzur-ı Hilkatte

Bitsin bu belâlı râh Rabbım,Artık yeter âh ü vâh Rabbım!Pek güç bu dikenli yolda gezmekYokmuş yaşamakta neşve gerçek… Senden ararız penâh RabbımEttin bizi pek tebâh RabbımYokluk bize en büyük saâdetVarlık senin olsun âh Rabbım! Dünyâda nedir zavallı insân?Bir hiç ki bî-huzûr u nâlânBir hiç ki muztarib, meded-hâhÜmmîd ile dâimâ der: Allâh… Hayfâ ki bulur hayâtı …

Devamını oku